© Dini Haberler 2020

Kur'an Öğreticisi, Kapısı Kırılarak Tutuklandı

Kur'an dersi verdiği için 2004 yılında gözaltına alınan ve hakkında dava açılan 4 çocuk annesi kadın, hakkındaki dava mahkûmiyetle sonuçlanınca, akşam saatlerinde evinin kapısı koçbaşıyla kırılarak gözaltına alındıktan sonra cezaevine götürüldü.

Diyarbakır'da camide Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için 2004 yılında gözaltına alınan ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 3'ü kız biri erkek olmak üzere 4 çocuk annesi ve aynı zamanda engelli olan kadın, bugün akşam saatlerinde yapılan baskında, koçbaşıyla evinin kapısı kırılarak çocuklarının gözleri önünde gözaltına alındı.

A.O. isimli Kur'an öğreticisi kadının daha sonra Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine götürüldüğü öğrenildi.

Diyarbakır'da bu akşam 90'lı yılları hatırlatan bir olay yaşandı. Camide Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için yargılandığı davada hüküm giyen engelli kadının evine koçbaşı kullanılarak ve onlarca özel harekat polisinin katılımıyla bir baskın düzenlendi.

Edinilen bilgilere göre, baskında kadın ve evdeki kız çocukları yere yatırılarak rencide edildi. Evin içine postallarıyla gire özel harekat polislerinin, kız çocukların başlarını örtmelerine dahi izin vermedikleri ve hakaretler savurdukları belirtildi. Baskın anında ve evde yapılan aramada mahalle muhtarını dahi çağırma gereği duymayan polis, hakkında tutukluma kararı verilen cami müdavimi, Kur'an hocası kadını gözaltına aldı. Sonrasında ise Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine götürdü.

Vicdanları yaralayan olaya ilişkin konuşan A.O.'nun avukatı Mirhan Özbekli, müvekkilinin insanlığa sığmayacak bir şekilde tutuklandığını söyledi ve şunları ekledi:

"Bu akşam saatlerinde engelli olan müvekkilimin evine onlarca özel harekat polisinin katılımıyla baskın düzenlendi. Baskında müvekkilimin evinin kapısı koçbaşıyla kırılmak suretiyle ve postallarla içeri girildi. Baskında müvekkilimin kız çocukları yere yatırıldı, evin içi dağıtıldı. Daha sonra müvekkilim gözaltına alınarak Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine götürüldü."

Müvekkilinin sadece İslami kimliğinden dolayı cezalandırıldığını vurgulayan Özbekli, "Müvekkilim 2004'te cami çalışmalarından dolayı, yani Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için gözaltına alınmış daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Dava sürecinin sonunda müvekkilim hakkında mahkûmiyet kararı verildi. Temyizde olan dava hakkında Yargıtay mahkûmiyet kararını onaylamış. Evet, sırf cami çalışmalarından dolayı, Kur'an dersi verdiğinden dolayı." dedi.

Özbekli, "Şu anda binlerce, on binlerce hükümlü var dışarıda, ama devlet gidip almıyor. Çünkü cezaevlerinde yer yok. Bu hukuksuzluk ise bilinçli ve adeta zevk alınarak yapıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının özel talimatı ve çalışmasıyla tüm bunlar yapıldı. Ankara'daki yetkililer de bu durumdan haberdar olabilir. Bu vicdanları yaralayan olay kabul edilir gibi değildir." ifadelerini kullandı.

"Kamuoyu, İslami kimliklerinden dolayı cezaevinde bulunan 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağduru mahkûmların serbest bırakılmalarını beklerken, böyle bir hukuksuzluk kabul edilemez." diyen Özbekli, yetkililere bu hukuksuzluğu durdurmaları çağrısında bulundu.

Tahliye edilen 'Kur'an hocası' kadın yaşadıklarını anlattı

Diyarbakır'da gözaltına alınarak cezaevine konulduktan sonra tahliye edilen engelli Kur'an Hocası Ayşan Orakçı, evine yapılan baskındaki tutuma tepki göstererek, olayın sorumlularının cezalandırılmasını istedi.

Diyarbakır'da camide Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için 2004 yılında hakkında açılan davanın mahkûmiyetle sonuçlanmasının ardından dün akşam koçbaşıyla evinin kapısı kırılarak gözaltına alınıp cezaevine konulan engelli Kur'an Kursu Hocası Ayşan Orakçı, bugün savcılığın infazını durdurması kararı üzerine tahliye edildi.

Merkez Bağlar ilçesinde bulunan E Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan Orakçı, tahliye edildiğinde aile ve sevenleri tarafından karşılandı.

Yaşadığı mağduriyet hakkında cezaevi önünde İLKHA'ya açıklamalarda bulunan Orakçı, evine yapılan baskındaki tutuma tepki göstererek, olayın sorumlularının cezalandırılmasını istedi.

Baskın nedeniyle mağdur edildiğini ifade eden Orakçı, 24 saat içerisinde yaşadıklarını unutmayacağını belirtti.

"Polis baskınında birilerinin cinnet geçirerek eve saldırdığını düşündüm"

Polisin eve yaptığı baskını kâbus olarak niteleyen Orakçı, "Polislerin baskınında ben birilerinin cinnet geçirerek, eve saldırdığını düşündüm. Baskından önce çocuklarımın hep biri bir odada ders çalışıyordu. Baskın, çok kötü bir durumdu. Ben polislere böyle yaptıklarının çok saçma olduğunu, adresimin belli olduğunu ve neden böyle bir baskın yaptıklarını sordum. Bana neyle karşılaşacaklarını bilmediklerini söylediler. Polisler çok samimiyetsizdi ve sonradan adliyede de çok samimiyetsiz davranışları vardı. Onlara mağdur olduğumu ve bana ceza veren yargı mensuplarının cezaevinde olduğunu, bir kâğıda bakılarak bu şekilde mağdur edildiğimi anlattım. Onlar da beni alaya aldılar." dedi

"Biz polislere ne kadar 'tamam' dedikse onlar bize bağırıyordu, çok korkunç bir durumdu"

Baskında art niyetin olduğuna işaret eden Orakçı, "Yıllar önce de evimize gelindi ama böyle gelinmedi. Yani çok kötü bir durumdu. Böyle bir şey yaşanmaz. Nasıl kapıyı çalmadılar? Polissiniz. Önce araştırma yapın, 'Bu dairede kim yaşıyor' diye. Komşularımız var, eş dostumuz var. Bunun niye yapıldığını hâlâ çözemedim. Gülünç bir durum zaten. Çocuklarım da mağdur oldu. Hepimiz okul okumuş bilgili insanlarız. Böyle bir durumun oluşmaması lazım. Bir de ben ne yapabilirim ki onlara? Böyle bir baskın yaptılar. Biz polislere ne kadar 'tamam' dedikse onlar bize bağırıyordu. Çok korkunç bir durumdu." ifadelerini kullandı.

"Biz de şehit verdik ama birini mağdur etmedik"

Polisin kendisini rencide ettiğini söyleyen Orakçı, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz ne kadar polislere karşı sakin davrandıysak onlar bize o kadar kaba davrandılar. İlk girdikleri zaman bizi rencide ettiler. İlk girdiklerinde biz 'tamam, tamam' diyoruz, onlar ise 'Ellerini indir, yere yat, yere yat' diyorlardı. Bizden onlara bir zarar gelmezdi. Polis bana 'yok biz daha geçen hafta birini şehit verdik' dedi ben de, 'Biz de şehit verdik ama birini mağdur etmedik' dedim. Adaletin gerçekten olmadığını dün hissettim. Kesinlikle adalet olsa böyle bir şey olamaz. Bu olayı şöhret için mi yaptılar, ne için yaptılar? Yetkililerin bunu olayı araştırmasını istiyorum. Gerek yok ki böyle bir duruma. Bugünkü yaşadığım sevinç ile ancak yaşadığım travmayı atlatabilirim. Zaten çocukların durumunu biliyorsunuz. Çok büyük travma yaşadılar."

"Suçumuz olmadığı halde bu kadar ceza kesilmesi ve bu kadar uzun süre gitmesi çok şaşırtıcı"

Kendisinin yaşadığı mağduriyeti kimsenin yaşamasını istemediğini dile getiren Orakçı, "Allah bütün Müslümanları korusun, onlar da mağdurlar; sonuçta bir suçları yok. Sadece uydurulmuş bir kağıdın üzerinden yapılan suçlamaların bedeli bu olmamalı. Hakkımda bu suçlamaları yapan yargı mensuplarının kendileri şu an cezaevindeler. Bunu herkes biliyor. Ben sadece Kur'an dersi verdim, başka hiçbir şey yapmadım. Bir de cezamız olmadığı halde bu kadar ceza kesilmesi ve bu kadar uzun süre gitmesi çok şaşırtıcı. Dün, kulakların bu mağduriyete sağır olması nedeniyle umutsuz oldum. Bizi nedense kimse duymaz diye. Ben bugünü beklemiyordum." ifadelerini kullandı.

#KuranHocasınaÇirkinMuamele tepkisi!

Diyarbakır'da bir kadının Kur'an dersi verdiği için hakkında açılan davanın mahkûmiyetle sonuçlanmasının ardından koçbaşıyla evinin kapısı kırılarak gözaltına alınıp cezaevine götürülmesine sosyal medya kullanıcıları tepki gösterdi.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER