LGBT artık bizim mahallenin de meselesi
Alıntı YazılarCinsi sapkınlığın meşrulaştırılmasına yönelik ifsat projeleri hız kesmeden devam ederken; İlahiyatçı Yazar İbrahim Halil Er, cinsi sapkınlığa olan eğilimin Müslüman toplumları da tehdit edecek düzeye geldiğine dikkat çekti. Er, “Genelde biz bu tür meseleleri kendi mahallemizin dışında gerçekleşen bir olay olarak görmekteyiz ama LGBT meselesi artık bizim mahallenin de meselesi olmuştur.” dedi.
Batı kaynaklı fonlarla bütün dünyada Toplumsal Cinsiyet Eşitliği adı altında yaygınlaştırılmaya çalışılan eşcinsellik sapkınlığı, Müslüman toplumları da tehdit edecek düzeye geldi. İlahiyatçı Yazar İbrahim Halil Er, “Muhafazakar ailelerin çocukları arasında da bu şekilde bir yaşam standardını benimseyenler çıkmaya başladı.” diyerek toplumsal bir felakete dikkat çekti.
Muhafazakar ailelerin çocukları da hedefte
LGBT sapkınlığının artık sadece seküler toplum gruplarının değil, mütedeyyin kesimin de meselesi haline geldiğine işaret eden Er, “Hatta bu insanların seküler zeminde ortaya çıktığını bizde olmaz diyerek hem acımasızca eleştirmekte ve hem de dışlamaktayız. Ama artık muhafazakar ailelerin çocukları arasında da bu şekilde bir yaşam standardını benimseyenler çıkmaya başladı. Örneğin bana gelen bir mesajda muhafazakar bir gazetede yıllarca çalışan ama şimdi travesti olan bir LGBT mensubu kişiden örnek verildi.
Mesajda; ‘Size mesaj olarak atmamın sebebi bir de böyle bir furya var. AK Partili LGBT’liler falan diye, böyle dindar eşcinseller, lezbiyenler, travestiler, orucunu tutan, namazını kılan, hatta hacca giden insanlar. Sanki bir proje gibi yaygınlaşıyor gençler arasında. Sosyal fobili gruplarda da bu tiplere denk geldim. Genelde lise, üniversite öğrencisi iken düşüyorlar. Ne bu tip kafa karışıklıklarını ne de dinlerini bırakabiliyorlar ve ne de bu pis hasletlerinden vazgeçebiliyorlar. Dininden kopmak istemeyenler bize ‘Allah böyle yarattı gayet normal, yaradılışımda var’ deyip kendilerini kandırmaya çalışıyorlar. Böyle bir inanç şekliyle, dinle ters düştüğünü anlayanlardan imanı zayıf olanlar Deistleşmiş, Ateistleşmiş, din düşmanı olmuşlar.
Fakat bunlardan bir kısmı da yani sağcı - muhafazakar, dindar kalanları da gruplaşıyorlar. Bu konuda bile bir siyasi kutuplaşma var. siyasi bir proje gibi destek var.’ diyor.
İstanbul Sözleşmesi’nin kör noktası LGBT konusu
İstanbul sözleşmesinin karanlıkta kalan, kör noktası olan kısmının LGBT konusu olduğunu vurgulayan Er, şöyle devam etti: “Genelde aile meselesine takıldık ama asıl dünyayı dönüştürmek isteyen güçler, dünyayı cinsiyetsizleştirme ve hatta LGBT konusunu meşrulaştırma ve onları üçüncü cins diye kabul ettirme projesini hayata geçirmeye çalışmaktadırlar.
Bu projenin hayata geçirilmesi belki de Lut Aleyhisselam'ın kavminin başına gelen afetin bir şekilde tekrar yaşanmasına da yol açacaktır. Çünkü Kur'an kıssalarındaki kavimlerin helakı hikayelerinde her kavmin öne çıkan bir günahı örnek gösterilmekte ve her kavme o günaha nispeten bir helak cezası verilmektedir.”
Toprak altımızdan kayıyor, zemini kaybediyoruz
Muhafazakar kesimin seçim, geçim derdiyle uğraşmak yerine gelecek nesiller için büyük bir tehdit halini alan LGBT konusuna eğilmesi gerektiğini belirten Er, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fakat benim gördüğüm sıkıntı, yıllardır tartışılıp sonuca ulaştırılamayan konuların ısıtılıp ısıtılıp tekrar gündeme taşınması, daha hayati önemdeki meselelere yeterince odaklanılmamasıdır. Toplumun suni gündemlerle oyalandığını, toplumsal ve aile yapımızı hedef alan bu tür projelerin bilinçli ve sinsi yöntemlerle gözlerden kaçırıldığını düşünüyorum açıkçası. Bu hayati meselelerde, kötülükten sakındırma ve iyiliği teşvik etme düsturuyla hareket etmemiz gerekiyor.
Ateizm, Deizm, LGBT, Aile gibi meseleler üzerinde zihni efor sarf edilmeli, gençlik ve kadın sorunlarıyla Müslümanca bir bakış açısıyla ilgilenmeliyiz. Bu konuların ana hareket noktası sosyal medya ve ilgili STK’lardır. Acilen siyaset, seçim, geçim gibi sonu gelmeyen tartışmalardan uyanıp asıl konuya yoğunlaşmamız gerekiyor. Toprak altımızdan kayıyor, zemini kaybediyoruz.”
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Bir çocuk bir elma ile gözlerini ve kalbini açar
Muhammed, kendi dünyasında yaşayan bir çocuk, bana “sevginin”, “açlıktan” daha büyük olabileceğini ve kurumuş bir elmanın bile dünyanın en büyük hediyesi olabileceğini öğretti.
Gazze'nin yıkıntıları arasında hayata yeniden başlamak
“Evden çıkarken ve eve girerken bir sürü molozun üzerinden tırmanmak zorunda kalıyoruz,” dedi. “Ama bu çadırlarda yaşamaktan daha iyi...
Ramazan'ı Gazze halkının örnekliğiyle yaşamak
Yaşar Değirmenci, geçtiğimiz sene Gazze'de Ramazan boyunca görev yapan Dr. Farhan Abdul Azeez'in verdiği bir röportajda, Gazzelilerin Allah'a olan bağlılıklarını ve bütün imkansızlıklara rağmen Ramazan'ı yaşama biçimlerinin örnekliğini aktarıyor.
Çocuk en iyi sevdiklerinden öğrenir...
Sefa Saygılı çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususları vurgularken ebeveynlerin çocuklarıyla diyaloğunun önemini belirtiyor.
Gazze kalpleri Kur’ân’a, İslâm’a açıyor ve kazanıyor…
Abdullah Yıldız, Gazze sayesinde Müslüman olanların ihtida hikayelerine göz atıyor.
Bir garib-ârif ölmüş diyeler..
Sözleri, güldürmüyor, düşündürüyordu ve herkes de ciddiyetle dinliyor ve hatibin, dile getirdiği ızdırablı, sosyal dertler, yüzüne de yansıyor ve cümleleri dudaklarına âdeta, yüreğinden yoğrulmuş olarak sâdır oluyordu.