© Dini Haberler 2020

FETÖ Güneydoğu Dosyası açılmalıdır

Araştırmacı-Yazar Mehmet Göktaş, bugünkü köşe yazısında FETÖ'nün, dindar Kürtler ve Hizbullah camiasına karşı açıktan ve acımasız bir savaş yürüttüğüne dikkat çekerek FETÖ için yeni ve ciddi bir Güneydoğu dosyası açılması çağrısında bulundu.

Araştırmacı-Yazar Mehmet Göktaş, genel yayın yönetmenliğini yaptığı Doğruhaber gazetesindeki bugünkü köşe yazısında FETÖ'nün dindar Kürtler ve Hizbullah cemaatine karşı zulümlerine işaret ederek bunların ortaya çıkarılması için yetkililere çağrıda bulundu.

"FETÖ Güneydoğu Dosyası açılmalıdır" başlıklı yazısında Göktaş, FETÖ meselesini sadece 15 Temmuz darbesiyle birlikte ele almanın yanlış ve eksik olduğunu söyleyerek darbe kalkışmasından öncesini de masaya yatırmanın hayati bir öneme sahip olduğunu vurguladı.

FETÖ'nün bir kaç yıl öncesine kadar başta iktidar çevresi olmak üzere büyük bir kesimle problemsiz bir şekilde varlığını sürdürdüğünü, işlerini yürüttüğü, hedefine doğru ilerlediğini belirten Göktaş, "Güneydoğu hariç, dindar Kürtler, Hizbullah camiası bunun dışındaydı. Söylediğimiz gibi FETÖ herkesle gül gibi geçinip gittiği veya öyle göründüğü halde söz konusu kesime karşı açıktan ve amansız bir savaş yürütüyordu. Hem de tek taraflı olarak. O günkü adıyla Hizbullah camiası FETÖ'yü hiç bir zaman kendisine rakip görmediği, muhatap almadığı halde FETÖ onlara acımasız bir şekilde düşmanlık ediyordu." dedi.

"FETÖ bütün gücüyle bu cefakâr dindar kesime saldırdıkça saldırıyordu"

Bu zaman zarfında bölgedeki bu dindar Müslümanların PKK ve JİTEM'e rağmen Müslümanca var olabilmek için çırpındığını ifade eden Göktaş, yazısını şöyle sürdürdü:

"PKK kendi dışındakilere uyguladığı siyaseti onlara da dayatıyordu; 'Ya bize katılacaksınız, ya buradan gideceksiniz, ya da sizi öldürürüz.' Yani dindar Müslümanlar gerçekten başlarının derdine düşmüş, yalnız bırakılmışlardı. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi ta o günlerden itibaren emniyet ve yargıyı elinde bulunduran FETÖ müptela olmuştu. İlginç olan şey bölge Müslümanları kendilerine karşı yürütülen bu düşmanlığın boyutlarını bilmiyorlar, tahmin etmiyorlar, hüsnü zanları buna el vermiyordu. Her şey bugün biraz daha iyi anlaşılıyor. Başlarının böylesine dertte olduğu bir dönemde o gün bir de FETÖ ile uğraşmaları onlar için ne İslami, ne de mantıklı bir şeydi. Fakat FETÖ bütün gücüyle bu cefakâr dindar kesime saldırdıkça saldırıyordu."

Bu saldırının boyutlarının 30 yıla yakındır emniyet ve yargı yoluyla kurulan kumpaslardan, sadece bir takım haksız gözaltı, tutuklama ve cezalandırmalardan ibaret olmadığına işaret eden Göktaş, "Basın yayın yoluyla da büyük bir karartma, Müslümanca var olma mücadelesi vermekte olan bir camiayı bütün bir ülke genelinde ötekileştirme, düşmanlaştırma görevi yapmaktaydı." diye belirtti.

"Mademki bu düşmanlıktan nasibini alanlar henüz hayattalar, yaşıyorlar, mademki bu kirli savaşı yürüten FETÖ'nün emniyet ve asker ayağı, yargı ve medya ayağı şu an yaşıyorlar, o halde bütün yönleriyle bunlar ortaya çıkarılmalıdır." diyen Göktaş, "Bütün bunların bugüne kadar kapalı kalması, bir başka deyişle FETÖ'nün arzu ettiği şekilde sunulup kabul ettirilmiş olması bize göre hem bu ülkeye ve hem de Müslümanlara pahalıya mal olmuştur. Çözüm adına yanlış dengeler kurulmaya çalışılmış ve yazık olmuştur." ifadelerini kullandı.

"Adam gibi adamlardan oluşan heyetler oluşturmalı"

Göktaş, yazısının sonunda, "Hiç değilse bundan sonra çözüm yollarının sıhhatli temeller üzerine bina edilebilmesi için karanlık örtülerin kaldırılması hayati öneme sahiptir. Yetkililer önceki hataları tekrar etmeden, çalgıcılardan, şarkıcılardan, türkücülerden değil de adam gibi adamlardan oluşan heyetler oluşturmalı. FETÖ için yeni ve ciddi bir Güneydoğu dosyası açmalıdır." çağrısında bulundu.

Kaynak: Doğru Haber

İlginizi Çekebilir

Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?

Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

TÜM HABERLER