Fahri Sağlık

Fahri Sağlık

Mail: f_saglik@hotmail.com

Kökü insanlık tarihine uzanan ibadet; Kurban

Sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban, dinî bir terim olarak, Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasını kazanmak için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.
Akıl sağlığı yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını kesmekle hem yüce Allah’a manen yaklaşmakta, hem de toplumsal yardımlaşma ve dayanışmaya katkıda bulunmaktadır. Bu ibadetin özünde Hakk’a yakınlık anlayışı vardır. Kurban, bir Müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.                                              

Kurban kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de üç yerde geçmektedir. Bunlardan birinde İsrâiloğulları’nın herhangi bir peygamberden mucize olarak istedikleri ve (gökten inen) ateşin yakacağı bir kurbandan (Âl-i İmrân 3/183), ikincisinde, Hz. Âdem’in iki oğlunun Allah’a takdim ettikleri kurbandan söz edilir. ( Maide, 27 ) Üçüncüsünde ise kelime, müşriklerin Allah’a ortak koştukları tanrıları “yakınlık vasıtası” kılmaları anlamında kullanılmıştır (Ahkâf, 46/28).  Tarih boyunca takdim edilecek kurbanlıklar,  kurban sunma şekilleri ve amaçları bakımından farklılıklar bulunsa da bütün dinlerde Tanrı’ya kurban sunma uygulamalarının bulunduğu tespit edilmiştir. Hac Suresinin ilgili ayetlerinden (34-37) ilâhî dinlerin hepsinde “ibadet amacıyla hayvan kesme” anlamında kurban ibadetinin bulunduğu anlaşılmaktadır. 

Hanefî mezhebinde tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur. Kurban, Müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır.

Kurban, Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve icma ile sabit bir ibadettir. Kur’an-ı Kerimde Hz. İbrahim’e oğlu Hz. İsmail’in yerine kesilmek üzere bir kurbanın verildiği bildirilmektedir (Sâffât,107).

Kurbanın meşruiyetine işaret eden ayetlerden bazıları şunlardır. “ Gelsinler ki, kendilerine ait bir takım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah'ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.” (Hac, 28), “ Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır. Şu halde yalnız ona teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele! (Hac, 34), “ Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız (Allah'a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.” (Hac, 36-37)  

Bu ayetlerde zikredilen hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açıktır. Et ve kanların Allah’a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat ayetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır.
Hz. Muhammet (s.a.v)’in, kurbanın meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir. Sevgili Peygamberimiz kurban bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu belirtmiştir.

Kurban kesmek, akıllı, ergen, dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her Müslüman’ın yerine getirmesi gereken mali bir ibadettir. Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gr. altın veya bunun değerinde para/mala sahip olan kişi dinen zengindir. Dolayısıyla, Allah'ın kendisine bahşetmiş olduğu nimetlere şükür ifadesi ve Allah yolunda fedakârlığın nişanesi olmak üzere kurban kesmelidir.

Kurban; koyun, keçi, sığır, manda ve deveden olur. Bunların dışındaki hayvanlar kurban olarak kesilemezler. Söz konusu hayvanların kurban olarak kesilebilmesi için devenin 5, sığır ve mandanın 2, koyun ve keçinin 1 yaşını doldurmuş olması gerekir. Bu sayılan yaş sınırını geçtiği halde süt dişlerini değiştirmeyen hayvanlar da kurban edilir. Bunun yanında, 6 ayını tamamlayan koyunlar, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olmaları halinde kurban edilebilirler.

Kurban edilecek hayvanın, sağlıklı, azaları tam ve besili olması, hem ibadet açısından, hem de sağlık bakımından önem arz eder. Bu nedenle, kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırık, dili, kuyruğu, kulakları ve memesi kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmaz. Ancak, hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, şaşı, topal, etinin yenmesine engel teşkil etmeyecek şekilde hafif hasta, bir kulağı delik veya yırtılmış olması, kurban edilmesine mani teşkil etmez.

Kurbanlık alıcı ve satıcılarının kurban edilebilecek hayvanlar ve özellikleri konularında yeterli bilgilere sahip olmaları gerekir. Kurban bayramı yaklaşırken halkımızın sorduğu sorulardan bu konuda ileri derecede bir bilgi yetersizliği olduğu anlaşılmaktadır. İşte bunun için önümüzdeki haftadan itibaren iki hafta üst üste “ Kurbanla ilgili en fazla sorulan sorular” başlığı altında sizlere bilgi aktarmaya çalışacağım. Her ibadette olduğu gibi bu ibadetin ifasında da bilgi eksikliği olmamalıdır. Müslüman yapacağı ibadetleri bilgili ve bilinçli olarak yapmalı, kulaktan duyma bilgiler mutlaka temel dini kaynaklarımızdan doğrulanmalıdır.

Fahri SAĞLIK

Emekli Müftü

 

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın