Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

HZ. ADEM VE HZ. HAVVA'NIN ÇOCUKLARININ EVLİLİKLERİ !.. 

     " De ki: " Benim Rabbim, yalnızca açık ya da gizli yüz kızartıcı davranışları, günahın her türünü, haksız yere başkasının malına göz dikmeyi, herhangi bir delil indirmediği halde Allah'tan başkasına ilahlık yakıştırmanızı, hakkında bilginizin olmadığı şeyi Allah'a atfetmenizi yasaklamııştır." ( A'râf sûresi, âyet 33 ) 

     Malum olduğu üzere, cahil insanın dindarlığı arttıkça yoldan çıkması, sapması da artar. Zira gösterişçi dindarlık, sahte kutsallık üretir. Zaten, günümüz dünyasında, Müslümanların çekmiş oldukları sııkıntı da buradan kaynaklanmaktadır. 

      Sokaklarda, caddelerde " Hay" diye bağıranlar, çağıranlar genelde okumamış Kur'an bilmez, anlamaz, sadece sakallarını sıvazlayanlar, ellerinde uzun tesbihlerle çalım satan insanlardır. 

     Bunlar veliliği kendi tekellerinde tutarlar, Mehdiliği, Kutupluğu kimselere kaptırmayıp, bu yolda kimseyi bu tür mes'elelere ortak etmez insanlardır. Konumuzla ilgili olarak, şu ayeti kerimeye nazar edelim:

      " Sana da, hakikatin ifadesi olan bu Kitabı, geçmiş vahiyden geriye kalan hakikatleri doğrulayıcı ve onların doğrusunu yanlışından ayırt edici olarak gönderdik. O hâlde, artık onların aralarında Allah'ın indirdiklerine uygun olarak hüküm ver; sana gelen hakikati bırakarak onların keyfi yargılarına uyma! Sizden her biriniz için bir şeriat ve ( onu) uygulama yöntemleri belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi sınamak için ( öyle yapmadı): O halde hayırlarda birbirinizle yarışın! Top yekün dönüşünüz Allah'adır: işte o zaman Allah ihtilaf ettiğiniz şeyleri size bir bir haber verecektir." ( Mâide sûresi, âyet 48) 

     Bu nazik konu, dün ve bu gündür tartışılan, hakkında çeşitli, isabetli ve isabetsiz yorumlar yapılan bir konudur. Bilhassa, atalarcı zihniyet taraftarları, bu mes'eleyi sulandırdıkça sulandırmakta, uydurma üstüne uydurma yorumlar yapılarak milletin asıl nezih, pak düşünceleri alt üst edilmektedir. 

     Halbu ki, bu nazik mes'ele Kur'an'a götürülmüş olsaydı, yaşamış olduğumuz keşmekeşlik bulunmayacak, milletin zihin dünyaları alt üst edilmeyecekti. Çünkü;


      " Hz. Adem ve Havva'nın çocuklarının evliliğ ile ilgili Kur'anî bir bilgi yoktur. Bu konuda söylenecek her söz karanlığa taş atmak olacaktır. 
     Bu durumda Âdem'in çocuklarının nasıl evlendiği konusunda ne söylesek bilmediğimiz bir konuda konuşmuş olmaktan başka bir anlam ifade etmeyecektir. Allah'ın bildirmediği konuda susmak konuşmaktan daha hayırlıdır diyoruz.

     Bu konu her ümmetin kendisine özgü verilen şeriatın değişken kısmıyla alakalıdır. Ayette  beyan edildiği gibi: " Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki, onlar onunla amel ederler. Bunun için ( Ey Muhammed!) bu konuda seninle hiçbir zaman çekişmesinler. ( İnsanlar) Rabbine ( ibadet etmeye) çağır. Şüphesiz sen gerçekten hidayete götüren  doğru bir yol üzerindesin." ( Hac 67) 

      Durum bundan ibarettir. Bizler bize verilen üzerinde hayırlarda yarışmaya çalışmalıyız. Allah geçmişin hesabını bize sormayacaktır." ( İktibas, Eylül 2010, say, 65) Dolayısıyla,

     " İddianızla değil isbatınızla gelin! Kur'an bütün ilâhî vahiylerin zirvesidir. Ruhî /mânevi arınmanın en son, en mükemmel yol ve yöntemini temsil eder. Kur'an, mesajının eşsizliğine rağmen, önceki vahiylerin mensuplarını Allah'ın rahmetinden dışlamaz. 

      Onları " hayır yarışına" çağırır. Allah'a, Hesap Günü'ne inanan ve salih amel işleyen herkesin mutlaka ödüllendirileceğini vurgular. Bu yarışın zemini tüm şeriatların ortak ruhudur. Ne kadar tahrife uğramış olursa olsun, ilâhî mesajın ruhu ölmez. 

     Eğer geçmiş vahiylerin temsilcileri inançlarında samimilerse, bu ruhu bulmak için tüm ilâhî vahiylerin zirvesini temsil eden Kur'an'a hakem olarak baş vurmalıdır." ( Kur'an Meali) 

     Netice olarak;

      Hz. Adem ve Hz. Havva annenin çocuklarının evlilikleri Kur'an dışındaki abartılı kitaplara, eserlere dayanılarak fikir verilirse, bu fikir sağlam, tutarlı bilgiler değildir. 

     Yani, aziz Kur'an'da ne belirtilmiş ise, ona inanıyoruz, sair bilgilere ise kuşku ile, şüphe ile bakmaktayız. Bir önceki yazımda da arzetmiş olduğum gibi, ellerde dolaşan  İrşad kitapları, Gunyetut Talibin, Seadeti Ebediyye gibi Kur'an dışı bilgilere, eserlere güvenmemiz doğru bir akıllı görüş olmayacaktır. 

      Onun içindir ki, atalarcı zihniyet mensupları, bu tür önemli mes'eleyi sulandırmışlar, hatta 6-7 yaşındaki kız çocuklarının evlendirile bileceğini Tv. kanallarında ballandıra ballandıram anlatan, sakalı aklından uzun kimseler bulunmaktadır.. 

     Bu tür kimseler, kendilerini erişmiş, eren, mehdi, mesih , kutup, aktap şeklinde nitelendirip, her şeyi bildiklerini, sadece aziz Kur'an'ı bilmediklerini, çünkü bu kitabı bilmenin " sapıklık" olduğunu anlatmaktadırlar. 

     Rabbimiz!.. Bu zihniyet mensuplarına hidayet versin, versinde ümmetin çocuklarını şaşırtmasınlar!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Makale Yorumları

  • Harun Yelpaze07-06-2022 02:35

    Velilik okuma yazmakla olsaydı sizin gibilerin makamı çok yüksek olurdu. Ümmi Peygamber olmazdı. 1300 yıldır okunan bu kitapları tefsirleri sohbet ve vaazlarına kaynak edinen diyanet sizden daha mı az biliyor. Allah hidayet versin kendinden başka hiçkimseyi üstün göremeyen okumuşlara.

Facebook Yorum

Yorum Yazın