ÖLÜLERE PARA İLE KUR'AN OKUTMAK DOĞRUMU?..
" Ve insan başkasının değil, sadece kendi çabasının karşılığını görecektir." ( Necm sûresi, âyet 39)
" Ve elbet onun çabası , günü geldiğinde kesinlikle gözler önüne serilecektir." ( Necm sûresi, âyet 40)
Zikredilen bu ayetlerden anlıyoruz ki, günümüz dünyasında tatbik edilen ücretle Kur'an okumak, ölüye bağışlamak hiç olmayan, İslam'da ve onun yüce kitabı Kur'an'da olmayan amellerdir. Biri çıksında belirtsin ki, peygamberimiz ve onun sahabeleri böyle yapmıştır desinler!.. Yok böyle bir eylem ve amel. Böylesi iğreti bir durum, asırlar sonra tatbik edilmeye başlanmış, gittikçe dozajını artırarak, günümüz dünyasına sarkmıştır.
Hatimler ücretle okunur olmuş, Yasinler ücrete tabi kılınmış, sipariş verilen Kur'an kıraatleri de önce ücret, sonrası dua ile neticelenmiştir. Ama, mes'elenin olur olmaz, kabul olur olmaz boyutu kat'iyyen düşünülmemiş ve düşünülmemektedir!.. Onun içindir ki, böylesi mevzuları sayın Prf. Dr. S. Ateş irdelemiş e üzerinde tetkik ederek bizlere bilgiler sunmuştur.
" Necm suresinin 39-40' ncı âyetlerinde insana kendi çalışmasından başka bir şeyin olmadığı ve insanın , çalışmasının karşılığını göreceği vurgulanmaktadır. İmam-ı Şâfi-î gibi bazı İslâm bilginleri, bu âyetlere dayanarak Kur'ân okumanın sevâbının ölüye ulaşmayacağı kanaatine varmışlardır.
Duâ ve sadakanın ölüye ulaşacağı konusunda oy birliği vardır. Duâ ve sadakanın sevâbı ölüye ulaştığına göre, Kur'ân okumanın sevabının ulaşmayacağını söylemek çelişki olur. Çünkü Kur'ân'da duâ âyetleri vardır. Kur'an okunduğu zaman insanın kalbi sevinç duyar, duâ eder, yüce Allah da onun duâsını dilerse ölenin ruhu bundan mutlu olur.
Anılan ruh sevinir, yararlanır. Bundan dolayı Yüce Allah Nûh'un , İbrâhim'in ve diğer peygamberlerin, âlemler tarafından hayır ve esenlikle anıldıklarını bildirmektedir. " Aman Allah'ım! der, " Az kalsın beni de mahvedecektin! Eğer Rabbimin yardımı olmasaydı, ben de burada tutulanlardan olmuştum." " Bütün milletler arasında Nûh'a selâm olsun!" " Selâm olsun İbrahim'e!" " İyileri Biz, böyle ödüllendiririz." ( Saffât 56-79-109-110)
Böyle esenlik ve hayır ile yâdetmenin, ölünün ruhuna hiç bir yararı olmasa, Allah onların esenlik ile anılmalarını , imrendirici bir biçimde anlatmaz. Demekki hayır ile yâdetmenin, ölünün ruhuna yararı vardır. Kur'ân okuduktan sonra ölünün ruhunu anarak bunun sevâbından onunda yararlanmasını dilemek elbette anmaların en güzelidir. İslam ümmeti de bu konuda oy birliğine varmış durumdadır.
Ancak Kur'ân-ı bir mezarlık kitabı haline getirmek, onun ticaretini yapmağa kalkmak, mezarlıklarda okuyucu tutup iki üç milyon liraya Kur'ân okutmak gibi şeyler, yasaklanması veya satın alınacak bir şey değildir. Bundan dolayı ölüye para ile Kur'an okumayı meslek haline getirmek veya bunu meslek edinenleri para ile tutup Kur'an okutmak caiz değildir.
Herkes bildiğini okur. Kur'an bilmiyorsa duâ eder. Zaten insanın isteyerek, duyarak içinden yaptığı duâlar ve okuyuşlar etkilidir. Yoksa sırf para almak için okuyanın, bu eyleminden bir sevap umulmaz. Bilmeyen kişi, Fâtiha'yı okur. Duâların en güzeli Fâtiha'dır. Dinin şerefine züll getirecek, onu küçük düşürecek, bir delile dayanmayan hareketlerden, bid'atlerden kaçınmak gerekir. Âkif ne güzel söylemiş: " İnmemiştir hele Kur'an, bunu hakkıyla bilin/ Ne mezarlıkta okunmak, nede fal bakmak için." ( Soru ve cevaplarla İslâm -1- Prof. Dr. S. Ateş, say. 309-310)
Bundan birkaç yıl önce bir cenaze merasimine katılmıştım. Bir grup Kur'an okuyucusunun pazarlık yaparak Kur'an tilavet ettiklerine şahit oldum. Halbu ki, zamanımızda bu işi yapanların birer resmi görevli olmalarına pazarlık yaparak Kur'an ticareti yapmaları çok çok ayıbıma gitmiş. utanmıştım..
Netice olarak;
Aziz Kur'an'ı böylesi zül getirici eylemlerden kurtarmak boynumuzun borcu olmalıdır.. Yukarı satırlarda da ifade edildiği gibi, her ölü sahibi, ne biliyorsa onu okumalı, bu işi ücrete dökmemelidir. Hamdolsun ki, günümüz görevlileri yüksek maaşlarla görev yapmaktadır. Yani, Kur'an okuyarak rızık temin etmeye hiç de lüzum ve gerek yoktur.
Kur'an'ı böylesi iğrenç hallerden kurtarmalı, hayata hakim olması için elden geleni yapmalıyız. Yoksa pazarlık yaparak, hatim okutmak, mevlid kıraat ettirmek sadece bir lüksten ibaret olmaktadır. Bunun altında yatan cerciliktir, insanları kandırmadır.
Bu sebeple İslam'ı bu tür çirkin ve ayıp şeylerden kurtarmalıyız.. Kurtarmalıyız ki, dönüşüm, dönüş yolculuğumuz Asr-ı Saadet dönemi olsun!.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın