Safiye Çetinkaya

Safiye Çetinkaya

Mail: safiyecetinkaya-@hotmail.com

Kapaktaki Resim

Kapaktaki Resim

Yaklaşık 8 yıl öncesi.

Bir delikanlı mesaj yazdı.

"Kadıköy'de kaldırımda ikinci el kitap satan birinden sırf kapağındaki kız çok güzel diye kitabınızı aldım.

Berbat bir kitap. İlk 20 sayfayı okudum bıraktım. Kapaktaki resmin hatrına kitaplığımda duruyor.

Sizinle face de arkadaşız.

Yazılarınızı arada bir okuyorum.

Bana göre fikirleriniz yanlışta olsa, karşımda fikirlerini sonuna kadar savunan bir bayan gördüğüm için size saygımdan da arkadaşlıktan çıkartmıyorum sizi..."

yazıyordu mesajda.

Ay da, yıl da bir mesaj yazardı kendisi.

Öğretmen bir çiftin oğlu ve o zaman elektronik mühendisliğini okuyordu.

Lise yıllarında deistmiş. Üniversite de ateist olmuş.

Onun her mesajını okurum. Neden Allah'a inanmadığını da konuştuk zaman zaman.

Ailesinden gördükleri, arkadaşları vs...

Çok değişik cevaplar.

İçinin hep huzursuz olduğunu hissetmiştim.

Bana nezaketle, küfürsüz ve sadece fikirlerini yazdığı için onu engellemedim.

Sorgulayan, araştıran yönünü de hep takdir etmişimdir.

O delikanlıyı kazanmayı çok istiyordum.

"Sende bir cevher var. Çıkacak bir gün ortaya" dedim ona.

"Yok abla. İnanç namına birşey yok bende. Bendeki cevher elektronik mühendisliği alanında çıkar ama asla

Allah'a inanç alanında çıkmaz" derdi.

Çok bunaldığı birgün o benim hiç beğenmediği kitabımı (Sevgiye Uyanış) bitirmiş.

"4 yıl kitaplığımda durdu. Böyle bir son beklemiyordum. Açıkçası içim bir tuhaf oldu" yazmış.

O yıl mühendisliği bitirdi.

Özel bir şirkette çalışmaya başladı.

Birgün yine bir mesaj yazdı.

"Eylül Vurgunu kitabındaki o adamın iradesi yok bende" demiş.

Eylül Vurgunu kitabımı da almış, okumuş. Ben çok sevinmiştim ve ona dua ediyordum.

O ise üzgündü. Hissediyordum.

Sonra paylaşımlarındaki yumuşamayı fark ettim.

İsyan yoktu artık sözlerinde. Sorgulama vardı hep.

Can Kırığı kitabımı okuduğunda;

"Keşke doktor olsaydım da o kitaptaki çocuğa yardım etseydim. Onu ben tedavi etseydim keşke.

Ne kadar da acımasız insanlara yolu düşmüş...

Kendimi işe yaramaz hissettim birden" yazmıştı.

Düşe kalka sekiz yılı geçirdik onunla.

En son Gözyaşı Ülkesi kitabımı eşiyle beraber okuduğunu ve ağladığını yazdı.

Evlenmişti ve ilk kez geçen yıl cuma namazına gitmişti.

Ve bunu da bana "Çok değişik bir duygu. Sanki kendime ihanet ettim gibi hissettim kendimi. Nasıl oldu bilmiyorum ama kendimi Süleymaniye camisinde buldum..." dedi.

Sonra birgün sayfasında benim İslami bir yazımı paylaştığını gördüm.

Üzerine "Aslında bu konu hakkında düşünmek lazım" yazmış.

O yazıyı gördüğümde sevinçten yerimde duramadım.

Ben yazmaya ilk başladığımda; "Allah'ım bir kişi de olsa beni vesile yap. Bu kalemi Senin rızan için kullanmak için çıktığım yolda bir kişiye de olsa beni vesile et" demiştim. Bunun için hep dua ederim.

Dünkü mesajında; "Kayıp olarak geçen onca yılı nasıl telafi ederim bilmiyorum abla. Ama İslam güzel bir dinmiş" yazdı.

Dünden beri evim bayram yeri.

Mübarek olsun.

Rabbim ayaklarını İslama sabit eylesin inşaAllah.

Ben birşey yapmadım. Ben sadece Rabbimin razı olacağı şekilde yazmaya çabalayan, emekleyen aciz biriyim. Dualar... Ah o güzel dualar...

Rabbim, sayımızı çoğalt. Sesimiz gür çıksın.

Şunu hepimiz aklımıza yerleştirelim.

"Dönüş yalnızca Allah'adır."

Hamd olsun.

Facebook Yorum

Yorum Yazın