Her Gün Bir Ayet Bir Hadis

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
Hergüne bir ayet bir hadis, bir kıssa, bir söz, bir dua... Hepsi burada... Bugünkü Konumuz, ZEKAT, ayet, hadis, kıssa ve resimleri...

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

 

Günün Duası

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Zekat verdiğiniz zaman: "Allahım! Bu zekatı büyük bir sevaba vesile kıl, (hak sahibine ödenip sevap beklenmeyen) bir borç kılma" demek suretiyle zekatın sevabını istemeyi unutmayın

BİR AYET

Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin. "Bakara-43"

BİR HADİS 

"Oysa kendilerine; yalnızca Allah'a ibadet etmeleri ve bütün içtenlikleriyle yalnız O'na iman ederek batıl olan herşeyden uzak durmaları, namazlarında dikkatli ve devamlı olmaları ve mallarının bencillik kirinden arındırılması için zekat denilen karşılıksız harcamada bulunmaları emrolunmuştur. İşte dosdoğru din budur." (98 Beyyine, 5)

 

KISSA

Bir gün «tabiin»´den bir gurup Ebû Sinan'i ziyaret etmeğe giderler. İçeri girip yanına oturunca Ebû Sinan misafirlerine «Hep birlikte kalkalım da, kardeşi ölen bir komsumuz var, onu taziye edelim» der. 

Bundan sonrasını, gurupta bulunan Muhammed Ibni Yusuf el-Feryabî söyle anlatiyor; 
«Birlikte kalktık, o adamın evine vardık, onu hüngür hüngür ağlarken ve bitkin bir vaziyette bulduk, acısını hafifletecek ve kendisini teselli edecek sözler söylemeye başladık, fakat o hic teselli ve taziye sözlerine kulak asmıyordu. 

Ona «ölümün kaçınılmaz bir yolculuk olduğunu bilmiyor musun?» dedik, bize «tabii biliyorum, ama ben kardeşimin gece gündüz çektiği azaba ağlıyorum» diye cevap verdi, ona «Allah (C.C) sana gaybi mi bildirdi ki, böyle söylüyorsun?» dedik, bize su cevabi verdi: 

«Hayır, fakat kardeşimi gömüp kabrini toprakla doldurunca, herkes mezarlıktan ayrıldıktan sonra ben kabrin başına oturdum, o sırada içerden bir ses geldi, şöyle diyordu; «Eyvah, beni tek başıma azab ile başbaşa koyup gittiler, oysa ki ben namazımı kilar ve orucumu tutardım.» Kardeşimin bu feryadı beni ağlattı ve «Durumu nasıldır?» diye görmek için kabrini kazmaya başladım, bir de ne göreyim, içerde ateş yanıyor ve kardeşimin boynuna da ateşten bir halka geçirilmiş! 

Kardeşlik şefkatime yenilerek boynundan halkayı çıkarayım diye elimi uzattım, parmaklarım ve avucum yandı.» Muhammed Ibni Yûsuf el-Feryabi anlatmaya devam ediyor. 

«Adam yorganın altında sakladığı elini çıkardı, yanık Karası olduğunu gördük.» Arkasından sözlerine devam etti: 

«Durumu böyle gördükten sonra üzerini yeniden toprak ile örterek mezarlıktan ayrıldım. Kardeşimin haline nasıl ağlamayayım, onun acısını nasıl unutayım?» 

Adama «Kardeşin dünyada iken ne kötülük ederdi?» diye sorduk, bize «Malinin zekâtını vermezdi» diye cevap verdi, o zaman hepimiz: «Bu durum ulu Allah (C.C)'in su Âyet-i Kerimesinin doğruluğunu ortaya koyuyor» dedik. 

Ulu Allah (C.C.) söyle buyuruyor: 
"Allah'ın kendi faziletinden onlara bağışlamış olduğu malda cimrice davrananlar, kendi hesaplarına iyi davrandıklarını sanmasınlar, tersine bu tutum kendileri için kötüdür. Cimrilik ile yanlarında alıkoydukları mal (zekât) Kıyamet Günü halka olup boyunlarına geçirilecektir."(Al-i Imrân Süresi. 180) 

Demek ki, kardeşinin azabı Kıyamet Gününe bırakılmayarak öne alınmış ve kabirde uygulamaya konmuştur. 
Muhammed Ibni Yûsuf sözlerine söyle devam ediyor, «Bir müddet sonra hep birlikte adamın yanından ayrılarak Peygamberimizin (S.A.S.) arkadaşlarından biri olan Ebû Zerr'in (R.A.) yanına vardık, adamın başından geçenleri ona anlattık ve ona «Yahudiler ve Hıristiyanlar ölünce onların kabirlerinde neden böyle bir durum görülmüyor?» diye sorduk, bize «Onların cehennemlik olduğu kesindir, fakat ulu Allah (C.C) size mü'minlerin böylesine durumlarını, ibret alasınız, diye gösteriyor» diye cevap verdi. 

Nitekim ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki: 
"Hiç şüphesiz, Allah'dan size çeşitli ibret manzaradan gelmiştir. Görüp ibret alan kendine iyilik eder, ibret manzaralarına karşı göz yumanlar da kendilerine zarar ederler. Ben sizin başınızda koruyucu değilim." (En'am Sûresi. 104.) 

Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor: 
"Mallarının zekâtını vermeyenler, Allah (C.C) katında Yahudiler ve Hıristiyanlar gibidirler. Öşür vergisini vermeyenler, Allah (C.C) katında, ateşperestlerden farksızdırlar." 

BİR SÖZ

Malı zarar ve ziyandan korumanın en etkili formülü zekât ve sadaka vermektir.
Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Hafızlık Derneğinden İlk FaaliyetÖnceki Haber

Hafızlık Derneğinden İlk Faaliyet

Din İşleri Yüksek Kurulundan Basın Açıklaması…Sonraki Haber

Din İşleri Yüksek Kurulundan Basın Açıkl...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!