MESCİD-İ AKSA, CAMİLER CEMAATLE DOLUNCA KURTULACAKTIR!”

İl Müftümüz Doç. Dr. Şahin Güven, “Cami-Gençlik Buluşmaları” kapsamında Talas Dedeoğlu Camii’nde Sabah namazı sonrasında gençlerle bir araya geldi.

Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem), hiçbir gölgenin olmadığı ve güneşin kavurduğu mahşer gününde arşın gölgesinde gölgeleneceklerini söylediği 7 kısım insandan bahsettiği hadis-i şerifini gündem edinerek sözlerine başlayan Sayın Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Arşın gölgesinde gölgeleneceklerden ilki, yönetiminde adalete ve liyakate önem veren adil yöneticidir. Yönetici deyince, aklımıza hemen başkaları, yani müdür, kaymakam, vali, başbakan, cumhurbaşkanı vb. gelmemeli; öncelikle her birimizin ailemizin yöneticisi olduğumuzu unutmamalıyız. Ailemizin bütün fertlerinden sorumluyuz, onların yöneticisiyiz. Bundan dolayı da adaleti gözetenler olmalıyız. Baba, evinde adaletli hareket etmeli, müdür de iş yerinde aynı şekilde olmalıdır.

Arşın gölgesinde gölgeleneceklerden ikincisi, Yüce Allah’a ibadet ederek büyüyen gençlerdir. Çocuklarımızı, küçüklüğünden itibaren camilerde, cemaatle birlikte büyütmeliyiz. Onlara cami ortamını sevdirmeliyiz. Çocuklar, camilerin gülüdür; çocuklar, camilerin süsüdür. Çocuklar, camiye gelerek hayata adım attıklarında, hayatları boyunca namazlı bir hayat yaşayacaklardır. Çocuklarımızı, küçük yaşlarda güzel şeylere alıştıramazsak büyüyünce onlara etki etmemiz zor olacaktır. Türkiye genelinde 04-06 yaş grubu çocuklara yönelik açılan Kur’an kurslarımıza, 85 bin civarında çocuk devam ediyor. Elhamdülillah. Böyle imkânlarımız var. Bunları değerlendirmeliyiz.

“TATLI UYKUMUZDAN UYANARAK CAMİYE GELMEMİZLE BAŞLIYOR CİHAD.”

Arşın gölgesinde gölgeleneceklerden üçüncüsü, kalbi mescitlere bağlı olan insanlardır. İslam ümmeti olarak camileri doldurmazsak iflah olamayız. Önce kendimizden başlamalıyız. Filistin’in işgal edilmesi, Kudüs’ün elimizden alınması, belki de ibadetlerimizi hakkıyla yerine getirmediğimizden, camileri doldurmadığımızdandır. Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu, camilerin cemaatle doluşuyla başlayacaktır. Kudüs’ün ikinci Fatihi olan Selahaddin Eyyubi, bir gün Cuma hutbesi verirken cemaatten bir genç ayağa kalkarak: ‘Ey Selahaddin! Kudüs işgal altındayken neden bizlere cihad emri vermiyorsun da başka şeylerden bahsediyorsun?’ der. Selahaddin Eyyubi, gencin bu sözlerinin üzerine bir şey demez ve hutbesine devam eder. Sonraki günün Sabah namazında tam namaza duracaklarken arkasına dönen Selahaddin Eyyubi, ‘Dün Cuma namazında cihad emri bekleyen genç yok mu aramızda?’ diye sorar. Olmadığını öğrenince, ‘Vallahi, Cuma namazlarında camilerimizi dolduranlar Sabah namazlarında da aynı şekilde doldurmadıkça cihad ilan etmeyeceğim’ cevabını verir. Cihad, işte buradan başlıyor. Tatlı uykumuzdan uyanarak camiye gelmemizle başlıyor cihad.

Arşın gölgesinde gölgeleneceklerden dördüncüsü, Allah için birbirini seven iki insandır. Yüce Allah için bir araya gelip yine O’nun için ayrılanlardır onlar. Yani işleri, güçleri Allah rızası olan insanlardır. Bu dünyada dostluklarımızı neye göre kuruyoruz? Sevdiklerimizi ne ve kim için seviyoruz? Eğer Allah için seviyor, Allah için nefret ediyorsak biz, inşallah, arşın gölgesinde gölgelenecekler arasına gireceğizdir.

Arşın gölgesinde gölgeleneceklerden beşincisi, iffet ve namus timsali insanlar ve özellikle de gençlerdir. Toplum nazarında makamı ve mevkisi yüksek ve de güzel olan bir kadın bile kötülüğe davet etse, tıpkı Hz. Yusuf (aleyhisselam) gibi, ‘Ben bu işte yokum’ diyenlerdir. Allah için iffetini ve namusunu koruyabilenlerdir. İçinde yaşadığımız toplumda iffet ve namus yoksunu öyle insanlar var ki, iffet ve namusunu lekeleyen öyle insanlar var ki… Bu dünyada bizler, iffetimizi ve namusumuzu korumak için yaşıyoruz.”

Sayın Güven, arşın gölgesinde gölgeleneceklerden altıncısının Allah rızası için infak eden, başkalarına yardım eden, hatta öyle ki sağ elinin verdiğinden sol elinin haberdar olmayacağı şekilde gizli yapan kişi ve yedincisinin de kimsenin olmadığı bir yerde gece yarısı kalkıp Allah için namaz kılan, zikreden, tesbihatta bulunan ve Allah’ı zikrederken gözleri yaşla dolan kimseler olduğunu anlattı.

Sayın Güven’in bütün Müslümanların bu özelliklere sahip olmasını temenni ederek tamamladığı sohbetinin ardından, cemaate çorba ikramında bulunuldu.