Abdullah Azzam’ın Gençliğe Hitabesi
MEDYAAfgan- Rus harbinin en önemli ismi olarak kabul edilen Filistinli doktor Abdullah Azzam’ın çok sayıda konuşma ve makalesi bulunuyor. Usame Bin Ladin’in hocası olarak kabul edilen Azzam, İslam Hukuku içinde incelenen cihat fıkhı doktrinindeki derecesi ile tanınıyor.
“Eğer bir İslam Cemaatine üye iseniz hakkın tamamen o grupla beraber olduğu ve batılın da onun dışındakilerle beraber olduğu düşüncesinden sakının; önceki taassub ehlinin söylediği gibi: ‘Bizim sözümüz doğrudur ve hatalar içermesi mümkündür ve diğerlerinin sözü ise yanlıştır, doğrular içermesi mümkündür.”
Bu feci bir taassubtur. Kaç grup bununla bölündü. Kaç uyumlu ve uzlaşabilen kişi bu yüzden bölündü. Kalbinizi gözden geçirin. Başkalarına karşı kibirli olmaktan sakının, onları küçük görmekten sakının. Bu din için fedakarlıkta bulunan nice insanlar var; çoğu zaman senin feda ettiklerinden fazlasını veriyorlar. Fakat bu sadece onlar ve Alemlerin Rabbi arasında kalıyor. Vallahi senin onlardan sözlerini reddedip kendisini küçük gördüğün biri bile senin bu din için feda etmek isteyeceğinden bir dünya dolusu feda etmiş olabilir. Şu durumda nefsine dikkat et.
Allah kendi sınırlarını bilen ve bu sınırda kendini dizginleyen kişilere merhamet etsin. Fazilet sahibi insanlar, fazilet sahiplerinin faziletine saygı gösterir. Fazilet sahibinin faziletini bilenler, fazilet sahipleridir. Hakkın senin eğitiminde olduğun medresede olduğu ve diğerlerinin ise dalalet, telef ve sapkınlıktan başkasına sahip olmadığı düşüncesinden sakın.
Ebu Cafer El Mansur kendisine insanları onun Muvattası altında toplamayı, Muvattayı altın mürekkeple yazmayı ve Muvattayı Kabe’nin içine asmayı düşündüğünü söylediğinde Malik dedi ki ‘bundan sakın, çünkü Resulullahın sahabesi çoktu ve değişik bölgelere dağıldılar ve her birinin yanında bir diğerinin sahip olduğundan başka şeyler de vardı.’
Senden başka çok davetçi var, senden başka çok mücahit var, senden başka çok muhlis var. Ve üstü başı toz içinde dağınık saçlarıyla başkalarının kapılarından kovulmuş nice kimseler vardır ki onlar Allah’a yemin edecek olsa Allah onların sözünü doğru çıkarır.
Ey kardeşim, amellerini büyük gördüğün için yok olduğu yeter artık. Kendi amellerini gözünde büyütüp başkalarınınkileri küçük görmen büyük bir günahtır.
“Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay haline! Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler. Fakat, kendileri onlara bir şey ölçüp, yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar.”
Kendisinden bahsettiği zaman iyiliklerinden başka bir şeyden bahsetmez; başkalarından bahsettiğin de ise hatalarından başkasını zikretmez. Resulullah buyurmuştur ki sizden biriniz bir şeyi kardeşinin gözüyle küçük görür fakat kendi gözüyle büyük bir yarayı bile görmez. (Bu,Türkçe’deki ‘iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır’ benzeri bir sözdür)
Kendi gözüyle büyük bir yarayı, kendisini sarıp sarmalayan bozukluğu; buna bakmaz ama ama kardeşinin gözüyle küçücük bir şeye, çoğu zaman görünmeyen bir kire bakar. Eğer bu büyük kir başkasının gözüyle olsaydı, onu gidermeden duramazdı. Eğer küçük bir varsa, onu görürsün, büyütürsün, şişirirsin ve abartırsın ve pireyi deve yaparsın. Fakat sen, temizlenmişlerin temizisin, muhlislerin sadıkısın, hatalardan uzak olanlardan birisin. Eğer ismet sıfatı Peygamberlere has olmasaydı, günahsızlardan biri olduğumu söyleyebilirdim!
Kalbine dikkat et.
Mutlu kimse başkalarının ayıpları yerine kendi ayıpları ile meşgul olandır. Eğe Allah sizi doğru olduğuna inandığınız bir yola iletmişse insanlara bir doktorun iyileştirip tedavi etmesi gereken hasta bir kişiye baktığı gibi bakmanız gerekir ve onun acısına karşı merhamet hissetmelisiniz. Onu kurtarmak istemelisiniz, onu düşman edinmemelisiniz, ona yukarıdan bakmamalısınız, acziyet kürsüsünde oturmalısınız, insanlara bu kafir, bu bidatçı, bu sapık, bu ajan, bu mason bu, bu… diye hükümler yağdıran burçlarda değil.
Ceplerini fişler dolduracak ve her birinde alametlerden bir alamet veya ünvanlardan bir unvan bulunacak. Bu cepler kafir yazılı fişlerle dolu. Sizi memnun etmeyen kimle karşılaşırsanız ona bir fiş yapıştırın. Sonraki bidatçı, üçüncüsü kavrayışsız, dördüncüsü kalın kafalı ve böylece herkese bir fiş yapıştırın. Ama kendine gelince ‘ben sadık olanların sadığıyım, temizlenenlerin temiziyim, muhlislerin halisiyim ve dünyada yolu benim gibi bileni yok, istersen beni takip et’
Fakat Vallahi bu apaçık bir sapkınlıktır. Hayırları topla. Hakkı sadece kendi şeyhlerine tahsis etme. Şeyhin cahil olabilir, haktan sapmış olabilir, hevası onu yönetiyor olabilir. Bundan sakın, bundan sakın, insanlara saygı göster, onlara hak ettiği değeri ver, ve onları kendi konumlarına yerleştir. İnsanları hak ettiği makama koyanlara Allah merhamet etsin. İnsanları menzillerine yerleştirmekle emrolunduk. İnsanlarda hayırlar vardır.
Özel bir grubun içinde olabilirsiniz, bu sizin diğer insanlardan daha hayırlı olduğunuz anlamına gelmez. Yada özel bir kitabı okuyor olabilirsiniz, bu sizin diğer insanlardan hayırlı olduğunuzu göstermez.
Kendinize dikkat edin.
Değerini bil,
Sınırında dur,
Başkalarına saygı göster,
Dinini doğru yerden al.
Müslümanlara İslam kardeşliği nazarıyla bakmak zorundasın.
Onlara merhamet ve muhabbet nazarıyla bakmak zorundasın.
‘Müslüman, Müslümanın kardeşidir, onu teslim etmez, ona zulmetmez, onu terk etmez.’
‘Müslümana, Müslüman kardeşini küçük görmek günah/şer olarak yeter.’
Dilini muhafaza et.
Kalbine dikkat et.
İnsanlara ıstırap veren biri olmaktan ve onları küçük görmekten sakın.
Said kişi başkalarının hatalarından ders çıkarandır, şaki ise kendi hatalarından ders çıkarandır.”
Çeviri: Islah Haber
Video: Darusselam
İlginizi Çekebilir
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.
Tesettürden vazgeçme
Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.
Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?
Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!
Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.
Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı
Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II
Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…