MİNARELER SÜNGÜ, KUBBELER MİĞFER, CAMİLER KIŞLAMIZ, MÜSLÜMANALAR ASKER!"

Bu güzel şiir, edebiyatçı insan, Diyarbakır'lı merhum Ziya Gökalp'a aittir. Yüce Rabbimiz, makamını cennet eylesin!..Bu ülkeye sevdalı, hayran, meftun insanlar okudukça coşuyor, coştukça damarlarında akan kan cuşuu huruşa gelmektedir!..

Ama, ne hazindir ki, 28 Şubatçılar bu şiirin peşine düşerek, okuyanı, mahkemeye vererek hapse atmışlardır!.. Örneğin, sayın Cumhurbaşkanımız böylesi bir takibin, zorluğun, kurbanı olmuş ve mahkum edilmiştir!..

Oysa, 28 Şubatçılar, masum insanların dini inançlarına, giysilerine, örtülerine, kılık kıyafetlerine el atanlar dünyada rahat etmemiş, millet arasında dolaşacak yer bulamamışlardır.

Namuslu, vatansever askere hürmetimiz sonsuzdur. Çünkü onların işi, vatanı korumak, sınır boylarını gözetlemek, milletin harimi ismetini muhafaza etmektir!.. Lakin , darbe yapmaya müheyya kimi insanlarda, dünyada rahat yüzü görmemişler, ezandan, kılık kıyafetten ürktükleri için perişan, zelil ve rüsvaylık içerisinde ömür tüketmişlerdir.

Şu garip mantığa bakınız ki, " bir sağdan, bir soldan" denilerek bigünah insanlar dar ağaçlarına yollanmışlar, aileleri mağdur edilmiştir. Bu suçun müntesipleri de öldüklerinde kimse ölülerine, cenazelerine iltifat etmemiş, namazlarını kılmamışlardır!..

12 Eylül sabahı cuma günü idi.. K. Maraş'ta okul bitirmelerine katıldığım için bir yerde misafir bulunuyordum. Sabah namazını eda ederek, Batı park cihetindeki yoldan karşıya geçiyordum. Tam o esnada, bir Jeep yanıma yaklaşıp, " dur!" ihtarına uyarak durmak zorunda kaldım. Jeep'in içersinden bir üniformalı, iki asker inerek benim üstümü, başımı aradılar. Çantamın içerisinde bulunan ders notlarımı araştırdılar ve ozan Ali Ercan'a ait, o zamanki Tarım Bakanı Korkut Özal merhuma ait bir iki kaset buldular. Komutan, beni azarlayarak; " Sen, bir din adamısın bu kasetlerin sende ne işi var, istersem seni hemen kodese atarım" dedi ve serbest bıraktılar.

Tıpkı bunun gibi, milyonlarca asılsız, mesnetsiz iddia sebebiyle, insanların canı yanmış mağdur edilmişlerdir. Böylesi bir hazin durum 27 Mayısta yaşanmış, Ezan, arapça aslına döndürüldü denilerek, merhum Menderes dar ağacına yollanmıştır. 27 Mayıs ihtilalini, bu aziz millet evlatları gırtlağına kadar yaşamış olduğu gibi, 12 Mart'ta, 12 Eylül'de , 28 Şubat'ta da taa dimağına kadar yaşamıştır.

Hamdü sena olsun ki, 15 Temmuz girdabında, bu aziz millet uyanmış, milletin tankını, topunu, tüfeğini ve uçaklarını hırsızlayarak , yüzlerce insanımızı şehid etmiş bulunanlar, bu ülke topraklarında gömülecek bir karış toprak bulamamışlar, zangoçların, çan seslerinin altında kalmışlardır.

Binaenaleyh, Ziya Gökalp'in şiirini okuması sebebiyle, suçlanan, sayın Cumhurbaşkanımız; dim dik, şerefle, izzetle, ikramla, görevini layıkı vechile sürdürmekte, insanımıza yani 85 milyona hizmet etmektedir. Diğer taraftan, 28 Şubat mağdurları insanlar da görev alanlar almışlar, almayanlarda izzetleri ile, şerefleri ile hayatlarını idame ettirmektedirler!..

Ümit ederiz ki, bu aziz millet evlatları bir daha 28 Şubat'ı görmezler, yaşamazlar ve zor durumda kalmazlar!.. Bu ülkede kim ne düşünürse düşünsün, hiç bir etkiye, tepkiye maruz kalmamalıdır!..

Netice olarak;

Bu aziz millet evlatları, İslam'ın hoş görüsünü, vermiş olduğu akıl gücünü sonuna kadar yaşamalıdır!.. Sözün burasında, bir güzelliği, bir güzel hasleti daha arzetmek istiyorum: 2025 Ramazan ayında camilerimizde, imamlarımız, hatim okuyanlarımız tarafından insanlarımıza okunan ayetlerin Türkçesi de sunulmaktadır..

Dileriz ve bekleriz ki, aziz Kur'an ölmüşlerimizi kurtarmaktan ziyade dirileri kurtarma eylemine dönüşür de, bizler müstefid oliuruz!.. Çünkü, Kur'an; yaşayanları, dirileri kurtaran kitaptır. Diriler kurtulduktan sonra, her yaşayan insanımız ölüsünü, hayırla, hasenatla, topluma faydalı işlerle yad edecektir!..

Değer üretme, toplumun faydası için imaret, yol, köprü, hastane, okul binaları inşa etmek ölülerimizi hatırlamak demektir!.. Sözün burasında merhum Akif'i rahmetle anarken, onun şu şiiri ile mevzumuzu bitirelim!.. " İNMEMİŞTİR HELE KUR'AN BUNU HAKKIYLA BİLİN, NE MEZARLIKTA OKUNMAK NEDE FAL BAKMAK İÇİN!"      Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir