- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 03 Temmuz 2017, Pazartesi 12:20
Tarih boyunca milletler nice büyük medeniyetler kurmuş, nice önemli eserler meydana getirmiş , tarihte derin izler bırakmışlardır. Bu çok büyük devletleri, medeniyetleri kuran uluslar zaman içerisinde birlik ve beraberliklerini kaybettiklerinde ,kâh içlerinde çıkarılan karışıklıklarla, oluşturulan kaoslarla, kâh dış güçlerin müdahalesiyle yok olup gitmişlerdir: Göktürk ve Uygur Devletlerinde olduğu gibi…
Hz.Peygamberin risaletiyle başlayan İslam medeniyeti O’nun etrafında toplanan bir avuç Müslümanla büyümüş , Raşit Halifeler döneminde ve sonrasında kıtaları aşan sınırlara ulaşmıştır.Birlik ve beraberliğin dorukta olduğu ayrışmanın olmadığı dönemde en müreffeh zamanlar yaşanmış ilimde bilimde, sanatta önemli eserler verilmiştir. ‘Bir olursak var oluruz .Bölünürsek yok oluruz.’ sözünden hareketle Müslümanlar birbirine kenetlenmiş ,farklılıklar zenginlik olarak görülmüş , ‘’Müslümanlar ancak kardeştir’(Hucurat 10)ayetindeki bilinçle hareket edilmiştir.Kutlu Nebi de ‘’Mü’min ile Mü’min birbirine karşı duvar gibidir, birbirini sımsıkı tutarlar. ‘(Müslim) hadisiyle bir olmanın, birlikte olmanın önemine vurgu yapmıştır.Fakat zamanla çeşitli nedenlerle baş gösteren farklılaşmalar zenginlik olarak görülmemiş ve her farklı görüş arasında birbirlerini dışlama adına kıyasıya bir yarış başlamıştır. Birliğin bozulması sonucunda özgürlüklerini yitiren bireyler, birbirlerini düşman gibi gören aynı dine mensup insanlar ve parçalanan ülkeler ortaya çıkmıştır. Durumu fırsat bilen dış güçler de iştahla bu ateşi körükleyerek İslam coğrafyasındaki emellerine zorlanmadan ulaştılar.
Ünlü filozof Beydebâ ‘nın birlik ve beraberlikle ilgili ibretlik hikayelerinden birine kulak vererek alalım hisseden payımızı.
Zamanın birinde eski Hindistan’ da avcıların sık sık avlandıkları bir yer varmış. Burada bulunan ulu çınarın dallarında bir karga yuva kurmuş ve başlamış geleni gideni gözetlemeye.Bir süre sonra bir avcının yuvasına doğru geldiğini görünce avcının elindeki malzemeden ava çıktığını anlamış.’Bu avcı ya benim ya da başka bir hayvanın kanına susamış olmalı.’ diyerek başlamış olan biteni izlemeye. Avcı ağacın içine güvercinlerin sevdiği tohumları serpmiş ve gizlenmiş.Çok geçmeden içlerinde liderlerinin de olduğu bir sürü güvercin süzülüp gelmişler ve otların, çiçeklerin arasında gizlenen ağın üzerine konarak buldukları tohumları yemeye başlamışlar.Çok geçmeden de tuzağa yakalanmışlar tabii. Korku ve telaşla çırpınmaya ve kaçışmaya başlasalar da nafile .Liderleri büyük bir soğukkanlılıkla hepsini sakinleştirmiş ve ‘’Buradan kurtulmak için hep birlikte hareket etmeliyiz .Aramızdaki birliği bozmayalım.Kendi canımızı düşünmenin sırası değil.Zaten bunu da kimse başaramaz .Hepimizin birlikte kurtulması için çaba göstermeliyiz. ‘’diyerek birlik çağrısı yapmış .Sakinleşen güvercinlere komut vererek hepsinin aynı anda havalanarak hareket etmelerini sağlamış.Birlikte hareket etmenin verdiği kolaylıkla zorlanmadan ağı da alarak epeyce yükselmişler güvercinler.Avcının arkalarından geldiğini gören liderleri ‘’Arkadaşlar tehlike henüz geçmiş değil .Avcı bizi takip ediyor.Açıktan uçmaya devam edelim.Benim tanıdığım bir fare var onun yanına ineriz.O. ağı kemirir, biz de kurtuluruz.’’ demiş.Olan biteni izleyen karga işin sonunu merak ettiğinden onları takip etmiş. Güvercinler her an birlikte hareket edip epey uzaklaştıktan sonra hep beraber alçalıp yere konduklarında fare yanlarına gelmiş. Önce arkadaşı olan lideri kurtarmak istediyse de O ‘’önce beni değil arkadaşlarımı kurtar!’ diye, itiraz etmiş. Fare liderin bu erdemli tutumundan çok hoşlanmış uzunca bir uğraştan sonra hepsini ağdan kurtarmış .
Mutlu ve ibretlik bir sonla bitirir Beydeba hikayesini ..Birlik ve beraberlik içinde hareket eden güvercinlerin özgürlüklerini kazanmaları en büyük kazanımları olmuş şüphesiz.
Bizim tarihimiz de vatanı için,hürriyeti için her şeyi göze almış nice kahramanların destanlarıyla doludur: Ulubatlı Hasanlar,Nene Hatunlar,Ömer Halisdemirler, Fethi Sekinler…
Onlar canlarını vatan için, millet için, bayrak için; üzerinde özgürce yaşanabilecek, dimdik ayaklarının üzerinde durabilecek, dostuna güven düşmanına korku verecek BÜYÜK TÜRKİYE için verdiler. Gökyüzünün güzelliklerini vatanımızdan seyredelim diye,ocağımız toprağımızda tütsün diye,düğünlerimiz derneklerimiz güzel yurdumuzda sevdiklerimizle kurulsun diye, beş vakit ezan minarelerden duyulsun ,bayramlarda camilerde coşkuyla saf tutulsun diye kanlarını akıttılar.Ölmediler, ölümsüzleştiler
Birlik beraberlik olunca sevinçler katlanır, acılar azalır . Genlerimizde var olan birlik ve beraberliği yitirmemeliyiz. Öyle ki bizler kahveyi tek başına içen, soframızda misafir ağırlamayı külfet olarak gören millet değiliz.Biz komşusu açken tok yatmayı zul sayan bir milletiz.Batı’nın sınırlarını duvarlarla, tel örgülerle kapattığı mazlumlarla ekmeğimizi bölüşen cömert, aziz bir milletiz.Biz, söz konusu vatan olduğunda gerisini teferruat olarak gören bir milletiz.
‘’Yalnız taş duvar olmaz.’’ ata sözünü unutmayalım. Biz birlikte güçlüyüz, birlikte iriyiz, birlikte diriyiz. Renklerimizle, zenginliklerimizle , tarihimizle, kültürümüzle “birlikte” GÜÇLÜ TÜRKİYE’yiz.
Aydan USTA
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
29.07.2018 ÖZLEM
-
03.07.2017 Kömür Gözlü, Kömür Bahtlı Çocukların Şehri...
-
03.07.2017 Sabır Acıdır Ama Meyvesi Tatlıdır
-
03.07.2017 Ramazan ayına girmemize sayılı günler kaldı
-
03.07.2017 Yüreklere Sevgi Tohumları Ekebilmek
-
03.07.2017 Kıymeti Sonradan Anlaşılan iki Değer, Zaman ve Sağlık
-
03.07.2017 İnsan'lık Tükeniyor mu?
-
03.07.2017 Sosyal paylaşım tuzakları