Uğurlu mu, Uğursuz mu?
Uğursuzluk, sözlükte “işlerin ters gitmesine yol açtığına inanılan nesne, olay, fiil ” anlamına gelir. Uğur ise insana mutluluk, iyilik ve şans getireceğine inanılan durumdur.
Eski çağlardan beri insanlar çevrelerinde gördükleri birtakım şeylerde ve tabiat olaylarında uğursuzluk bulunduğuna inana gelmiştir. Çağımızda da bu anlayışı benimsemiş pek çok kişi ve topluma rastlamak mümkündür.
Hıristiyan geleneğinde ayın on üçüncü günü, binaların on üçüncü katı, on üç kişinin yan yana bulunması gibi pek çok uğursuzluk anlayışı mevcuttur.
Ortaçağda, ayna kırmak, kara kedi görmek, merdiven altından geçmek, gece tırnak kesmek uğursuzluk olarak algılanırdı..
Çin kültüründe dört sayısı ölüm kelimesinin telaffuzuna benzediği için uğursuz kabul edilir.. Kuzeye bakan evlerin, gece havlayan köpeğin, gece tırnak kesmenin, makarnayı keserek yemenin (hayatı kısaltmak anlamına geldiği için) uğursuzluk getirdiğine inanılır. Japonlar’da da aynı sebepten dolayı dört sayısı uğursuzdur. Yemek yeme çubukları yiyeceğe saplanmaz, zira bu hareket sadece ölü ritüelinde yapılır. Kuzeye karşı yatıp uyunmaz. Cenaze arabası geçerken başparmak saklanır.
Güvercin, karga, baykuş ve hüdhüd gibi kuşların uçuşundan uğursuzluk anlamı çıkarma anlayışı eski bir geçmişe sahip olup Bâbil ve Mısırlılar gibi Yahudi ve Hıristiyanlarda da mevcuttu. Câhiliye Arapları kuşların yanı sıra bir kısım özellikler taşıyan insanlarla kulağı yarık, boynuzu kırık hayvanları ve bazı sesleri de uğursuz kabul ederlerdi.
Kültürümüzde de, bir binanın çatısına baykuş konması, geceleyin köpek uluması, kapı önünde oturmak, elden bıçak, makas, sabun alınması vb. gibi uğursuzluk olarak kabul edilen birçok batıl inanış bulunmaktadır. Uğur böceği ismi verilen küçük sevimli böceğin görülmesi de “uğur” olarak kabul edilir.
Aslında hiçbir şeyde uğursuzluk bulunmadığı gibi hiçbir şey başlangıçta uğurlu da değildir. Uğursuzluk herkesin kendinde, kendi yorumunda ve anlayışındadır. Eşya kendi kendine uğurlu veya uğursuz olamaz; onun iyi kullanılması hayır, kötü kullanılması şer getirir. Kullanımdan kaynaklanan hataları nesne ve olaylara atfederek onları uğursuz kabul etmek doğru değildir
Halk arasında kullanılan, “Uğurlu geldi, uğursuzluk getirdi” gibi sözler birer zan ve kuruntudan ibarettir.
Ay ve güneş tutulması, köpeklerin uluması, baykuşun ötmesi, kedi ve köpeğin yürüyen bir kişinin önünden geçmesi, ayrıca merdiven altından geçmek, salı günü işe başlamak veya yola çıkmak, gece aynaya bakmak, tırnak kesmek, bazı ayların, günlerin, eşyaların, rakamların, bazı hayvanların, bazı isimlerin vb. şeyde uğursuzluk bulunduğunun kabul edilmesi, birer batıl inançtır, şirktir.Ayrıca bir şeyi uğursuz sayma, akla ve bilimsel verilere de aykırıdır.
Uğur –uğursuzluk inancı da, nazar, büyü, fal vb. gibi batıl inançlardandır. Kur`ân-ı Kerim`de uğursuzluktan söz eden ayetlerde uğursuzluğun gerçekliğinden söz edilmez, sadece inançsız kişilerin uğursuzluk inançlarına dikkat çekilir. (Yâ-sîn / 13-19; Neml/ 47; A`raf / 131.)
Bir rivayete göre Hz. Peygamber, “Uğursuzluk ancak üç şeyde, atta, kadında ve evde olur” buyurmuştur. (Buhârî, “Cihâd”, 47, “Ṭıb”, 54, “Nikâḥ”, 17) Bu rivayet hakkında Hz. Âişe’nin görüşü sorulduğunda, “Kur’an’ı Muhammed’e gönderen Allah’a yemin ederim ki Resûlullah böyle bir şey söylememiştir; o yalnız Câhiliye halkının kadınla, evle ve atla uğursuzluk oluşabileceği yolundaki inancını bildirdi” cevabını vermiştir.
Sonuç olarak uğur –uğursuzluk inancı da, nazar, büyü, fal vb. gibi batıl inançlardan biridir. Dinle, akılla ve bilimle asla bağdaşmaz Bir şeyin uğur ya da uğursuzluk getirdiğine inanmak şirktir.
Günlük konuşmalarımızda yeni alınan bir ürün, yeni girilen okul, iş, söz nişan, evlilik vb. cemiyet işlerinde “hayırlı,uğurlu olsun” dileğini sıkça kullanırız. “Hayırlı olsun” dua cümlesidir, o işin o eylemin o kişiye hayırlar getirmesi için Allaha dua etmektir. “Hayırlı “ kelimesinin yanına eklediğimiz “uğurlu” eklentisi fazlalıktır, batıldır, kullanılmaması daha uygun olur.
Facebook Yorum
Yorum Yazın