ÇOCUKLARDA MESULİYET ŞUURU
KISA YAZILARKendi ayakları üzerinde durabilen, ülkesinin ve dünyanın geleceğinden kendini mesûl hisseden çocuklar yetiştirebilmek için bizler neler yapmalıyız? gibi soruların cevabını arıyoruz.... Yazarımız Asuman Düzgün'ün kaleminden....
İnsanın dünyadaki varoluş serüvenine baktığımızda, yüklendiği emanet ve mükellefiyetlerle diğer varlıklar içerisindeki saygın konumuna yükseldiğini görüyoruz. Yeryüzünün halifesi hükmünde bulunan ademoğlunun bu dereceye, kendisine bahşedilen akıl ve idrak sayesinde eriştiğini biliyoruz.Yaratılışındaki bu mükemmel donanım bize onun fıtratında bulunan sorumluluk duygusunun da varlığını gösteriyor.Bir insan, içine yerleştirilen bu değerin aktif olmasıyla ancak kendisini,çevresini ve hayatı imar edebilir. Bu noktada bir ülkenin geleceği, sorumluluk bilinci kazanmış erdemli çocuklar tarafından şekillendirilecektir diyebiliriz.Peki biz ebeveynler ileride sorumsuz davranışların bedelini ağır ödememe adına çocuklarımıza bu bilinci daha erken yaşlardan itibaren nasıl kazandırabiliriz?Ya da kendi ayakları üzerinde durabilen, ülkesinin ve dünyanın geleceğinden kendini mesûl hisseden çocuklar yetiştirebilmek için bizler neler yapmalıyız?
Öncelikle sorumluluk duygusu yazılı kaynaklarda nasıl tanımlanıyor ona bir bakalım:Sorumluluk; 'bireyin uyum sağlaması,üzerine düşen görevleri yerine getirmesi ve kendine ait bir olayın başkaları üzerindeki etkilerinin sonuçlarını üstlenmesi,başkalarının haklarına saygı göstermesi ve kendi davranışlarının sonuçlarına sahip çıkabilmesi' olarak tanımlanmaktadır.Sorumluluğun tanımında da gördüğümüz gibi bu becerilere sahip çocuklar başkalarının haklarını çiğnemeden kendi üzerlerine düşen görevleri yapabilen kişiler olarak karşımıza çıkıyor.
YAZININ TAMAMINI YAZARIMIZIN KÖŞESİNDEN OKUYABİLİRSİNİZ
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
N’olur, duyun bu çığlıkları artık
A. Raif Öztürk gündeme dair Köşe yazısı...
Yılbaşına, yılsonuna değil, YOLUN SUNUNA odaklan
Köşe Yazarlarımızdan A. Raif Öztürk'ün gündeme dair yazısı. Yılbaşına, yılsonuna değil, YOLUN SUNUNA odaklan
Şeflerin Çilesi
Yılların birikimi tartışılmaz tecrübeleri ile kurumların olmazsa olmazı şeflerin bu haktan istifade edebilmeleri ve mahrumiyetlerinin giderilebilmesi için yetkililer acilen onları da bu yasanın kapsamına dahil etmelidir.
MEVLİDİ NEBİ
Kandiller; öze dönüşün, Yüce Yaratanımıza yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın, geçici olanla kalıcı olanı fark etmenin, kalp gözümüzü açıp gönül dünyamızı temizlemenin fırsatı olan, nefsin yanıltıcı arzu ve isteklerinden uzaklaşmanın imkânlarını sunan kutlu zaman dilimleridir.
CAMİLER HAYATIN MERKEZİDİR
O kutlu mekânlar, sadece, dedelerin, babaların, ihtiyarların, ellerinden tutup evlerine götürmek için önünde beklenen; üç Cumayı geçirmemek için, cuma günlerinin takibinin yapıldığı, bayramdan bayrama, teravihten teravihe, kandillerden kandillere uğramak mecburiyetinde hissettiğimiz yerler de değillerdir.
Hırslı Değil Azimli Çocuklar Yetiştirmeli
Günlük hayatımızda sürekli birileri ile yarıştırılmaya alıştırılmış çocukların, büyüdüklerinde de arabalarının markasını, gittikleri yerleri, ilişkilerini, başarılarını ve hatta ebeveynliklerini yarıştıran kişilere dönüşebildiklerini görmüşüzdür.