© Dini Haberler 2020

Diyanet’in rotası ve Erbaş

Diyanet İşleri Başkanlığı, başkanlık koltuğuna Prof. Dr. Ali Erbaş’ın oturmasıyla yeni bir tartışmanın odağı oldu. Erbaş’la ilgili FETÖ iddiaları sosyal medyada alevlendi. İddialar Diyanet’te de yankı yaratmış durumda.

Önder Yılmaz'ın Haberi; 

Diyanet’in böyle bir tartışmanın içine çekilmesi kurumda rahatsızlık konusu. Ancak gerek rektör atanması sırasında gerekse Diyanet’in başına getirilmesi sürecinde devletin istihbarat birimlerinin gerekli çalışmayı yaptığından hareketle, “Eğer bu tür iddialar doğru olsaydı, mutlaka bir tespit olurdu. Cumhurbaşkanı ve hükümet, Diyanet’in başına atanacak isimler konusunda kılı kırk yarmıştır” düşüncesi hakim. 
Diyanet’in içinde önce yıllar süren imamlık, ardından eğitim işlerinden sorumlu genel müdürlük makamı gibi önemli bir görevler üstlenen ve kurumu tanıyan bir ismin başkanlık koltuğuna getirilmesi de olumlu bir rüzgar estiriyor. 

Aynı damar
Erbaş’ın geçmişine gözatıldığında; öğrencilik yıllarına, Milli Türk Talebe Birliği ve İlim Yayma Cemiyeti gibi AK Parti’nin fikri damarında önemli yer tutan motifler hakim. Diyanet içinde yaptığı işler de azımsanmayacak kadar önemli. Kur’an kurslarını canlandırdı. Hafızlık müessesesinin Türkiye genelinde kurumsallaşması için yoğun çaba harcayarak hafız sayısının 130 bine ulaşmasında pay sahibi oldu. 4-6 yaş Kur’an kurslarına ağırlık vererek 5 bin olan öğrenci sayısını 2017’de 90 bine taşıdı. Camilerin çocuklara, engellilere ve işçi memur gibi çalışanlara açılarak, yüzbinlerce insana Kur’an eğitimi verilmesinin kapısını araladı.

‘İşimize bakalım’
Kulislerde, FETÖ iddiasının ortaya atılmasının nedenleri arasında; Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir makamda değişik cemaat ve dini güç otoritelerinin gözünün olması da sıralanıyor. Bu koltuk için bazı kesimleri temsil ettiği bilinenlerin de arasında olduğu 14 ismin gündeme gelmesi, gerek hükümet ve gerekse Cumhurbaşkanlığı cenahında bulundukları girişimler, bunun bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Başkan Prof. Dr. Erbaş ise bu tartışmalara takılmış değil, “Mesnetsiz iddialarla kaybedecek vaktimiz yok, biz işimize bakalım” tavrında. İddiaları muhatap ve ciddiye almayıp cevaplamaması da bu tavrının göstergesi.
FETÖ ve Güneydoğu
Erbaş, cübbeyi giydiği devir teslim töreninde verdiği mesajlarda Diyanet’in bundan sonraki rotasını açıkça ortaya koyuyor. “Fitne ateşine düşmeden”, “daha çok çalışmak” Erbaş’ın takip edeceği parola. Kuşatıcı hizmet anlayışıyla her kesime kucak açmayı da hedef olarak belirlemiş durumda. “FETÖ ile mücadele” ise Diyanet’in de ilk gündem maddesi olacak. Bu kapsamda uluslararası sempozyumlar, vaazlar, hutbeler, konferanslar ve yayınlarla yoğun bir kampanya yürütüleceği rahatlıkla söylenebilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Defalarca bu ikazı yaptık. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki çalışmalarda çok ama çok geç kalmıştır” uyarısı dikkate alınarak, Doğu ve Güneydoğu’ya yönelik stratejik bir hizmet programı izlenecek. Diyanet, özel programlar ve etkinliklerle çocuklar ve gençlere de ulaşmayı hedefleyecek.
Kurumdaki beklenti; Erbaş’ın tartışmalara takılmadan, hizmet ve icraatlarıyla adından kalıcı olarak söz ettirmesi.

Prof Dr. Ali Erbaş’la ilgili sosyal medyada dolaşan FETÖ iddiaları Diyanet’te rahatsızlık yarattı. Ancak devletin istihbarat birimlerinin gerekli çalışmayı yaptığından hareketle ‘İddialar doğru olsaydı, mutlaka bir tespit olurdu’ düşüncesi hakim

İlginizi Çekebilir

Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?

Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

TÜM HABERLER