Ali Aslan

Ali Aslan

Mail: aslanogluali@gmail.com

GÜNÜMÜZ PARTİ ANLAYIŞI ÜZERİNE

Partiler kendilerine ahlaklı düzgün dürüst insan aramazlar...
Onlar kimde para çok, kimin arkası kuvvetli, kim daha fazla üye getirir... bunun gibi şeylere bakarlar...
Partiler Allah rızasını veya memleket sevdasını ön planda tutmazlar... 
Onlar daha çok kendi menfaatlerini ön planda tutarlar... 
Kendi aleyhine olan ama Türkiye'nin lehine olan hiç bir şeye evet demezler...

Partiler cemaatler gibi lider sultasını önemserler... Hatta öyleleri vardır ki...(haşa) kendi liderlerinin peygamber gelmeseydi peygamber bile olabileceğini veya liderlerinin Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde topladığını iddia etmişlerdir...

Hiç bir parti seçmenini kendi menfaati kadar sevmez... Seçmenin sadece oyunu sever...
Bazıları kendini destekleyen taraftarlarına iyi imkanlar sağlar, açılmayacak kapılar açar  rüşvete, torpile göz yumar, devletin imkanlarını yerine göre yandaşlarına peşkeş çeker....

Partili olanlar bol bol vaatte bulunurlar... 
Ama vaadlerinini çoğunu yerine getirmezler... Bu ise münafıkflığın alametidir...
Partiler menfaatleri için yalan konuşurlar... 
Bu da münafıklığın alametlerindendir...

Partiler kendilerini yapıcı da olsa tenkid eden kimseye tahammül etmezler...
İktidar olduklarında rakiplerine ve rakiplerinden kamuda olanlara ayırımcılık yaparlar... 
Onları ağızlarıyla kuş tutsalar takdir etmezler... 
Üstelik onlara zulmederler...

Bazı partiler dini argümanları partinin menfaati için kullanırlar... 
Camiye hiç gitmeyenler seçim zamanı camiye giderler... 
Evinde Kur'an okumayanlar camide Kur'an okurlar... Başları açık gezenler baş örtüsü dağıtırlar...
Hükmüne uymadıkları Kur'an'ı seçim zamanı öpüp başlarının üstüne korlar...
Başka zamanda ise  aksesuar olarak duvara asarlar...

Her seçilen mecliste Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacaklarına, düzgün ve dürüst siyaset yapacaklarına, vatan ve milletin menfaatini ön planda tutanaklarına dair yemin ederler ama yeminlerine hiç uymazlar...
Hiç bir seçilen Allah'ın emirlerine bağlı kalacağına dair yemin etmez. Buda ayrı bir mesele...

İktidar partisinin il başkanları, ilde vali gibi hareket ederler, bu dylurjmilçelerde de ilçe başkanı için geçerlidir...

Partililer atanmişlara karşıdırlar...
Çünkü onlar seçilmiş olarak kendilerini üstün görürler...

Seçilenler Ankara'ya gitmeden önce kendilerini seçenlerden ne yapacaklarına dair liste alırlar ama sonra onu yırtıp atarlar...

Ankaraya giden seçilmiş hemen yeğenlerine kardeşlerine, yakınlarına,  ihale ayarlama derdine düşer...
Torpille işe yerleştirmelere önce kendi yakınlarından başlar...
Kardeşi veya en yakını büyükelçi, müsteşar, müşavir, uzman, bakan yardımcısı, genel müdür, daire başkanı, vali... olmuş nice seçilmişler vardır...

Görüleceği üzere particilik bazılarının sandığı gibi iyi bir şey değil aksine yalanın, hilenin, dümenin, adaletsizliğin, torpilin, haksızlığın...bol olduğu  bir sistemdir...
Böyle bir sistemde sizde seçilmiş olup bu düzenin ve dümenin içine girip onun bir dişlisi olmak ister misiniz...?
Ben Allah korusun....
Allah uzak etsin.... derim.
Bilmem siz ne dersiniz...?
Eğer bu haksız düzene yardımcı  olursanız cehenneme gidersiniz...

Ali Aslan

Facebook Yorum

Yorum Yazın