Gençlere Son Çıkış’ı gösteren imam

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
Önümüzdeki hafta gösterime girecek, madde bağımlılığını konu alan Son Çıkış dizisinin İmam Yusuf karakteri, İmam Ömer Faruk Yazar’dan esinlenilerek oluşturuldu. Bireysel çabalarıyla 200’ün üzerinde genci madde bağımlılığından uzaklaştıran Ömer Faruk Yazar Hoca, Esenler gençliğinin kahramanı.

Önümüzdeki hafta TRT ekranlarında izlemeye başlayacağımız Son Çıkış dizisi, pek alışılmadık bir konuyu ele alıyor. Senaryosu Yeşilay Bilim Kurulu Üyelerinin denetiminde uzman bir ekip tarafından kaleme alınan dizi birçok kişinin hayatını mahveden, dahası ölümüne sebep olan sentetik ve benzeri uyuşturucu maddeleri kullanan gençlerin hayat öykülerini işleyecek. Dizideki karakterlerin ve hikayelerin bir çoğu gerçek hayattan alınma. Son Çıkış'ın gençleri uyuşturucu maddelerden uzaklaştırmaya çalışan İmam Yusuf karakteri de gerçek hayattan birinden esinlenilmiş; Esenler gençliğinin abisi, imamı, dert ortağı, Ömer Faruk Yazar...

ARKADAŞI KUCAĞINDA ŞEHİT OLDU

Doğma büyüme Esenler'de yaşayan ve uyuşturucu çarkına takılan gençlere el uzatan Ömer Faruk Yazar'ın 200'den fazla gencin zararlı alışkanlıklardan, bağımlılıktan kurtulmasına vesile olduğunu duyduğumda yaşlı ve babacan bir imam portresi canlandı gözümde. Ancak 32 yaşında, gözleri parlayan, genç bir adamla karşılaşınca başta biraz şaşırdığımı söylemeliyim. Ömer Faruk Yazar kendi halinde yaşayıp giden bir gençken, hayatını gençlere yardım etmeye adamasına giden yol, yaşadığı birkaç kırılma noktasıyla başlamış. Bunlardan biri askerde bir arkadaşının kucağında şehit olması: “Askerliğimi yaptığım Şırnak Seslice'de bir arkadaşım mayına bastı ve kucağımda şehit oldu. Genç bir insanın ölümüne ilk defa şahit oldum" diyor. Asker dönüşü dinlediği ve namazın öneminden bahseden bir radyo programının kendisi üzerindeki etkisini hiç unutamıyor. Sonrasında ise camiden bir vakit namazı çıkışında Zeynel Abidin Güler hocanın sohbetine davet edilmesi hayatının alacağı yönü belirlemiş; “Gittim. Sohbet beni çok etkiledi. O an karar verdim. 'Ben okuyacağım, hem dini eğitim alacağım hem de lisede bıraktığım okulu bitireceğim' dedim. İmam Hatip derslerini verdim. İlahiyat lisans diploması aldım. Mezun oldum. İsmail Ağa'da medreseye gittim ve oradaki eğitimimi de tamamladım" diyor.

KENDİMDEN UTANDIM

Bu süre içinde kendini geliştiren Yazar, metro durakları önünde, sokaklarda köşe başlarında toplanan gençlerle hiç iletişim kurmamış. Ta ki bir gün bir tanesinin, “Hocam, siz dini eğitim alıyorsunuz ama bize hiç bir şey anlatmıyorsunuz. Konuşmuyorsunuz" demesine kadar. O an bildiklerini anlatmadığı için kendinden utandığını söylüyor Yazar; “O gençlerle muhabbet etmeye başladım. Dış görünüşleri, giyim tarzları, saç şekilleri, konuşma tarzları benim için farklıydı. Konuşmaları tamamen argoydu. Konuştukça çok iyi insanlar olduğu kanaatine vardım. Din görevlilerinden, öğretmenlerden, STK'lardan uzak kalmışlar. Kendilerini dışlanmış hissetmişler. Her birinin farklı hikayesi var. Ben kendimi suçlu hissettim o gençlerle tanıştıktan sonra" diyor.

 

 

 


GÜVENİNCE BAĞIMLIYIZ DEDİLER

Ömer Faruk Yazar bu gençlerle sohbet edebilmek, bir araya gelebilmek için küçük bir mescit oluşturmuş, bir kenarına da bir çay ocağı koymuş. Burada muhabbet etmeye başlamışlar. Merak edenlere dini bilgileri anlatmış. İsteyenlere sıkmadan Kur'an-ı Kerim, ilmihal, siyer dersleri vermeye başlamış. Birlikte parklarda oturmuşlar, Balat sahilde çekirdek çitlemişler, yeri gelmiş denize gitmişler. Sahilde mangal yapmışlar. Belli bir süre sonra gençler Yazar'a güvenmeye başlamış. Ömer Faruk Yazar, “Çocuklar düşündüler ki bu hoca bize maddi açıdan yaklaşmıyor. Hakkımızda bilgi alıp bir yere vermiyor. Din eğitimi için mücadele eden bir hoca. Güven ortamı oluşunca bana açılmaya başladılar" diyor. Gençlerin bağımlı olduklarını tam bu noktada öğrenmiş Yazar. O an zarar görebilirim diye geri çekilmek yerine onlara yardım etme kararı almış.

Hayata dokunan bir dizi olacak

Yeşilay Genel Müdürü Savaş Yılmaz, toplumu ve öncelikle gençleri tüm zararlı alışkanlıklardan ve bağımlılık yapıcı maddelerden uzak tutmayı amaçladıkları için gençlere ulaşmanın kendileri için en önemli konu olduğunu söylüyor. Bu nedenle görsel, yazılı sosyal medyayı etkin kullanmaya çalıştıklarını anlatan Yılmaz, “Televizyonun bu anlamda önemli bir mecra olduğunu düşündük ve dizi projemizi geliştirdik. TRT'nin çok büyük desteğiyle de hayata geçirdik. İzlenecek bir yapımla gençlerin karşısına çıkmak istedik. Didaktik öğretici yapımlardan ziyade daha drama ağırlıklı , yaşam becerisi kazandıran içeriklerle eğitimin daha etkili olacağına inanıyoruz. Kendi eğitim programımız olan TBM de ( Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı) bu vizyonla hazırlandı ve tüm Türkiye'de uyguluyoruz" diyor. Bağımlılığın son dönemde ülkemizde özellikle de yaşanan trajik olaylardan ötürü gündem olduğunu ifade eden Yılmaz, hem kamu otoritesi nezdinde hem de toplum nezdinde bir farkındalık oluşumuna katkı sağladıklarını anlatıyor. Dizi senaryosunu Yeşilay'ın 2 bilim kurulu üyesinin onayladığını aktaran Yılmaz, “Bazen bu konunun bazı dizilerde belki de iyi niyetle ele alındığını görüyoruz fakat bunların bazılarının bırakın olumlu etki yapmasını, özendirici etki yapması bile söz konusu. TRT tüm gücü ve profesyonelliği ile bize destek veriyor ayrıca uyumla çalışılan bir yapım firması da uzun soluklu bir proje olacağını gösteriyor. Çok izleneceğini düşünüyoruz. Fragmanlarına bile dönüşler çok olumlu" diyor. Dizide yer alan hikayelerin gerçek hayattan alıdığını da söyleyen Yılmaz, “Zaten dizinin toplumda çok karşılık bulacağına bizi inandıran da bu gerçeklik. Biz Türkiye'nin her yerinde sahada da olan bir STK'yız. Bu bizim en güçlü yanımız . Bu sebeple de gerçek hayattan birçok kahraman, bir öğretmen, mahalleden bir imam, bir esnaf gibi insana dokunan birçok detay dizide olacak" diyor.

 

 

 


Aileler çocuklarını tanımıyor

Yazar, gençler gelip “Hocam kendimizi alıkoyamıyoruz. Bağımlılık yaptı. Arkadaş ortamını terk edemiyoruz. Başka yerde dışlanmış hissediyoruz" diye kendilerini anlatmaya başladıklarında ailelerle irtibat kurmaya başlamış. “Aileleri ile sorunları olan çocukların ailelerini sürekli ziyaret etmeye başladım. Çoğu aile çocuğunun uyuşturucu kullandığını bilmiyor. Anne babaya çocuğun bağımlı diyemedim. 'Çocuğunuzun bazı kötü alışkanlıkları var. El ele verirsek bunun üstesinden geliriz' diyerek onlara yaklaştık. Bu çocuklarla sürekli irtibat haline girdik. Sosyal aktivite içerikli şeyler yaptık. Çünkü bir şeyle meşgul olmaları gerek. Balat sahile gider, piknik malzemelerini alırdık. Ekmek arası yapıp oturup muhabbet ederdik. Bunlar çocukların çok hoşuna giderdi" diyor.

Dert ortağı oldu

Ömer Faruk Yazar hoca yaşları 16 ile 22 arası olan bu gençlerle muhabbet etmiş, dolaşmış, dertlerini paylaşmış. Gelen arkadaşını da getirmiş. 6 yıl içinde çok sayıda gençle görüşmeye başlamış. Zamanla gençler Allah rızası için uyuşturucuyu bırakmaya karar vermiş. Yazar, “Hadi gelin din eğitimi yapalım, Kur'an eğitimi yapalım demedim. Müslümanım diyorsa ibadetlerle bir hayat sürdürmesi gerektiğini, kötü alışkanlıklardan Allah'ın dinine sarılarak kurtulabileceğini anlattım. Sonrasında onlar kendileri gelip Kur'an eğitimi almak, Peygamberimizi tanımak istediler" diyor.

OKULA DÖNDÜLER İŞE GİRDİLER

Gençlerle sürekli irtibat hâlinde olduğunu söyleyen Yazar'ın çalışmaları zamanla meyvesini vermiş. Çocuklar uyuşturucuyu bırakmış. Yine Ömer Hoca'nın çabalarıyla okuluna dönenler olmuş. Çalışmak isteyenlere iş bulunmuş. Yaşantısını düzeltenlerden evlenenler olmuş, nikahlarını da Yazar kıymış. Tedavi olması gereken gençleri de bizzat Çamatem'e götüren Yazar, “Madde kullanımı beyinsel bir problem. Ta ki eroine kadar. Eroin vücudu ağrı ve sızılarla esir alıyor. Ama diğer maddeler beyinde bitebilecek şeyler. Çoğu genç bunlardan uzaklaştı" diyor. Çamatem'e gönderdiği bir gencin dediklerini de şöyle aktarıyor: “Hocam ben ilaç kullanma gereği duymadım. Sizinle karşılaştıktan sonra benim bunu Allah rızası için bırakmam lazım dedim ve sıyrıldım dedi" Çocuklarla bu aktiviteleri yaparken gereken harcamalara zaman zaman mahalle esnafı, zaman zaman İsmailağa cemaati yardımcı olmuş. Polislerin bile çoğu zaman “Hocam sizden Allah razı olsun. Biz GBT'sine bakıyoruz. Problemliyse karakola götürüyoruz. Ama siz onlarla ilgileniyorsunuz" dediklerini anlatıyor Yazar Hoca.

Apaçi Gençlik'te de var

İstanbul Üniversitesi'nde sosyoloji doktorası yapan Ömer Miraç Yaman Esenler'de saha çalışması yaparak hazırladığı doktora tezini Apaçi Gençlik adı altında kitaplaştırdı. Kitapta Ömer Faruk Yazar'ın çalışmaları da yer aldı. Kitapta Ömer Hoca'nın ismi Abdullah Hoca olarak geçiyor.

Dernek kuruldu

Ömer Faruk Yazar Hoca çalışmalarını şimdi 2 ay önce açtıkları Bişri Hafi Gençlik derneğinde sürdürüyor. İsmailağa cemaatinin katkılarıyla açılan dernekte 15 yataklı küçük bir yatakhane de yapılacak. Böylece sokakta yatmak zorunda kalan çocukların yanı sıra şehir dışından bağımlılığından kurtulmak için gelmek isteyenlere de kalma imkanı sağlanacak.

 

 

 


Hayal etmeyin yaşayın

Ömer Faruk Yazar gençlere uyuşturucuyu şöyle anlatıyor: “Kötü alışkanlıklarla bir hayat sürdürüp bir halisinasyon göreceksiniz. 2 saatlik bir halisinasyon. 2 saat hayal dünyasında mutlu olacaksın. Biz bu mutluluğu helal yoldan gerçeğe dönüştürelim. Kendi vücudunuza bedeninize kişiliğinize zarar vermeyecek işlerle meşgul olalım. Niye hayal dünyasında yaşıyorsunuz. Annenizle, babanızla, kız arkadaşınızla problem yaşayabilirsiniz. Her sıkıntıda maddeye sarılacaksanız kendinize zarar verirsiniz. Madde kullananlardan biliyorum. Çok genç var öyle. Kafalarında saç yok. Yaşlanmışlar erken çökmüşler. Kötü alışkanlıklarla erken yaşta çökmektense güzel alışkanlıklarla iyi şeylerle hem Rabbimizin razı olacağı, hem ailemizin razı geleceği işlerle meşgul olun. Beraber gezelim, eğlenelim."

Evlenince zorlandım

2 yıllık evli olan Ömer Faruk Yazar ailesine fazla zaman ayıramıyor. Evlenmeden önce işinin daha kolay olduğunu anlatan Yazar, “Sürekli ya mescitte ya sohbette çocuklarla berabersiniz. Kalabalık bir kitleyle. Oturup muhabbet ediyorsunuz. Ramazan'da aileme vakit ayıramadım. Çünkü onlarla beraber oturup kalktık iftar ettik oruç tutmasalar bile birlikte sahur yaptık. Dernek açıldıktan sonra görevlilerin artmasıyla ben de daha rahat aileme vakit ayırabileceğim."

Anahtar Kelimeler:

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
imam Vedat Sayın Hakka YürüdüÖnceki Haber

imam Vedat Sayın Hakka Yürüdü

Din Görevlilerine Bir Maaş İkramiyeSonraki Haber

Din Görevlilerine Bir Maaş İkramiye

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!