Fetöcüler göreve geri mi dönüyor?
MEDYAGazeteci-yazar Süleyman Özışık, FETÖ\'cü olduklarından dolayı görevden uzaklaştırılanların geri dönmesi gibi bir duruma karşı uyarılarda bulundu.
Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Süleyman Özışık, FETÖ'cülerin kamuya geri dönmeye başladığını iddia etti. Kaleme aldığı yazıda Emniyet İstihbarat'ın temizlenmesi gerektiğini savunan Özışık, Emniyet yetkilileri ve bazı rektörlere sorular sordu. Bazı avukatların aba altından su yürütttüğünü söyleyen Özışık, bu avukatların FETÖ'cülerin aklanması için dosya yürüttüğünü iddia etti.
Ayrıca Özışık, 20 bin kişilik Bylock isim listesini de Pazartesi'den itibaren yayınlamaya başlayacağını söyledi.
15 Temmuz darbe girişiminden bu yana devletin pek çok kademesinde Fetö temizliği yapıldı, yapılmaya devam ediyor.
TSK içinde adeta bir kazıma operasyonu yapıldı, Fetullahçı teröristlerin tamamı ihraç edildi.. Devlet kadrolarına sızan pek çok öğretmen ve memur da aynı sonu yaşadı.
Başından beri söylediğim gibi...
Operasyonlarda isabet oranı yüzde 90'lar seviyesine çıktı. Darbe yiyen devlet, koruma refleksiyle şüpheli bulduğu herkesi açığa alırken arada bazı masumlar da harcandı.
Darbenin üzerinden üç ayı aşkın zaman geçti.
Panik havası geride kaldığından olsa gerek, haksızlığa uğrayanlar yapılan soruşturmalar sonucunda peyderpey görevlerine geri dönüyor.
Dönemeyenlerin de yakında aklanacağından endişem yok.
Ancak gördüğüm, duyduğum ve bizzat şahit olduğum bazı olaylar var ve bu olaylar beni ziyadesiyle endişelendiriyor.
Tek tek anlatayım...
Ekranlarda Fetullahçı terör örgütü hakkında atıp tutan bazı avukatların, perde arkasında dosya kovaladığına şahit oluyorum.
Kelimeleri dolandırmadan yazacağım.
Bu avukatlar, Fetullahçı terör örgütüne mensup olduğu delillerle sabit olan zanlıların davalarını üstleniyor. Bunun karşılığında 1 milyon TL'ye kadar yükselen ücretler alınıyor.
Devletin ve milletin yanında yer alıyormuş gibi görünen bu avukatlar, aldıkları paraları birileriyle kırışarak Fetöcülerin serbest kalmasını sağlıyor.
Bu avukatların kimler olduğunu biliyor, ama şimdilik isimlerini yazamıyorum. Çünkü deliller ve belgeler henüz elime ulaşmadı.
Ulaştığı andan itaberen isimlerini vererek tek tek yazmak onur, haysiyet ve namus borcum olsun diyor ve meseleyi kapatıyorum.
Şimdilik!
Gelelim diğer feci olaylara...
Yazılarımı okuyanlar hatırlayacaktır. Bundan bir süre önce kaleme aldığım yazıda, "Emniyet İstihbarat birimi temizlenmedikçe, emniyet içindeki Fetöcü yapılanma temizlenemez" demiştim.
Bu yazıdan sonra Emniyet İstihbarat adına beni arayan üst düzey bir yetkili, kurumdaki Fetullahçı teröristlerin büyük oranda temizlendiğini ve temizlik çalışmalarının aralıksız devam ettiğini iddia etmişti.
Ancak dedim ya, duyduğum ve doğruluğundan emin olduğum bazı olaylar, durumun pek de böyle olmadığını gösteriyor.
Eğer izin verirseniz, hepinizin huzurunda Emniyet İstihbarat'ın başındaki yetkililere şu soruları sormak istiyorum.
Soru 1:
2016 yılının Mayıs ayında Emniyet İstihbarat kurumuna gelen Jandarma Komutanlığı'na bağlı 3 asker, darbenin yaşandığı Temmuz 15 tarihine kadar veri toplama merkezinde çalıştı mı?
Bu askerler kimlerdi ve kurumdaki görevleri nelerdi? Askerler, Emniyet İstihbarat Birimi'nde resmi olarak mı görev yaptı? Yani birimde çalışmaları için herhangi bir yazılı emir, talimat geldi mi? Geldiyse o yazılı emri kim verdi? Yok yazılı emir gelmediyse, o askerleri hangi prosedüre uyarak orada çalıştırdınız?
Soru 2:
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün darbeden bir süre sonra Fetullahçı terör örgütü mensubu oldukları iddiasıyla açığa aldığı 6 polis memuru şu an nerede görev yapıyor?
Bahsi edilen bu polis memurlarının, açığa alındıktan bir süre sonra İstihbarat Daire Başkanlığı'nda göreve başladıkları doğru mudur? Doğruysa, henüz aklanmayan bu polis memurlarını hangi gerekçeyle kurumunuzdaki kadrolara dahil ettiniz?
Soru 3:
Deniz Baykal davasında, gizli tanığa baskı yapan Emniyet İstihbarat Daire Başkan yardımcısı olan zat, suçüstü yakanmasına rağmen onu görevde tutmaya devam ettiniz mi? Kurum içinde bu kişiyi kimler, neden korudu?
Şimdilik sadece 3 soru...
Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı bu sorulara cevap verirse, buradan sizlerle paylaşacağım...
Bir soru da Balıkesir Üniversitesi rektörüne soralım ve yazıyı noktalayalım...
Sayın Rektör...
Üniversitenizde görev yapan 39 dekan ve öğretim görevlisi, Fetöcü oldukları gerekçesiyle bundan bir süre önce açığa alınmıştı.
Ancak bu dekan ve öğretim görevlilerinin tamamı sizin girişim ve çabalarınız sorucu kısa süre önce görevlerine geri döndü.
Bahsi edilen 39 kişi kendini yetkili komisyonlarda ve adalet huzurunda akladığı için mi görevlerine iade ettiniz? Yoksa aklanmadıkları halde kendi insiyatifinizi mi kullanıyorsunuz? Özetle; bu kişiler hakkında yürütülen bir soruşturma var mı?
Balıkesir halkı bu sorulara cevap bekliyor...
Dipnot: İçinde 20 bin kişinin bulunduğu Bylock listeleri elime ulaştı. Bir aksilik çıkmazsa, Pazartesi gününden itibaren bu isimleri İnternethaber'de tek tek yayınlamaya başlayacağız.
Bilginize...
İlginizi Çekebilir
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.
Tesettürden vazgeçme
Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.
Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?
Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!
Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.
Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı
Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II
Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…