Hava çok sıkıntılı dikkat et
KISA YAZILARMustafa Alyaz'ın Kaleminden Gündeme Dair
Sözcükleri bir araya getirmek çok zor. Böyle bir acıda, acıyı kaleme alıp aç gözünü dercesine beyinlere kalem fırlatmak gelmiyor içimden. Susan olmak payımıza düşen olmamalı. Bu yüzden aç gözünü TÜRK EVLADI.
Ülke gündemi o kadar kaygan bir zeminde ki elini kime uzatsan yabancı duruma gelmiş tüm dost bilmediklerimiz. Evet, dost bilmedik hiçbir zaman ama insanlıktan ders vermek isteyenlere ders verdik hep. Biz TÜRKÜZ, bizde vicdan var.
İnsan olabilmenin ve bu kalabalık coğrafyada göğsünü gererek dolaşabilmenin en varsıl pozudur erdem ve onur. Bu onur ve erdem bu topraklarda daima olacaktır. Kardeşinin bağrına tokmak vurmayan geçmişi ile de bunu devam ettirecektir.
Ne zaman kalp susar, gözler set çeker, şahadet suyu içilir işte o zaman bu topraklar kin kusar, ne dağları bırakır nede yurtları. Osmanlı Padişahları asırlarca gittiği yere İslam’ı ve birlikteliğinde güzel ahlakı götürmüştür. Ahlaksız ve edepsiz olanı da topraklarda barındırmamıştır.
Kendi teknolojisini üreten, kendi silahını yapmaya başlayan, kendi öz kaynakları ile artık devletlere hop orada dur bu artık bizim diyebilen bir DEVLET var. İstemeyeni çok, ister gibi yapanda ikiyüzlünün tek dişi kalmış canavarı.
‘’Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez’’ nidaları atarak artık bir yere varılmadığı aşikar ortadadır. Kimin elini tuttuğunuzu kimi savunduğunuzu çok iyi bilmek zorundasınız. Hava sıkıntılı ve gök ağır, dikkatli olmazsak her şey bir anda ayağımızın altından kayıp gidecek.
Bu güne kadar ki hiçbir çalışma ülkeyi bölmek için bu kadar başarılı olamamıştı. Unuttukları ise Türk Halkının sıkıntılı zamanlara alışık olduğu gerçeğidir.
Bu topraklarda onursuz ve kişiliksiz insanlar barınamamıştır. Şimdi de barınmayacaktır. Biz kardeşiz dedikçe, hayır diye inkâr edenler artık gerekli cevabı alacaktır. Almak zorundadır.
"Oğlum yaşıyor mu?" diye haber bekleyen bir anneyi düşünün. Gözyaşları hemen sarar gözlerinizi ve yanaklarınızdan süzülür.
Ya, Annemizin hali nicedir. Anne yüreği dayanır mı?
Lime lime olmaz mı?
Gecesi kalmamış, uykusu dağlardan gelmez olmuş, Anne’nin bedduası tutmaz mı?
Bir arada olmadığımız sürece bunları yaşmaya devam edeceğiz. Ya bölüneceğiz ya da Dünya savaşında kaybettiğimiz topraklarımızı böle böle geri alacağız. Bunun artık başka çıkar yolu kalmamıştır.
Türkiye bu zaman kadar hep koalisyon hükümetleri tarafından idare edilmiştir. İsteyen istediği yerde egosunu tatmin etmiş ve ülkeyi fazla da düşünmemiştir. Ve lakin Allah(c.c) bu ülkeyi korumuştur.
‘’Şimdi gün ola harman ola’’ deyiminden öte, bir olup en güzel dersi ülkesini düşünmeyen insanlara verme günüdür.
Tek iktidar döneminde yapılan yatırımlar, bu zamana kadar hiçbir zaman yapılmamıştır. Kalp gözünüz açık olsun. Bu ordu, İslam Ordusunun son neferlerini taşımaktadır.
Süpürme operasyonları kapsamında sonuçlar alınacaktır. Artık sırtımızda ki kamburu atmak vakti gelmiştir. Bu olaylar Türkiye’nin bu konuda ki kararlığını güçlendirmiş ve artık geri dönüş yoktur.
Bize düşen ise, ‘’Süpürülmekten korktukları için her süpürgenin sapına yapışanları iyi ayırt etmektir’’ diyen Nuri Pakdil’in gözüyle artık süpürgenin sapını da temizlemektir.
İlginizi Çekebilir
N’olur, duyun bu çığlıkları artık
A. Raif Öztürk gündeme dair Köşe yazısı...
Yılbaşına, yılsonuna değil, YOLUN SUNUNA odaklan
Köşe Yazarlarımızdan A. Raif Öztürk'ün gündeme dair yazısı. Yılbaşına, yılsonuna değil, YOLUN SUNUNA odaklan
Şeflerin Çilesi
Yılların birikimi tartışılmaz tecrübeleri ile kurumların olmazsa olmazı şeflerin bu haktan istifade edebilmeleri ve mahrumiyetlerinin giderilebilmesi için yetkililer acilen onları da bu yasanın kapsamına dahil etmelidir.
MEVLİDİ NEBİ
Kandiller; öze dönüşün, Yüce Yaratanımıza yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın, geçici olanla kalıcı olanı fark etmenin, kalp gözümüzü açıp gönül dünyamızı temizlemenin fırsatı olan, nefsin yanıltıcı arzu ve isteklerinden uzaklaşmanın imkânlarını sunan kutlu zaman dilimleridir.
CAMİLER HAYATIN MERKEZİDİR
O kutlu mekânlar, sadece, dedelerin, babaların, ihtiyarların, ellerinden tutup evlerine götürmek için önünde beklenen; üç Cumayı geçirmemek için, cuma günlerinin takibinin yapıldığı, bayramdan bayrama, teravihten teravihe, kandillerden kandillere uğramak mecburiyetinde hissettiğimiz yerler de değillerdir.
Hırslı Değil Azimli Çocuklar Yetiştirmeli
Günlük hayatımızda sürekli birileri ile yarıştırılmaya alıştırılmış çocukların, büyüdüklerinde de arabalarının markasını, gittikleri yerleri, ilişkilerini, başarılarını ve hatta ebeveynliklerini yarıştıran kişilere dönüşebildiklerini görmüşüzdür.