KÖTÜ ÇEVRE ENGEREK YILANINDAN DAHA BETER!..
Yazı başlığımızdaki muhteşem söz, müthiş düşünür ve mütefekkir Sadi'ye aittir.. Çevrenin insanımıza vermiş olduğu zarar, anlatamılayacak kadar vahim ve çirkindir. Kebairin en küçüğünden tutunda, en büyüğüne kadar hepsi tamamen çevrenin pohpohladığı, şişirdiği ve empoze etmiş olduğu çirkinliklerdir.
" Canım , bir kadehten ne çıkar?" " Bir iki el iskambil oynayalım", " Bir iki defa zamparalıktan bir şey olmaz" ve benzeri bir hayli cıfıtca menhiyyat hep kötü arkadaştan, kötü çevreden kaynaklanmakatadır.
Diğer anlamı ise, dün ve bu gündür, anarşizm yuvalarının, terör örgütlerinin, sinsii ve planlı yıkıcı mendeburların etkisi ile, nice tertemiz gencimiz yoldan çıkmış, yolunu kaybetmiş, asi ve isyan ehli olmuştur.
Fuhuş yuvaları, zina merkezleri, edep haya fukarası barınma yerleri yoldan çıkmış, şirazesini kaybetmiş gençleri ve inranlarımızı beklemektedir.
Düşünmeliyiz ki, bir insan, biir genç durup durur iken niçin ve neden dağ eşkiyalığına çıkmış olsun? Terü taze ömrünü niçin heder etsin? Elbette, arka planda örgütünü kurmuş canavarlar bu işi empoze etmekte, pırıl pırıl insanları azman haline getirip, yoldan çıkarmaktadır.
Biri iki pakete sigara, bir iki kadeh içkiden bir şey olmaz!.. " Daha gençsin canım, ye, iç, eğlenmene bak!" hayasızlığı sebebiyle nice terü taze gencimiz sapıtmış, sonunda ya tımarhaneye, yada akıl hasta hanelerine düşmüştür.
Yaz tatilim için kendi İlçemdeydim. Bir yolculuk esnasında yanı başıma bir genç oturmuş oldu. Civan gibi bir deliikanlı.. Ama, ne yazık ki, eli, ayağı titriyor, bir korku, biir panik içersinde bulunuyordu. Üstü, başı yıkanmamış, etrafa saçtığı koku beni yeterince rahatsız etmişti.
Gence sormak zorunda kaldım!.. " Gencim niiçin tedirginsin, bir rahatsızlığın mı var?" diye sordum. Genç, " amca!.. Yeni hapisten çıktım, beş yıldan beri Fetö'dan dolayı içeri de yatııyordum. Hanımım öğretmendi, ben görevliydim. Hanımımda içeriden yeni çıktı, beni terkederek başka İl'e gitti.. Bu sebeple, rahatım ve huzurum yooktur" dedi.
Bendeniz, bu biçare gence üzüldüm. Dedimki, niiçin beş yılını kodeste geçirdin, her şeyi itiraf etseydinde kurtulsaydın?" dedim. Bana dedi ki: " Amca!.. Sen durumu bilmiyorsun, benim kurtulmam için bereber kader arkadaşlığı yapmış olduğum insanları ele vermem, bir bir şikayet etmek gerekir idi. Ben bunu,bu kalleşliği yapmadım ve beş yıl her şeyden mahrum bir vaziyette yaşamış oldum. Görevimden oldum. Ailemden oldum, Eşim beni terketti" diye içiinde yaşamış olduğu acıklı halini bana bir bir anlattı.
Ben, sanki olayı yaşar gibi, durumu bilir gibi dinledim ve dinledim. Ve sonrada kahırla, acı ile, bedbin bir şekilde beddua ettim. Maalesef, bu ve bunun gibi nice genç, ailesinden, çocuklarından olmuş bir halde derbederliği yaşamaktadır. Ama niçin?
Bunu kandıranlar, süt, bal içersinde kendi keyiflerine göre. Amerika'da yaşarken, bunun gibi nice gençte sefil, perişan bir ahvalde sefilleri yaşamaktadır. Niçin ve neden?
Sahte bir ütopya uğruna, hayali sahte düşünceler uğruna, Hasan Sabbah'ın cennet vaat etmiş olduğu gibi, etrafına toplanan binlerce insanı mahvı perişan etmiştir.
Demek ki, kötü çevre engerek yılanından daha beter sözü burada gerçekleşmiş bulunmaktadır. Tıpkı bunun gibi, maalesef, ülkemizde bulunan hurafi dergahlar, cemaatler, tarikat yuvaları hep böyle çalışmalar yapmaktadır. Öl desen ölecek, vur desen vuracak tipli insanlar yetiişmekte, bunlar, Din, Diyanet tanımamaktadır.
Hurafi dergah, örgüt, şeyh (!), evliya, Mehmdi, Mesih, Gavs, Kutup ve benzeri oluşumlar tamamen insanımızın eşiğinde yatmakta, insan almakta, insan kandırmaktadır.
Netice olarak;
Maalesef, ülke olarak, millet olarak böylesi kötü çevrenin kıskacında yaşamaktayız. Pir, veli, evliya olarak görünene simsaarlaarda insanımızın sırtından geçinmekte, " çürümez kefeen" " Nalin" satarak trilyonları kazanmaktadır.
Tüm bu oluşumların şerrinden neslimizi, gençlerimizi koruuyalım, muhafaza edelim.. Bunlar, tamamen eğri-büğrü yollarından elemanları olup, ellerindeki sihirli değneklerle neslimizi çırpıştırmaktadır.
Dolayısıyla, etrafımızı, neslimizi, yavrularımız ıkötü çevrenin şerrinden koruyalım.. Bu oluşumlaar, kendi aralarında, kardeşlerii arasında mala kavgası yaparken, bizim saf dil insanlarımızı da " cennet vaadi" ile kandırmaktadır.
Lütfen kendimize egelelim. Neslimize, gençlerimize sahip çıkalım. Olumsuz, menfi yerleerden şiddetle koruyaalım. Koruyalım ki, çocuklarımız, başı boşavare, ilgisiz ve alakasız bir şekilde yaşamasınlar!..
Okullarını okusunlar, doktor olsunlar, subay olsunlar, mühendis olsun, aydın İlahiyatçı olsunlar ama, hurafeeci, kötü çevre olmasınlar!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir

































Facebook Yorum
Yorum Yazın