Hakkımızı Asla Helal Etmiyoruz!
STK“Fahri ve Vekilli Yaptırılırken Liyakatliyiz, Kadro İsteyince Neden Liyakatsiz Oluyoruz?” diyen MihKur-Der Genel Başkanı Enver Kömürcü, “HAKKIMIZ ASLA HELAL ETMİYORUZ” dedi.
FAHRİ VE VEKİLLİK YAPTIRLIRKEN LİYAKATLİYİZ, KADRO İSTEYİNCE NEDEN LİYAKATSİZ OLUYORUZ? BİZDEN DAHA BAŞKA HANGİ LİYAKAT İSTENİYOR?
Kamu kurum ve kuruluşlarında atama şartlarına haiz olmayan ve liyakat şartlarını taşımayanları çalıştırmak kanunen suçtur.
Bizler 657 sayılı devlet memurları kanunu geçici statüsünde çalısan, aslın yerine görev yapan, asıl işi yapan, memur gibi aynı görevi ifa eden, vekil imamlar ve fahri kuran kursu öğreticileriyiz.
Bizler Fahri(Geçici) Kur’an kursu öğreticiliği, vekil imam ve müezzinliği, İHL, İLAHİYAT ÖN LİSANS, İLAHİYAT Yada hiçbir okul okumadan, eğitim almadan KPSS miz DHBT miz olmadan, hiçbir mülakata girmeden, direk bedava, beleşten yapmıyoruz. Sokaktan çevrilip göreve başlatılmadık. İHL, İLAHİYAT ÖN LİSANS, İLAHİYAT TA okuduk ve diplomalarımızı aldık. Yetmedi daha kaliteli eğitim verme adına, gerekli tüm sertifikaları aldık. Oda yetmedi Türkiyemiz ve dünyaca ünlü H.HÜSEYİN VAROL gibi, Üstadlarımızdan, tashih-i huruf, Aşara takrip tayyibe ve gerekli tedrisatı rahlemizi yaparak icazet aldık. Sınavlara girdik, yıllardır çalışıp çabaladık ve Allah rızası için, her ne olursa olsun emek ve gayretle bu kutlu davayı bilgi, belge, donanım, tecrübe ve liyaktimizle yapıyoruz.
KPSS, DHBT sınavlarımızda başarılı olup, Diyanet işleri Başkanlığı talimatıyla, müftülüklerce , asıl atama şartlarına haiz maddelerle, yılda iki kez açılan mülakat sınavlarında, başarılı olup, mülki amir onayınca göreve başlatılmamıza rağmen, bizi çok üzen liyakatsizler yakıştırmasıyla ve hakeza dışarıda kadro, atama bekleyen insanların hakkını yiyemeyiz diyerek, yıllardır sınavla görev yapmamız, liyakat ve başarımıza rağmen , bizim hiç hakkımız yokmuş gibi, haklarımız ve emeğimiz göz ardı edilerek, bazı kimselerin basit münferit davranışları genelleme yapılarak her zaman kadro hakkımıza engel olunmuştur.
Hiç bir kurum asıl atama şartlarını taşımayanları, liyakatli olmayanları kimse kusura bakmasın ama bir dakikalığına bile, fahride olsa, geçicide olsa, vekilde olsa göreve başlatamaz. Zira şartları taşımayan ve liyakatı olmayan kimseleri çalıştırmak kanunen şuçtur.
Hükümet'imizce 2013' te torba yasasında tam kadroya alınacakken, biz liyakat li Mihrap sevdalısı, Kur’an ve Sünnet gönüllüleri son anda, yürütmenin kararına uygun olmayan bir şekilde torba yasasından çıkarılarak, kadro hakkımızdan mahrum edildik. TBMM tarihinde böyle bir olayın olduğu vaki değil benzeri de yoktur.
Hükümetimiz, yetkililer ve siyasiler Fahri ve vekillere , haklarında hiç bir bilgi sahibi olmadan, sadece siyasi saiklere dayanarak kadro sözü vermiş değillerdir. Kadro sözünü fahri ve vekillerin eğitim seviyeleri, başarıları, liyakatlerine ve halkımız tarafından da takdir ve beğenilerini kazanmış oldukları başarıları ve bu kadroyu hak ettiklerini, alenen gördükleri için bilgi ve belgelere dayanarak söz vermişler ve desteklemişlerdir. Ama her nedense bazı kesimler bizim kadroya geçmememiz için gereken tüm algı oluşturma, yanlış bilgi ve yönlendirmelerle, engellemişlerdir.
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
HAKKIMIZI ASLA HELAL ETMİYORUZ.
2014 den günümüze kadar gelen 4 seçimdir bizlere söz verilmesine rağmen, (30 mart 2014 yerel seçiminde, 10 ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçimi, 07. haziran 2015 genel seçimi ve şimdide 25 haziran 2018) torba yasalarında, KHK' ler de, toplu sözleşmeler de, bizlere kadro hakkı tanınması ve söz verilmesine rağmen maalesef ama maalesef bizlerin kadro, yada 4/B sözleşmeli statüye geçirilmemiz, hukuka aykırı ve gerekçesiz bir şekilde, bizim hakkımızda oluşturulan asılsız algı operasyonları maharetlerince hep engel olunmuştur.
Hükümetimiz ve siyasilerin, 2013 den bu güne söz vermesine, Özellikle Diyanet-sen ve tüm sendikalar ve kamoyu, bizlere destek verirken ve hakeza Türkiyemiz de binlerce kuran kursu ve camiler münhal iken, üstelik genelde de ihtiyaç varken, FAHRİ KKÖ’LERİ,VEKİL İMAM VE MÜEZZİNLER niçin Kadro yada 4/B sözleşmeye geçirilmiyor. İhtiyaç varki Fahri ve vekiller çalıştırılıyor.
Yıllardır sorunları giderek büyüyerek, Hükümetimizin, kurumuzun ve halkımızın, önünde bir sorun olarak bekletilmesi ve sorunların çözülmesinde sorun yaşatılması, hiç bir tarafın faydasına değil aksine zararına olan sosyal bir sorundur ve bu sorunun acil, ivedi çözülmesi en doğru bir karardır.
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Bu çözülmeyen sorunun, Hak ve hukukuk ihlaline varan boyutlara ulaşması, Aile hayatının ve muhataplarının psikoloji ve sağlıklarının bozulması, görevlerine her an son verilme korkusu yaşamaları, sınav psikoljisi ve fobisinin oluşması, sorunların giderek çoğalması peki kimin zararınadır. Elbetteki tarafların zararına olmakla birlikte burada kim zarar görür? Halk zarar görür. Bu neye yansır? Sosyal hayata yansır, ailere yansır, halka yansır, cemeate yansır, öğrenciye yansır, öğreticiye yansır, din gönüllüsüne yansır, Bu sorun çözülmediği için hep karşılarında duran yetkililere yansır.
Dört seçimdir Siyasiler ve yetkililer kadro sözü vermelerine rağmen niçin, Kadroya geçmemiz engelleniyor? Gerek teamüller gerekse örfi ve maddi hukuk devreye girdiğinde uygulamada kurumlar hiyerarşik düzene uyma ve saygılı olmak zorundadırlar. Eşyanın tabiatı da normali de budur.
Hükümetimiz madem, bazıları haklı, neden 4 seçimdir biz Din gönüllülerine, her ilde kadro vaadi politikası uygulayıp, seçimlerden sonra sizin işiniz tamam denilip, dillendirip geri mevcut gündemden, sizin kadroya geçmenize itiraz ediliyor, elimizden geleni yaptık tarzında politika izlemesi hiç etik değildir.
Şimdi TÜM KAMOYUNA soruyoruz: görev alınca liyakat liyiz??? kadro isteyince liyakat sizmiyiz??? üstelik binlerce münhal yer varken, Fahri ve vekiller, halkımız mağdur olur iken???
Tüm ilgili sendikalar; Memur-sen ve Toplu sözleşmelerin hepsinde Diyanetsen’ in teklifleri arasında yer alan kadro teklifi hakkımızı, özellikle aleni destek ve teklif verirken, hükümet programinda yer alırken vekil imamlar ve fahri kuran kursu öğreticileri hala daha üvey evlad muamelesi görmesi hepimizi mağdur, mahçup, mahzun bırakmıştır.
İnşaellah cc Sayın Cumhur Başkanımız ve Hükümetimizin, artık sosyal bir sorun haline gelmiş, çözülmesi acil ve ivedi bu mevzuyu, işbu mevzu bahis durumu acilen çözeceğine olan inancımız ve umudumuz tamdır.
Enver Kömürcü
Mihkur-Der (Mihrap sevdalıları, Kur’an ve Sünnet Gönüllüleri Derneği)
Genel Başkanı
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Hocamızın yanındayız!
ÇEDES programı kapsamında okullarda ‘manevi danışmanlık’ yapan din görevlilerinin sistematik bir şekilde hedef alınmasına Mil-Diyanet Sen’den sert tepki geldi.
BİR MÜFTÜYE İFTİRA ATMAK BU KADAR KOLAY OLMAMALI
Bir okulda din derslerine giren Şanlıurfa’nın Akçakale ilçe Müftüsü, çirkin bir iftiraya maruz kalarak çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
Siz hangi milletten hangi dindensiniz
Diyanet-Sen Balıkesir Şube Başkanı Mehmet Akif Gerboğa, KKTC' de Din Görevlisi Ahmet İşçi'nin yaz Kur’an Kursu’nda çocuklara Kur’an öğrettiği için polis tarafından tutuklanmasını ve yapılan hukuk dışı uygulamayı şiddetle kınadığını belirterek “49 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı ile Türk askeri, adayı Yunan işgalinden kurtardı ancak bir kesimi Milletine ve İslama düşmanlıktan kurtaramadık” dedi.
İHL’DEN DEPREM BÖLGESİNE YARDIM KAMPANYASI
6 Şubat tarihinde Türkiye yüzyılın felaketiyle sarsıldı. Aziz Türk Milleti bu yaraları hız bir şekilde sarmak adına yoğun bir çabanın içerisindedir. Çekmeköy Şehit Ömer Halisdemir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Ortaokulu’da bu kapsamda önemli bir kampanya başlatarak deprem bölgesine yardım etmeyi amaçlıyor.
Menzil Cemaati kapılarını depremzedelere açtı!
Menzil Cemaati, Adıyaman'daki depremzedeler, Menzil Köyü'nde bulunan Buhara Evleri'nin kapılarını açtı. Depremzedeler tam kapasite ile evlerde misafir edilmeye başlandı.
Kur'an'ı yakan kafir cezasız mı kalacak?
Mil-Diyanet Sen Giresun Şubesi Başkanı Celalettin Ocak, İsveç'teki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim'i 'ifade özgürlüğü' bahanesine sığınarak yakan Danimarkalı siyasetçi Rasmus Paludan’a tepki gösterdi.