© Dini Haberler 2020

Kitabımız, kıblemiz, peygamberimiz bir… Ümmet ise bin parça!

İslam ümmeti bin parçaya bölündü. Her parça kendi içinde parçalara bölündü. Küfür ve Şirk sahipleri dünyayı kontrol altına aldı. İslam ümmeti sadece bölünmekle kalmadı Allah'ın indirdiği kitabı bıraktı ve Allah'ın elçisini örnek almayı da bıraktı…

Bugün yaşadığımız dünyada yaklaşık bir buçuk milyar Müslüman yaşıyor. Düşündüğümüzde üç kişi ve bir kadınla başlayan bu İslam ümmeti tüm dünyayı kapladı. Bugün Müslümanın olmadığı hiçbir yer yok. Dünyanın dört tarafında Müslümanları görmek ve Müslümanlara ait mabetleri bulmak mümkündür. Tarihe baktığımızda İslam ümmetinin büyük fetihlerini görmek mümkün. Bu fetihler sadece toprakla kalmamış hem bilimde hem de sanatta ve ahlakta ve de ticarette de görebiliriz. İslam ümmeti dünyaya bir yeni medeniyet getirmiş yani adalet ve özgürlük getirmiştir.

Bugün baktığımızda en geri kalmış ve özgürlüklerin çiğnendiği, bilimin en geri kalmış yerleri Müslümanların yaşadığı bölgelerdir. Savaşların ve terörün yaşandığı yerler, tefrikaların ve fakirliğin yaşandığı, adaletsizliğin yaşandığı yerler de yine İslam ümmetinin yaşadığı bölgelerdir. Ancak, dünyanın yer altı madenlerinin, petrol ve doğalgazın, altın ve uranyumun en çok bulunduğu bölgeler de yine İslam ümmetinin yaşadığı yerlerdedir. İslam ümmeti adeta varlık içinde yokluk çekiyor. Batı'dan Uzakdoğu'ya kadar İslam ümmeti zulüm altında yaşıyor. Darbeler yine İslam memleketlerinde oluyor. Kabile savaşları ve mezhep çatışmaları yine İslam ümmeti içinde yaşanıyor.

Ümmet sahipsiz kaldı ve her kişiden bir ses çıkıyor. Fabrikadan daha çok cami ve medreseler olduğu halde Müslümanların ahlakı çöktü ve din hurafelerle doldu. Bin çeşit meal ve ondan daha fazla tefsir kitaplarımız bulunuyor. Milyonlarca hadis ve istediği kadar fıkhî mezheb bulunmaktadır. Her şehirde bir veli ve milyonlarca mürit bulunmakta. Yüzlerce Mehdi ve yüzlerce İsa gelmiştir yine bu ümmet yola gelmemiştir. Birileri uçarken birileri yiyecek lokma bulamıyor. Neden İslam ümmeti bu durumda diye sormuyoruz. Yıllarca İslam dünyaya hakim olacak diye kendi kendimizi avutup yaşıyoruz. Avrupa'da şu kadar Müslüman yaşıyor, yakında Avrupa Müslüman olacak diyoruz. Eyvah! Desenize Avrupa da karışacak! Maalesef Müslümanın bulunduğu her yerde bir problem vardır! Peki nedeni nedir bu durumun?

İslam ümmeti önce Kur'an'dan ve sonra Hz. Peygamberimizin sünnetinden uzaklaştı. Kur'an'ı sadece sevap kazanmak için okuyoruz. Kur'an'ı bırakıp başka şeylere değer vermeye başladık. Dünyayı ahiretten daha çok sevdik. Kardeşlerimizden daha çok dünya malına kıymet verdik. Allah'a sadece lafta iman ediyoruz. Haramlarımızı ve helallerimizi değiştirdik. Bölünmeyin derken mezheplere, tarikatlara, kabilelere, siyasi partilere bölündük. Hakkı örttük ve batılı hak olarak görmeye başladık. Faizi, fuhuşu, içkiyi helal kıldık. Hz. Peygamberimizi değil, sanatçıları, siyasi liderleri, velileri, futbolcuları örnek almaya başladık. Camilerimiz pazar ve şenlik haline geldi, Ramazan ayı diyet ayı haline geldi. Zekât vermemek normal hale geldi. Daha saymak istemiyorum. Bize ne olduysa hepsi bizden ötürü oldu. Bunda kimse suçlu değil ve kimseyi suçlama hakkımız da yok. Allah'a dönelim, Kur'an'a dönelim ve Hz. Muhammed'e dönelim Asrı-Saadeti yaşayalım! 

Riyad Makaev - Doğruhaber/Analiz

 

İlginizi Çekebilir

Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?

Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

TÜM HABERLER