İçinden Filistin, Mescid-i Aksa geçen bir sohbet…
Filistin'de Türkçe dersi veren Oğuzhan Öğretmen’le Filistin’i, Cenin’i, Nablus’u, Filistinli çocukların Türkçeye olan ilgilerini,...
Oğuzhan Karagöz, Filistinli çocuklara Türkçe öğreten iki gönüllü Türk öğretmenden biri… TİKA, Filistin şehirlerinden Cenin ve Nablus’a iki okul inşa etmiş. İki Türk okulunda sadece iki Türk öğretmen görev yapıyor. “Gönüllü” sıfatını özellikle tercih ettim. Öğretmenlerimiz Avrupa ülkelerindeki Türk okullarına gitmek için birbiriyle yarış halindeyken Filistin’deki okullara ne hikmetse rağbet göstermiyorlar.
Oğuzhan Öğretmen’le Filistin’i, Cenin’i, Nablus’u, Filistinli çocukların Türkçeye olan ilgilerini, Mescid-i Aksa’yı ve Filistinli Ümmet-i Muhammed’i konuştuk…
İbrahim Ethem Gören: Oğuzhan Bey sizi tanıyabilir miyiz?
1981 yılında Malatya’nın Hekimhan ilçesinde dünyaya geldim. Üniversiteyi Malatya’da bitirdikten sonra İstanbul’a atandım. Çeşitli okullarda Türkçe öğretmenliği yaptım. Bu sırada yüksek lisansımı tamamladım. Bazı vakıflarda eğitimle ilgi faaliyetlerde bulundum. 2014 yılında girdiğim yurtdışı öğretmenlik sınavını kazandım. Halen Mili Eğitim Bakanlığı ve TİKA bünyesinde Filistin’de Türkçe öğretmenliği yapmaktayım.
İstanbul nere, Nablus nere? Sizi Filistin’e ne götürdü? Niçin Filistin’i tercih ettiniz? Nasıl gittiniz?
Gerçekten üstünden bir yıla yakın zaman geçmesine rağmen benim de aklıma geldikçe şaşırdığım bir konu bu. İstanbul’dan kalkıp Filistin’e, Filistin’in; hatta dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Nablus’a gelişim. Üstelik 800 bini aşkın öğretmen içerisinden bana nasip olması. Her zaman şükürle andığım bir husus.
Beni Filistin’e çeken yurtdışı öğretmenlik sınavına girmem ve beklemedeyken görev talep etmem oldu. Adım atmak yerine bekleseydim, Filistin kapılarının açılma ihtimali yoktu. Ankara’ya, bir an önce yurtdışı görevine gitmek istediğimi bildirdim. “Öğretmenin gönderilmediği Filistin’e gider misiniz?” teklifini aldım. “Tabi ki dedim”. Allah’a binlerce şükürler olsun şimdi mis kokulu Kudüs’ün bulunduğu, Osmanlının ayak seslerinin duyulduğu, Selahaddin Eyyübi’nin atının nefesinin hissedildiği, Cenin ve Nablus şehirlerinin içinde bulunduğu Filistin’deyim.
Filistin şehirlerinin ve Nablus’un genel durumu hakkında malumat vermenizi talep edelim…
Filistin’in 11 şehri var. Nablus’un için de bulunduğu Cenin üçüncü büyük şehir ve tarım kenti... İklim ve verimlilik açısından zannediyorum Adana, Mersin’e benzemekle beraber, temmuz, ağustos aylarında İsrail’in su politikaları sebebiyle yeterli su imkânı bulamamaktadır. Son yıllarda özellikle İsrail tarafından gelen Filistinlilerin alış veriş yaptığı bir şehre dönüşmesi oldukça hareketli bir görünüm arz etmektedir. İsrail tarafındaki hayat pahalılığı günübirlik, binlerce İsrail vatandaşı Filistinliyi Cenin’e çekmektedir. Anadolu şehirlerindeki canlılık burada da görülmektedir.
FİLİSTİNLİLER II. ABDÜLHAMİD HAN’I HAYIR VE RAHMETLEYÂD EDİYOR
Cenin’de Osmanlı’nın izleri ne durumda?
Şehirde Osmanlı zamanından kalma yapılar hâlâ merkezi noktalarda vazifeye devam etmekte… Hicaz Demiryolu’nun kalıntıları mazideki parlak dönemin hatırası olarak, Ceninlilerin dilinden düşmemektedir. Şehirde dolaştığınızda, insanların II. Abdülhamit’i sizlere dualarla, muhabbetle andıklarına muhakkak şahit olursunuz.
Biraz da Nablus…
Nablus şehri için dünyanın en eski 10 şehrinden biri olduğu söylenir. Binlerce yıllık geçmişiyle, tarihi eserleriyle Anadolu şehirlerinin tarihten gelen hüzünlü iniltilerini; Selahaddin’in, Osmanlı’nın, kokusunu köşe başında rastladığınız her eserde duyacaksınız. Bu derin iç çekişin sebebini sanırım söylememe gerek yok. “Ey ruhumu derinden sarsan ecdat yadigârı mabetler! Elbet, şanlı geçmişini geleceğe taşıyacak Selahaddinler, Abdülhamidler Anadolu’da var, yetişiyor. Yakın bir zamanda bu hüzünlü bekleyiş bitecek.” demekten kendinizi alamayacaksınız.
ÇOĞU ÜRÜN TÜRKİYE’DEN GELİYOR
Halk burumda neler yapıyor? Halinden ne kadar memnun?
Buralarda hareketli bir nüfus, buna bağlı olarak canlı bir ekonomi var. Eğitim kalitesinin yüksek olduğu şehirlerimizde okuma düzeyi çok yüksek. Birçok genç yurtdışına okumak için gidiyor, bir kısmı geri dönüyor. Halkın büyük bir kısmı birkaç dil biliyor. Çarşı-pazar çok hareketli... Bizim memleketin çarşılarını, hatta Eminönü çarşılarını andırıyor diyebilirim. Çarşı-pazarda hemen hemen Türkiye’de olan her şey var. Çoğu ürün zaten Türkiye’den geliyor. Bir kısmı İsrail’den, bir kısmı tüm dünyada olduğu gibi Çin’den geliyor. Karşılaştığım birçok insan tatil için yurtdışına gidiyor. Bizim tatil yerlerini benden iyi bildiklerini söyleyebilirim.
İnsanlar genel olarak hallerinden memnun. Şikâyetleri, daha fazla imkânlardan yoksun olmalarına sebep olarak gördükleri İsrail’den... Söylemeden geçmek doğru olmaz. Mevcut yöneticilerinden de şikâyetçi olduklarını duymak mümkün.
‘AKSA’NIN BEKÇİLERİ’ ÜMMET İÇİN İSRAİL ASKERLERİNE KAFA TUTUYOR
Mescid-i Aksa ziyaretlerinizde nelerle karşılaşıyorsunuz?
Bu vesileyle bir hatıramı anlatayım. Mescid-i Aksa’ya ziyaretlerimin birinde ilginç bir anım var. Kapılarda duran İsrail askerlerinden birisine, geçiş için pasaportumu uzattığımda benden Fatiha’yı okumamı istemesi oldu. Benden söylemesi, Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmeye niyeti olanlar, en azından namaz surelerini ezberlemeli.
Ziyaretlerimiz, özellikle Şam Kapısı’ndan girerek, İstanbul’daki kapalı çarşıları andıran çarşıya adım atmanızla başlıyor. Gününe göre yoğunluk değişmekte. Mescid-i Aksa’ya ulaşmanız on, on beş dakikayı buluyor. Filistinli dükkân sahipleri, gözünüzden Türkiye’den geldiğinizi anlıyor, sizlere gülümseyerek selam veriyor. Girişe ulaştığınızda, tipiniz Filistinlilere benziyorsa, rahatlıkla bir şey demeden içeri giriyorsunuz, aksi halde askerlere “Ene Müslim” deyip içeri girmeniz ya da Müslüman bir ülkeden olduğunuzu gösteren pasaportunuzu göstermeniz gerekiyor.
İç havluda ‘Aksa’nın Bekçileri’ olan fedakâr Filistinli kadınlar var. Sürekli buradalar. Ve yine sürekli Ümmet-i Muhammed için, ilk kıblemizin muhafazası için İsrailli askerlerin türlü türlü eziyetlerine katlanıyorlar. İç avluyu da geçtikten sonra Mescid-i Aksa tüm maneviyatıyla sizleri karşılıyor.
FİLİSTİN’E DAHA FAZLA MÜSLÜMAN TURİST GELMELİ
Dünya Müslümanları ilk kıblelerine karşı kadar ilgili?
Bu sorunuz aklıma Ayasofya Camii’nin durumunu getirdi, zannediyorum Mescid-i Aksa ile bir nevi aynı tutsaklığı yaşamalarından olsa gerek… Neyse… Sorunuza dönelim... Dünya Müslümanlarından önce biz Türklerden bahsedeyim. İsrail’le vize sorunumuzun olmamasına rağmen ziyaretlerimde çok fazla Türk’le karşılaşmadım. Diyanet İşleri’nin hac öncesi Kudüs’e uğrama kararını çok anlamlı buluyorum. Televizyonlarda yansıtılan Filistin imajının, Müslümanları Filistin’e ziyaretleri konusunda biraz ürküttüğü kanaatindeyim. Bu durum aynen İstanbul’la ilgili olumsuz haberlerin, İstanbul’un her yerinde her zaman karışıklıklar oluyor izlenimi vermesine benziyor. Çok şükür 11 sene İstanbul’da yaşadım, televizyonlarda yansıtılan gürültü-patırtı vb. olumsuz durumlarla karşılaşmadım. Aynı şeyi Filistin için de düşünebiliriz. Günlük hayatı olumsuz etkileyen bir durumla, kaldığım bir seneye yakın süre içerisinde karşılaştığımı söyleyemem. Geliş ve gidişin çok kolay olduğu bu kutsal topraklara daha fazla Müslüman’ın gelmesinde, durumu yakinen görmesinde, büyük fayda görüyorum. Ne kadar çok Müslüman, yarı mahpus haldeki Mescid-i Aksa ve Ayasofya’yı görmeye gelirse, vicdanları titreyecek en azından ellerini semaya açıp bu iki tutsaklığın bitmesi için Allah’a kalbi niyazlarını sunacak. Ve iki mescit de aynı anda, tekrardan Müslümanların ebedi namazgâhı, duagâhı olacak… İnşaallah...
Filistin Müslümanlarının Türkiye’ye bakış açıları hakkında neler söylemek istersiniz?
Filistinli Müslüman demek benim nazarımda Anadolulu Müslüman demek... Birini diğerinden ayırmak mümkün değil kanaatindeyim. Bir Türk’ün dünyada en fazla muhabbet göreceği yer neresi deseniz “Filistinlilerin; kalbi, ‘ehlen ve sehlen’ nidalarıyla karşıladıkları Filistin” derim. Az önce de bahsettiğim gibi Allah kaderlerimizi bir etmiş, gönüllerimizi de bir etmiş. İnşaallah kutlu geleceğimizi de bir edecek. Ebedi kardeşler olarak kim bilir cennette de bir ve beraber oluruz. Allahtan dileğim budur.
Bu meyalde Türkiye’nin kendileri için yaptıklarının farkındalar, yapamadıkları şeyleri neden yapamadığının da farkındalar. Yani özellikle son yıllarda Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ve üstlendiği misyondan kaynaklanan güçlüklerin farkındalar. Filistin’de nasıl bir yaprak kımıldasa Anadolu bunu işitirse, aynen öyle Filistinliler de Türkiye’den haberdarlar.
MÜSLÜMANLAR SADECE KELİMELERLE ANLAŞMAZ
Siz neler yapıyorsunuz? Filistin’de öğretmen olarak bulunmak halet-i ruhiyenize nasıl yansıyor?
Filistin’de TİKA tarafından yaptırılan Filistin devletine ait okullarda Filistinli öğrencilere Türkçe öğretiyoruz. Ayrıca çeşitli kesimlere yönelik Türkçe kursları açıyor, üniversitelerde Filistinli öğrencilere Türkçe öğretiyoruz. Sokakta mahalle de çarşıda pazarda ülkemizi merak edenlere ülkemizi anlatıyoruz, Türkçe pratik yapmak isteyenlerle oturup çay içiyor, ekser kahve, karşılıklı ‘dilleniyoruz’.
Halet-i ruhiyeme gelince… Az önce de bahsettiğim gibi burası benim için Anadolu’dan farksız. İnsanları, adetleri, muhabbetleri, yemeleri, içmeleri bizlere çok yakın. O kadar ortak yönümüz var ki Filistin pek Türkiye’yi aratmıyor. En büyük farklılık dil… O da zamanla halloluyor. Ki, iki Müslüman sadece kelimelerle anlaşmaz. Kalplerimiz o kadar yakın ki hiçbir sıkıntı çekmiyorum.
MAALESEF FİLİSTİNLİ ÇOCUKLAR, GENÇ KIZLAR TÜRK DİZİLERİNE TUTULMUŞ VAZİYETTE!
Çocuklar Türkçeye ne kadar ilgili?
Bu konuda vereceğim cevapla ilgili biraz tereddütlüyüm ama yine de söyleyeyim. İlgililer, ama neden? Cevabı Türk dizileri... Türk dizilerinin çoğunu, muhteviyatı açısından olumlu bulmuyorum. Bu sebeple tereddütlerim var. Dizilerimizdeki hayali, suni, Avrupai hayat hiç şüphesiz Filistinli çocukların, kızların, kadınların, gençlerin bir hayli hayallerini süslediğini söylemeden geçemeyeceğim. Bu durum iyi mi kötü mü size bırakıyorum.
Kurslarınıza ilgi nasıl?
Dil kurslarımıza ilgi yoğun.
Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Kurslarda Türkçeye ilginin en büyük sebebi kurslara gelmek isteyenlerin çoğunun Türkiye’yle ticaret yapması. Üniversitelerdeki ilgiyi de ilerde Türkiye’de eğitim görme isteğine bağlamak mümkün. Filistin’deki 11 şehrin tamamında yaklaşık otuz okulda Türkçe öğrenme talebi olduğunu biliyorum. Ayrıca halktan ve üniversitelerden de talep var. Fakat Filistin’de benimle birlikte sadece bir arkadaşın görev yapması bu talebi karşılamaktan bir hayli uzak. Her şehre bir öğretmen gerekli. Buradan, gelmekten son anda vazgeçen üç öğretmen arkadaşa serzenişlerimi iletirim.
FİLİSTİN ANADOL ŞEHİRLERİNİN BİR PARÇASIDIR
Türkiye’ye nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?
Birincisi genel olarak diğer Arap ülkeleriyle Filistinlilerin karıştırılmaması. Bizlere o kadar yakınlar ki bu sebepten buraya “Anadolu’nun bir parçası” diyorum.
Bizim 20–30 yıl önceki sosyal dokumuzun burada hâlâ yaşıyor olması çok sevindirici. Misafirperverlikte bizden ileri olduklarını söylemeliyim. Türkiye’ye “iki adım”lık mesafede bulunan Filistin’e herkesi davet ediyorum. Üç dört günlük gezilerle bir gün Kudüs’e, bir gün El Halil şehrine, bir gün de Beytüllahim ve Eriha şehirlerine gidilebilir. Çok da masraflı olmaz. Buram buram tarih ve maneviyat kokan bu şehirlere geldiğinize asla pişman olmayacaksınız.
FİLİSTİN BALKANLARDAN DAHA AZ MI ÖNEMLİ?
İkincisi dünyanın güçlü ülkelerinin buralarda yatırımları var. Kültürel faaliyetleri var. Okulları, hastaneleri, üniversiteleri var. Korelilerin bile var. Çok şükür son yıllarda özellikle TİKA vasıtasıyla bizlerin de buralara eli ulaştı. Fakat bunu yetersiz görüyorum. Türk insanının da, buralara ziyaretleri artırması gerekiyor. Balkanlara yoğun gezi programlarımız var. Buralar, ecdat yadigârı Balkanlardan daha mı az önemli? Gelin, Osmanlı’nın yaptıklarını görün… Filistinli kardeşlerinizle gözleriniz elleriniz buluşsun. Kudüs’te Filistinli kardeşlerinizle omuz omuza Cuma namazı kılın. Çıkışta kim bilir sizleri evlerine Felafer, Humus yemeye bile çağırabilirler...
İlginiz için teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim İbrahim Ethem Bey. Bu vesileyle Türkiye’deki kardeşlerimin ve tüm Ümmet-/i Muhammed’in Kurban Bayramını tebrik ediyorum.
İbrahim Ethem Gören/Dünya Bülteni
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın