A.Raif ÖZTÜRK

A.Raif ÖZTÜRK

Mail: araifozturk@hotmail.com

Corona Virüsü ile Günah virüsü hakkında.

Sık sık hatırlamakta ve hatırlatmakta mutlaka inanılmaz ölçülerde faydalar vardır. 
Dünyanın en güçlü virüsü, depremi, seli, çığı, fırtınası, hortumu, vs. her türlü musîbeti ve belâsı, insana en fazla kalan ömrü kadar eziyet verir veya belki de öldürür. 
Günah virüsü ise insana hem dünya hayatında başına çeşitli belâlar açıyor, hem de kabir, haşir, kıyamet, sırat ve mahkeme-i Kübra menzilleri olan BERZAH yolculuğunda, başına müthiş belâlar açacak. 
Eğer günahta ısrar edilir ve tövbe edilmez ise EBEDÎ olan Âhiret hayatında Cehennem azaplarına sebep olacağı, Kâinatın en doğru sözlüsü Kur’ân ve Hz. Muhammed SAV tarafından haber veriliyor. İNANMAMAK ise bu yolculuklara da EBEDÎ olan Âhiret hayatına da asla engel olmayacak. Ebedî Cennetlere ve sonsuz-sınırsız mutluluklara engel olacaktır. Avcıdan kaçarak kurtulamayacağını anlayan deve kuşu, gözlerini kapatıp başını kuma gömünce kurtulacağını zannettiği gibi, insanoğlu da gözlerini bu gerçeklere kapatıp, yok sayıp, başını da GAFLET ve inkâr kumuna gömmekle kurtulacağını sanmasın. 
İkisine de objektif bakan akl-ı selim kişiler, gelecek tehlikeyi elbette fark ediyor. Birincisine (yani deve kuşuna) tebessümle mukabele ediyor. İkincisine ise çok üzülerek uyarılması adına âdetâ seferber oluyorlar. Hatta tenkitlere bile maruz kalıyorlar. 
Bu durumu Ünlü Şair N. Fazıl “İster imanla yeşerir, ister inkârla çürürsün. Yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün” diyerek, ne güzel özetlemiş.
Saygıdeğer dostlarım. 
Son günlerde; önce ÇİN’İ sonra da bütün dünyayı endişelere sevk eden CORONA virüsü ile ilgili korkuları, panikleri, telâşları ve seferberlik halindeki çalışmaları hep beraber izliyoruz. Bu endişeler ve telâşlarda, elbette haksız da değiller hani. 
Fakat PANİK ve KORKU tamamen abartılıdır ve orantısızdır. 
Çünkü şer güçler, ellerindeki medya imkânlarıyla bilinçli bir şekilde sürekli KORKU pompalıyorlar. Kitleler psikolojisine göre; aklı devre dışı bırakmanın bir yolu da korkudur ve korkuya kapılan toplum, aklıyla hareket edemediği için, hem gereksiz paniğe kapılıyor. Hem de biyolojik olarak, savunma sistemi çöküyor ve her türlü virüse yakalanma zemini hazırlanmış oluyor. 
Bu tezin ispati; çocukların coronaya yakalanma oranının SIFIR’a yakın olmasındır. Çünkü çocukların masum dünyalarında, corona da yok, korkusu da hiç yok…
•    Korkunun panzehiri ise ÎMANDIR, tevekküldür, tefekkürdür ve akl-ı selim ile hareket etmektir.
Ancak diğer yandan, yukarıda arz ettiğim GÜNAH virüsü hakkında, bu endişelerin, paniklerin, telâşların on katı, hatta 100 katı, belki de 1000 katı endişe ve telâş edilmesi gerekirken, niçin üzerimize ÖLÜ TOPRAĞI serpilmişçesine gaflet içinde olunmasına, bir türlü akıl erdiremiyorum. Oysa Günah virüsü, corona virüsü gibi sadece dünyamızı değil, sınırsız, sonsuz ve EBEDÎ olan âhiret hayatımızı Cehenneme çevirecektir.
Günah virüsüne bulaşmışlar olarak bizler, “biraz da günah işleyiverelim, ileride bir çaresine bakarız” diyebiliyorken, “birazcık ta corona virüsü bulaşıversin” diye, asla müsamaha ve vurdumduymazlık gösteremiyoruz. Hatta abartılı panikleyip, başkalarının hakkına bile dikkat etmeden, kıyasıya tedbirlere başvuruyoruz. 
Oysa bu GÜNAH VİRÜSÜ hakkında bizleri, Dünyanın en doğru sözlü kelâmı Kur’ân-ı Kerim ve düşmanları tarafından bile El-Emîn (en güvenilir kişi) olarak kabul edilen Hz. Muhammed SAV uyarıyor. Hatta 124 000 Enbiya ve 224 000 ehl-i tahkik asfiyâ da tasdik ediyorlar. Asılsız veya abartılı çıkma ihtimali ise SIFIRDIR...
Üstelik te evlâtlarımıza; böyle GÜNAH VİRÜSÜNE DUYARLI bir Milli eğitim verilerek, tertemiz bir nesil yetiştirilmesi hâlinde, 150 sene öncesine kadar görüldüğü gibi, açıkta teşhir edilen SADAKA TAŞLARI içindeki para ve altınlara bile el uzatmayan ahlâklı kişilerle, emniyet, huzûr ve mutluluğun zirvesine bile çıkılabilir.  
Elbette bu emniyet, huzur ve mutluluğun zirvesine engel olmak için ölesiye gayret edenler, yazanlar ve tepki gösterenler de var. Bu tepkilerin de iki sebebi var. Birincisi inanç yoksunluğu. İkincisi ise bunların, maalesef masum halkların üzerinde kurdukları sömürü düzenlerinin, başlarına çökme korkularındandır. İnşaallah, halk ta, yöneticiler de bu gerçeklerin farkına vararak, GÜNAH VİRÜSÜNE DUYARLI bir Milli eğitim sistemine geçilecektir.
Böyle GÜNAH VİRÜSÜNE DUYARLI bir eğitim sistemiyle de, 150 sene önceki gibi, açıkta teşhir edilen SADAKA TAŞLARI içindeki para ve altınlara bile el uzatmayan ahlâklı kişilerle, emniyet, huzûr ve mutluluğun zirvesine bile çıkılabilecektir. 
Fakat her güzelliğin ve avantajların bir bedeli olduğu gibi, bu emniyet, huzûr ve mutluluğun da bir bedeli vardır. Bu konuda bilinçli olarak azami gayretler sarf etmek, GÜNAH VİRÜSÜNE DUYARLI bir Milli eğitim sistemi için çalışanlara tam destek olmak ve mutlaka müfredâta sokmaktır. Bu görev bizlere, Âl- İmran, 110. Âyette, Vedâ hutbesinde ve 54 farzın 20. Maddesinde belirtilmiştir.
Ne mutlu; bu GÜNAH VİRÜSÜNE DUYARLI bir Milli eğitimi arzulayan ve azami gayret sarf edenlere ve ne mutlu; önce kendi aile efradına ve elinin, dilinin ve imkânlarının yetiştiği kimselere, ‘bu günah virüsüne duyarlı olmalarını’ tavsiye, izah ve ispat edenlere. Vesselâm…  
 

Facebook Yorum

Yorum Yazın