Yılbaşı kutlaması haramdır
Alıntı YazılarHristiyan Batı’nın kutladığı Noel Yortusu’nun Müslümanlar tarafından ‘yılbaşı kutlamaları’ adı altında kutlanmasını eleştiren ilahiyatçılar ve sosyologlar, “İslam coğrafyasının ve tüm mazlumların umudu haline gelmiş bir ülkenin fertlerinin batıla özenmesi yakışmıyor” dediler.
Zulmün ve sömürünün merkezi Hristiyan Batı’nın kutladığı Noel Yortusu’nun Müslümanlar tarafından ‘yılbaşı kutlamaları’ adı altında kutlanmasını eleştiren ilahiyatçılar ve sosyologlar, “İnsani yardımda dünyaya örnek olan, vicdan ve merhamet timsali, İslam coğrafyalarının ve tüm mazlumların umudu haline gelmiş bir ülkenin fertleri nasıl olur da Hristiyan âdetlerini kutlar. Bütün Müslümanlar bizi rol model olarak görürken, Batı’ya ve batıla özenmek bu millete yakışmıyor” dediler.
Biz Müslümanların rol modeliyiz
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Din Sosyolojisi Profesörü Ejder Okumuş, “Şu günlerde sokaklarımız bazı Batı ülkelerini bile geride bırakacak eğlence hazırlıklarıyla dolmuş durumda. Türkiye’yi hiç bilmeyen birisi gelse burayı bir Hristiyan ülkesi sanabilir. Kendi öz değerlerimiz dururken Batı’ya öykünmek niye. Biz Müslüman toplumların rol modeliyiz. Bu misyona yakışır bir tavır sergilememiz gerekiyor. Batı özentisinden kurtulup Müslümanca bir duruş sergilemeliyiz” dedi.
Türkiye’ye yakışmıyor
Ankara Üniversitesi İlahiyat Profesörü Mustafa Aşkar, “Batı’yı tanımış birisi olarak şunu gördüm; hiçbir Hristiyan bir Müslüman ibadetini veya ritüelini yapmaz, Müslüman adetlerini yaşamaz. Hristiyan Batı’yı bile geride bırakacak bir kutlama çılgınlığı yaşanıyor. İslam’ın bayraktarlığını yapan ülkemize Hristiyan Batı özentiliği hiç yakışmıyor” diye konuştu.
Müslüman gibi yaşamalıyız
Necmettin Erbakan Üniversitesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker, “İnsanlığı kana ve gözyaşına boğan Batı’nın sömürü düzenine karşı mücadele eden Müslümanların Batı taklitçiliği yapması trajikomik bir durumdur. Müslümanların içinde bulundukları sefil durumdan kurtulmasının çaresi, Batı’ya ve batıla özenmek değil, Müslümanca bir hayatı benimsemesinden geçer. Müslümanların Batı özentili aşağılık kompleksinden bir an önce kurtulması gerekiyor” dedi.
Yabancılaştığımızın göstergesi
İlahiyatçı Sosyolog Erol Erdoğan, “Yılbaşı kutlamaları gerçekten bizim hem Türklüğümüz hem Müslümanlığımız hem Anadoluculuğumuz ile ters düşen bir görüntü arz ediyor. Bu aynı zamanda değerlerimizi unuttuğumuzun da göstergesi” diye konuştu.
Hayatımız değil, adımız Müslüman
Diyanet-Sen Başkanı Mehmet Bayraktutar, “Müslümanlar bugün perişan halde ise nedenlerinden biri Hristiyanlara benzeme çabasıdır. Adımız Müslüman ama yaşantımıza bakıldığında bir Hristiyan’dan farkımız yok. Müslümanlar ne zaman Müslüman gibi yaşamaya başlarsa İslam coğrafyalarının yükselişi ancak o zaman başlar” şeklinde konuştu.
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Bir çocuk bir elma ile gözlerini ve kalbini açar
Muhammed, kendi dünyasında yaşayan bir çocuk, bana “sevginin”, “açlıktan” daha büyük olabileceğini ve kurumuş bir elmanın bile dünyanın en büyük hediyesi olabileceğini öğretti.
Gazze'nin yıkıntıları arasında hayata yeniden başlamak
“Evden çıkarken ve eve girerken bir sürü molozun üzerinden tırmanmak zorunda kalıyoruz,” dedi. “Ama bu çadırlarda yaşamaktan daha iyi...
Ramazan'ı Gazze halkının örnekliğiyle yaşamak
Yaşar Değirmenci, geçtiğimiz sene Gazze'de Ramazan boyunca görev yapan Dr. Farhan Abdul Azeez'in verdiği bir röportajda, Gazzelilerin Allah'a olan bağlılıklarını ve bütün imkansızlıklara rağmen Ramazan'ı yaşama biçimlerinin örnekliğini aktarıyor.
Çocuk en iyi sevdiklerinden öğrenir...
Sefa Saygılı çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususları vurgularken ebeveynlerin çocuklarıyla diyaloğunun önemini belirtiyor.
Gazze kalpleri Kur’ân’a, İslâm’a açıyor ve kazanıyor…
Abdullah Yıldız, Gazze sayesinde Müslüman olanların ihtida hikayelerine göz atıyor.
Bir garib-ârif ölmüş diyeler..
Sözleri, güldürmüyor, düşündürüyordu ve herkes de ciddiyetle dinliyor ve hatibin, dile getirdiği ızdırablı, sosyal dertler, yüzüne de yansıyor ve cümleleri dudaklarına âdeta, yüreğinden yoğrulmuş olarak sâdır oluyordu.