© Dini Haberler 2020

Çocuk eğitiminde ailelerin en büyük yanlışları

Bebeklere davranış kazandırmak üzere verilen eğitimlerde ailelerin en büyük yanlışlarını Stanford Üniversitesi'nden erken öğrenme alanında çalışmalarıyla dünyada ün yapmış Prof. Dr. Robert Titzer anlattı...

Sizlerle ilk olarak bebeklerin neden ağladığını paylaşmıştık. Prof. Dr. Robert Titzer ile röportajımızın ikinci kısmında ise ailelerin çocuklarına eğitim vermek konusunda yaptıkları yanlışları konuştuk. Çocuk gelişiminde 18 ayın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Titzer, İnsan beyninin yüzde yüzde 75'inin ilk on bir ayda, yüzde doksanlık kısmının ise 18'nci ayda tamamlandığını söylüyor. Bu zaman aralığında eğitim verilmeyen çocuklar, okul çağına geldiklerinde beyinlerinin sadece yüzde on'unu kullanıyorlar.

İşte Titzer'in 0-2 yaş arasında özellikle de 11'nci aya kadar bebeklere verilmesini istediği eğitim biçimi ve kazandırılması gereken davranışlar:



- Aileler 0-2 yaş arasında ne yapmalıdır?

Bebeğe mümkün olduğunca dil yeteneği öğretilmeli. Bebekle çok konuşun. Bu konuşmalarda tanımlayıcı ve yavaş olmaya özen gösterin. Bebeklerle konuşmanın önemi de araştırmalar gösteriyor ki 18 aya ulaşıldığında çevresel faktörleri, gelecekte oluşacak olan dil yeteneğini değil sadece 18 aydan sonra bebeğin kelimeleri nasıl daha fazla öğrenebileceğini gösteriyor. Yapacağınız bu konuşmalar 18 aya geldikten sonra çocuğun çok hızlı öğrenmesini sağlayacak. Öğrenimi çabuk olacak.  

Bir bebek 18 aya kadar verilmesi gereken aile eğitimine sahipse, çevrede olan bebeklere kıyasla çok hızlı konuşuyorlar, ilerde daha fazla öğreniyorlar. 5 duyu ile öğrendikleri için zihin kontrollerini de daha hızlı sağlayabiliyorlar. Bebeklere öğretmek istediğiniz şeyi mutlaka gösterin, hissedebilsin, duyabilsin. Tüm dünyayı geziyorum fakat maalesef benim gördüğüm şu; anneler telefonda bir şeyler yapıyorlar, bebek bir kenara oturtulmuş, önüne bir oyuncak atılmış kendi haline bırakılmış. Bu şekilde olmaz. Bu öğrenme biçimi 5 dakikada olmuyor sadece gün boyu olması lazım. Anneler bunların ne kadar önemli olduğunu bilmiyorlar. Aileler, bebeğin bineceği bebek arabasındaki bir özelliği çocuğun kendisinden fazla önemsiyorlar. Oysa bir bebeğin yanında günde 30 bin kelime konuşulması lazım. 

- Peki, günümüzdeki geç evlilikler ailelerin çocuk sahibi olduklarında daha fazla sıkılmasına mı neden oluyor?

Evet, aileler çocuklarına bir şey öğretirken bu eğitimden sıkılıyorlar. Ya da bu eğitimi sadece çocuklara bir kart gösterip çekmek olarak tanımlıyorlar. Ama burada önemli olan sesteki tonlama ve ailenin bunu ‘oynaması’dır. Bebek oyunu sever. 

Aileler kendilerini geliştirmek için ne yapabilirler?

Öncelikle aile haberdar olmalı, bu anlamda size düşen bir görev bu. Onlar yatırım yapmayı seviyor. Aileler neyi bilmediklerini dahi bilmiyorlar. Bebekken yapmaları gereken bu eğitimi, bebeklerin beyinleri bu kadar hızlı gelişirken vermeleri gereken eğitimin ne olduğunu öğrenmeliler.

Burada söze Dr. Amin Hosseini giriyor. Gözlem için gittikleri ailelerden söz eden Dr. Hosseini, ailelerin günde minimum bebekle 5-6 aat geçirmelerine rağmen bu vaktin boşa geçtiğine vurgu yapıyor. Kendilerinden terapi talep eden aileleri öncelikle ‘Şu anda ne yapıyorsanız onu yapmayın’ sözleriyle karşıladıklarını belirten Dr. Hosseini, bir bebeğe master derece eğitim vermekten bahsetmediklerini sadece ailelerin bebekleriyle gerçekten ilgilenmelerini istediklerini belirtiyor. 

Bu sohbet sırasında verilen en önemli dipnotlar ise şöyle; 

“Amerika'da hapishanelerin kapasitesi o eyaletin okuma oranına bakarak oluşturulur, bu bize okuma-yan bir toplumun ileride topluma neler kaybettirebileceğinin ispatı”olarak görülüyor. 

Aynı zamanda “İngiltere yapılan bir araştrımada bir çocuğun her bir seviyede daha iyi okuyabiliyor olması her seviye için ileride yıllık 5000 pound daha fazla ekonomik gelire sahip olduğunu” gösteriyor.

Burada en önemli faktör, bebeğe eğitimin verilmeye başladığı zaman dilimi. 

 1991 yılını ilk olarak kızına eğitim vererek çalışmalarına başlayan Prof. Dr. Titzer, Türkiye'de ilk kez Ülke Haber'de yayınlanmak üzere kızının eğitim görüntülerini bizimle paylaştı. 

İşte Prof. Dr. Robert Titzer ve kızı Aleka'nın ilk görüntüleri:

 

İlkay Yaprak'ın haberi/Ülke Haber

İlginizi Çekebilir

Şeyh Ahmed Yasin ile 20 yıl önce gerçekleştirilen bir röportaj

Biz şehadetin talipleriyiz. Yaşamanın peşinde değiliz. Dünya için de mücadele etmiyoruz. Biz ahiret için savaşıyoruz. Bu yüzden, tehditler bize zarar vermez.

Her Kitap Bir Hayattır

“Hayat bisiklet sürmek gibidir. Dengede durmak için sürekli hareket etmek gerekir.” İşte bu söz ışığında gayret gösteren Yazar Selda Avcı ile “hayata, kadına ve okumaya dair” birçok konuyu konuştuk. Selda Avcı, “Lütfen hayatınızı ertelemeyin. Tekrarı olmayan bu hayatımız, bir varmış ile başlayıp, bir yokmuş ile sona erer” dedi.

PSİKOLOJİK DESTEK ALMAKTAN ÇEKİNMEYİN

Psikolog ve Halkla İlişkiler Uzmanı Büşra Ay ile ofisinde keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Psikoloji alanında ufuk açma hedefi olan genç psikolog, destek almanın korkulacak bir şey olmadığını vurguladı ve ihtiyacı olan herkesi destek almaya davet etti.

Deizm yaygınlaşıyorsa bunda günümüz çocuk yetiştirme tarzının etkisi büyük!

Zafer Dergisi'nden Aslınur Bahar, psikiyatrist Mehmet Tüzün ile ateizm ve deizm üzerine verimli bir röportaj gerçekleştirmiş.

Dünyada kuralları inşa edenler kurallara uymuyor

​​​​​​​Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kriter dergisine röportaj verdi. “Dünya değişiyor, BM de değişmeli” diyen Erdoğan, Batı'nın üstünlüğü anlayışının sonuna gelindiğini söyledi.

Allah’a bağlanmak insanı özgürleştiriyor

İslam dini ile şereflenen Romanya vatandaşı Teodora (Fatma) Gabor, Akit’e yaptığı açıklamada, “Allah, Ali İmran Suresinde diyor ya: “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın.”. Ondan sonra dedim ki, asıl O’na sarılmam gerekiyor. Allah’a bağlanmak insanı özgürleştiriyor. Bağlandıkça özgürleşiyorsun. Müthiş bir durum” ifadelerini kullandı.

TÜM HABERLER