Fahri Sağlık

Fahri Sağlık

Mail: f_saglik@hotmail.com

Kehanetlerle âbâd olunmaz

Dünyanın başına bela olan bir milletin hayat hikâyesi ibret alınması için Kur’an-ı Kerimde ayrıntıları ile anlatılır. Şu anda orta doğuda (başta Filistin, Lübnan ve Suriye’de) büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Batılı ülkeler, topyekûn İsrail’e sahip çıkıyor. Bazı ülkelerin cılız tepkileri ise, fazla bir anlam ifade etmiyor.

Meselenin, siyasi, askeri, ekonomik ve dini olmak üzere pek çok boyutu var. Emekli bir Müftü olarak beni doğrudan ilgilendiren husus konunun dini boyutudur. İsrail’in katil lideri, sıkıştığında ortaya bir takım dini tezler, iddialar ve kehanetler ortaya atıyor. Bunların dini ve tarihi yönden incelenip halkımızın doğru bilgilendirilmeleri gerekir.

Bu yazımda meseleye kısaca Kur’an-ı Kerim perspektifinden katil Netenyahu’nun katliamlarına gerekçe olarak söylediği “Yeşaya’nın Kehaneti” ni özetlemeye gayret edeceğim.

Yeşaya’nın Kehaneti

Soykırımcı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik kara harekâtına hazırlandığını söylerken “Hamas'a karşı “Yeşaya’nın Kehaneti”ni göreceğiz” demişti. 

Netanyahu bu konuşmasında "Artık tek bir amaç için bir araya gelmenin zamanıdır; Zafere ulaşmak için hızla ilerlemek. Ortak gücümüz ile haklılığımıza ve Yahudi halkının ebediliğine olan derin inancımızla Hamas'a karşı “Yeşaya’nın Kehanetini göreceğiz” diyerek başlatacağı savaşı teopolitik bir zemine çekti.

Kastettiği, Eski Ahit’te Yeşaya kitabındaki şu dizeler: “Ülkende şiddet, sınır boylarından soygun ve yıkım haberleri duyulmayacak artık. Surlarına Kurtuluş, kapılarına Övgü adını vereceksin” (Yeş.60:18).

İsrail’in Gazze bombardımanı ve işgaliyle bu kehanetin gerçekleşmeyeceği açık. Sınırlarınızı ne kadar genişletirseniz genişletin, insanları adeta soykırıma tabi tutmaya, eziyet etmeye, onlara büyük acılar çektirmeye devam ettiğiniz sürece sınırlarınızın öbür tarafında düşmanlık gelişir, ilk fırsatta “şiddet” olarak sizin tarafa geçer.

Yeşaya (İşaya), Eski Ahit'te bulunan ve İbranice İncil'de Tanah adlı bir kitaba adını veren bir peygamber olarak kabul edilir. Kehanetleri ile meşhur olmuştur.

Yaşaya’nın Kehanetlerini genel olarak üç ana kategoriye ayırabiliriz:

1. Dönemin Siyasi ve Sosyal Olaylarına Dair Kehanetler

Yeşaya, İsrail ve Yehuda krallıklarının yanı sıra çevre uluslar ve krallıklar hakkında da kehanetlerde bulunmuştur.

Bu kehanetler, savaşlar, istilalar ve ulusların yıkılışı gibi konuları içermektedir.

2. Manevi Uyarılar ve Ahlaki Kehanetler

Yeşaya, halkın günahkâr yaşam tarzını ve Tanrı'dan uzaklaşmalarını eleştirmiştir.

Tanrı'ya dönülmesi ve ahlaki değerlere uyulması gerektiğine dair uyarılarda bulunmuştur.

3. Mesiyanik Kehanetler

Yeşaya, Mesih'in gelişini ve barışın, adaletin hâkim olacağı bir dönemin başlayacağını müjdelemiştir.

Bu kehanetler, Hristiyanlıkta İsa'nın gelişine dair ön bilgiler olarak kabul edilir ve İsa'nın hayatı ve misyonu ile bağdaştırılır.

Yeşaya'nın Kehanetleri, Yahudi ve Hristiyan teolojisi için önemli bir temel oluşturur ve bu iki dinin kutsal metinlerinde önemli bir yere sahiptir.

Yeşaya’nın Kehanetleri, İsrail'in geleceği ile ilgili önemli bir peygamberlik metnidir. Bu metin, hem Yahudi hem de Hristiyan inancında büyük bir rol oynamıştır. Bu metin, Mesih'in gelişi, İsrail'in geleceği, adalet ve doğruluk, insanlık ve yaradılış gibi pek çok konuyu içerir. Bu konuların nasıl ve ne zaman gerçekleşeceği konusunda farklı yorumlar vardır. Bu yorumlar, hem dini hem de siyasi açıdan etkili olmuştur.

Yaşeya’nın Kehanetleri Kur’an-ı Kerim’de geçmiyor. Ancak içerisinde Tevrat’ında bulunduğu Tanah kitabında geçiyor. Peki Netanyahu’nun sarıldığı bu kehanet ne anlama geliyor?

Netenyahu Siyonizm’in yönlendirmesiyle hem kendi politikalarını meşrulaştırmak hem de bu savaşı daha teopolitik bir fay hattına yayarak özellikle Amerika ve İngiltere gibi Anglosakson çatısından da destek almayı planlıyor.

Netanyahu’nun geçmiş tarihlerde kendini din adamı diye ifade eden biriyle bir videosu yayınlandı. ( Bu videoların tamamı birer kurgudur ve reklam amaçlıdır) Videoda sözde din adamı Netanyahu'ya “Siz kutsal bir savaşın içindesiniz. Bu kutsal savaşta ne yaparsanız yapın, yani öldürebilirsiniz, yok edebilirsiniz, bu sizin hakkınızdır. Bu sizin kutsal savaşınızdır” diyor. Ve yine aynı şekilde bu Siyonist din adamı, özellikle çocukların bu davada öldürülmesi gerektiğini, çünkü öldürülmeyen her çocuğun 20, 30 yıl sonra bu intikamı almak üzere tekrar mücadeleye devam edeceğini ifade ediyor.”

Netanyahu'nun bu savaşı bir kutsal savaşa dönüştürerek dünya genelindeki Yahudileri kendi safında toplamak ve bu sayede aldığı güçle daha fazla insan öldürerek aslında başarısızlığını kapatmak istediği gayet açıktır.

Netanyahu savaş suçu işlediğinin farkında. Bu yüzden savaşı kutsal bir savaşa dönüştürerek tüm Yahudiler ile bazı Hristiyanların desteğini almaya çalışıyor.

Şu ana kadar bu desteği almış görünüyor. Ama her an durum tersine dönebilir. Mazlumların âhları yerde kalmaz. Zulümle, kehanetlerle âbâd olunmaz.

Fahri SAĞLIK

Emekli Müftü

Facebook Yorum

Yorum Yazın