© Dini Haberler 2020

Bank asya irtibatında hangi tarih esas alınmalı?

Devlet, FETÖ\'cü kamu personelini tespit ederken, Bank Asya ile ilişkide hangi tarihi esas almalı? Geçen günkü haberimizde sendika ve banka konusunda \"bu iki kurum yasaldı, biz terör örgütü olduklarını bilmiyorduk\" demenin mazeret olamayacağını belirtmiştik. Sendika konusunda daha önce açıklama yapmıştık.

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

DiniHaberler.com.tr:

Geçen günkü haberimizde sendika ve banka konusunda "bu iki kurum yasaldı, biz terör örgütü olduklarını bilmiyorduk" demenin mazeret olamayacağını belirtmiştik. Sendika konusunda daha önce açıklama yapmıştık. Bazı FETÖ'cü okul müdüleri, 2014 yılı sonrasında, çeşitli mobbing yöntemleriyle özellikle yeni atanan öğretmenleri sendikaya üye yapmıştı. Bu istisna dışında FETÖ sendikalarına üye olanların mazeretinin olabileceğini düşünmüyoruz.

Bugünkü yazımızda ise Bank Asya olayını ele almaya çalışacağız. Bu konu oldukça önemli, zira, kamu kurumları, parasını 15 Ocak'ta çekeni de, ev sahibine kirasını Bank Asya'ya transfer ederek ödeyeni de FETÖ'cü olarak algılamaktadır. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Bank Asyakonusunda sağlıklı bir bakış açısına sahip olabilmek için bir ziyaretçimizin bizlere gönderdiği aşağıdaki bilgi notunun dikkate alınmasına fayda bulunmaktadır.

"17 -25 Aralık darbe girişiminden sonra Bank Asya, Hükümet tarafından hedef tahtasına kondu. 17/25 ten sonra çoğu kamu kurumu Bank Asya'dan parasını çekti. Örnek olarak THY Ocak 2014'te 300 milyon TL'sini çekti. Vatandaşlardan ise kimisi Ocak ayında kimisi Şubat ayında kimisi Cumhurbaşkanlığı seçimi zamanı (10 Ağustos 2014) parasını çekti. Fakat bazı kamu kurumları bir süre daha banka ile ilişkisini sürdürdü. Örneğin 30.06.2014'e kadar Ak Partili Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin otobüslerinde Bank Asya Dıt Kart kullanıldı. Haziran 2014'e kadar Fırat Üniversitesi öğrencileri Bank Asya Kampüs Dıt kart kullandı (Bu kart aynı zamanda öğrenci kimliği yerine geçmekteydi)

Bankanın mali durumu 2014'ün ilk yarısında iyiydi, ancak Ağustos ayında Bankanın vergi ve SGK prim tahsil yetkisi kaldırıldı. Banka 7 Ağustos 2014'e kadar devlet adına vergi tahsilatı yapmıştır. Sonraki süreçte Bankanın mali durumu bozuldu.

30 Ekim 2014'teki MGK'da ilk defa legal görünümlü illegal yapı olarak tanımlaması yapıldı ve paralel yapı, devlet tarafından resmen düşman ilan edildi. Bundan sonra FETÖ üyeleri banka batmasın diye para yatırdı. Kimi evini sattı kimi başka bankadan kredi çekti Bank Asya'ya mevduat girişi yaptı. Bankanın önünde resim çektirdiler. Ancak bankanın mali durumu kötüleşti ve yüzde 60 hissesine 4 Şubat 2015'te TMSF el koydu. FETÖ'cüler bunun üzerine banka önünde eylem yaptı, Samanyolu TV'de örgüt elebaşısı Fethullah Gülen'in bankaya 25.000 tl para yatırdığı haberi yapıldı. FETÖ'cüler adeta bir kampanya başlattı. Herkes para yatırdı. 30 Mayıs 2015 TMSF, bankaya tamamen el koyduğunda ise FETÖ'cüler, "kayyum bankayı batırıyor" densin diye örgütlü olarak paralarını çekti.

Süreci kısaca özetledim. 30 Ekim 2014'te MGK kararı ile resmen düşman edilen bir örgütün bankasına hem de batan bir bankaya yüklü para yatıranlar örgütsel davranışta bulunmuştur. Çünkü ticari olarak düşünürsek hiç kimse batan bir bankaya birikimini yatırmaz. Bunu izah etmek çok güçtür.

Gelelim şimdi bizim bürokratlarımızın uygulamalarına; OHAL komisyonlarında 17 Aralık 2013 saat 23:59'dan sonra Banka'ya mevduat girişi olan herkese FETÖ'cü damgası yapıştırılıyor. Sayın Nurettin Canikli'nin verdiği bir örnekten bahsedeceğim. Bir Memur altın hesabını bankadan çekmek için parasını önce TL'ye çevirip sonra çekiyor. OHAL komisyonu, "vadesiz hesabına para girişi oldu" diye bu kişiyi ihraç listesine koyuyorlar. Başbakan Yardımcısı bu kişinin tekrar döneceğini Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası ifade etmişti. Bunun gibi pek çok örnek var. Parasını 15 Ocak'ta çekene de, 15 Şubat'ta çekene de FETÖ'cü muamelesi yapılıyor. Ev sahibine kirasını Bank Asya'ya transfer ederek ödeyen de FETÖ'cü oluyor... Bu noktada kantarın topuzu kaçmıştır. 2014 yılının ilk yarısında bankada parası olanlar belki durumunu izah edebilir ancak 2014 ün ikinci yarısında bankanın durumu kötüyken para yatıranların bunu ticari olarak izah edebilmesi çok güçtür. Kimse batan bankada parasını tutmaz.

Banka konusunda, bürokratlar inceleme yaparken bu ayrıntıya dikkat etmeli ve büyük mağduriyetler oluşturmasının önüne geçmelidir.

Kaynak: Memurlar.net

 

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

 

 

 

Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberilern tüm hakları kaynak gösterilen siteye, köşe yazıları yazar sahibine veya web sitemizin özel haberi ise Dinihaberler.com.tr'ye aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.  Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip uygulanacaktır.
 

İlginizi Çekebilir

Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?

Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

TÜM HABERLER