Günah Keçisi Yapılan Bir Rektör
Üniversitelerde Adrese Teslim Kadro İlanları ve Günah Keçisi Yapılan Bir Rektör
Son haftalarda, Pamukkale Üniversitesi eski Rektörü Hüseyin Bağ’ın, önceki yıllarda Enstitü Sekreterliğine atadığı ve gelen tepkiler üzerine sekreterlikten istifa eden eşini bu kez de eşine özel öğretim görevliliği kadrosu ilanı yayımlayarak üniversiteye öğretim görevlisi olarak atadığı, konu medyada yer alınca Yök’ün soruşturma başlattığı ve Rektör Hüseyin Bal’ın görevden alındığı haberi medyada sıkça yer bulan haberlerin başında yer aldı.
Haber şöyleydi;
“Pamukkale Üniversitesi'nde kişiye özel açılan kadroya sadece rektörün eşinin başvurmasının ardından açılan soruşturma tamamlandı. Rektör Prof. Dr. Hüseyin Bağ görevden alındı.”
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ’ın görevinden uzaklaştırıldığını açıkladı. Bağ hakkında “özel şartların kişiye özel olarak belirlenerek rektörün eşini tarif eder şekilde olması nedeniyle” soruşturma açılmıştı.
7 Temmuz’da yayımlanan PAÜ Rektörlüğü Personel Daire Başkanlığı kadrosu için açılan ilanın kriterlerini karşılayan ve başvuran tek kişinin Rektör Bağ’ın eşi Derya Bağ olması tepki çekmişti.
Yine aynı üniversitede 2017’de Bağ’ın eşi enstitü sekreterliği görevine atanmış, YÖK tarafından yapılan uyarı sonucu üniversite tarafından yapılan işlem geri çekilmişti.
İlanda Neler İstendi?
Pamukkale Üniversitesi ilanındaki kriterler arasında, “Arap Dili ve Edebiyatı, Arapça Öğretmenliği ya da Fars Dili ve Edebiyatı bölümleri lisans mezunu olmak. Dil alanında tezli yüksek lisans yapmış olmak. Lisans mezuniyeti sonrasında en az 10 yıl eğitim ve öğretim alanında deneyim sahibi olmak. Yabancılara Türkçe öğretimi sertifikasına sahip olmak. Belgelendirmek kaydıyla branş dili yanı sıra en az orta düzeyde ikinci bir yabancı dil bilmek ya da ikinci yabancı dil alanında hazırlık sınıfını başarıyla tamamlamış olmak. Arapça öğretmenliği haricindeki bölümlerden mezun olanlar için pedagojik formasyon sertifikasına sahip olmak” yer aldı.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan da konuyla ilgili paylaşım yapıp, “Kamuda zaman zaman yaşadığımız bu arsızlıkların, sorumsuzlukların en büyük bedelini, maalesef, siyaset kurumu ödüyor Yazık oluyor. İlgililerin kayıtsız kalmaması, en büyük tesellimiz. Ümit ederim, çok daha köklü bir kamu karakter değişikliğini hep beraber inşa ederiz” demişti. ( https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2020/08/10/esine-ozel-kadro-acan-rektor-gorevden-uzaklastirildi/ )
Yök’ün söz konusu tasarrufu ilk bakışta vicdanları rahatlatan güzel bir uygumla gibi görülse de, halk tabiriyle “gaz alma”dan başka hiçbir anlamı bulunmamaktadır. Zira Üniversitelerin akademik personel alımı yönetmeliği üniversitelere çok geniş yetkiler vermekte, her üniversite personel alım sınavını (rektörlükçe görevlendirilen komisyon marifetiyle ) kendisi yapmakta her üniversite, personel alımlarına uygun gördüğü “özel” şartları koyabilmektedir. Dolayısıyla hemen hiçbir üniversitede personel alımları objektif kriterlere göre yapılmamaktadır. Akademik çevrede herkes bunu bilir. Akademide bir söz vardır; “ilana göre adam alınmaz, adama göre ilana çıkılır” diye. Yani hiçbir üniversitede alınacak kişi belirlenmeden kolay kolay ilana çıkılmaz. İlanların şartlarında da “ayakkabı numarası hariç” adeta alınacak kişi tanımlanır. Bu uygulama yeni de değildir. Tüm üniversitelerin son birkaç yıllık akademik personel alımları mercek altına alındığında daha ne garip ilişkiler, ne uçuk-kaçık ve gereksiz şartlar ortaya çıkacaktır. Burada, Pamukkale Üniversitesinin eski Rektörünün yaptığı atamayı savunduğum anlaşılmasın. Ancak rektörü medyada linç ederek, yök’ün, siyasilerin önüne atmak, görevden el çektirmek, “cambaza bak” uygulamasından başka bir şey değildir. Zira, halen ülkemizdeki 129 devlet üniversitesindeki personel alım uygulamaları bu yöndedir.
Çözüm Nedir?
“Bir bölgedeki sivrisinekleri ilaçlayarak öldürmek, o bölgedeki sivrisinekleri yok etmez, taki bölgedeki sivrisinekleri üreten bataklıkları kurutmadığın sürece”
Çözüm isteniyorsa oldukça basittir. Her yıl ösym tarafından kpss benzeri branşlar bazında “akademik personel alım sınavı” yapılır. Üniversiteler personel ihtiyaçlarını yök’e bildirirler. Yök, ihtiyaca göre yılda bir/iki kez ilana çıkar. Şartları (lisans/y.lisans diploma, diploma notu, yabancı dil seviyesi,ales puanı, vs).tutan adaylar elektronik ortamda tercihlerini yaparlar.Tercih ve puan üstünlüğüne göre atamalar/yerleştirmeler yök tarafından yapılır. Böyle objekif ve adaletli bir atamada ister rektörün eşi,ister kardeşi,isterse üniversitede şoför kadrosundaki bir personel atanmaya hak kazanmış olsun hiç bir tartışma çıkmaz, atama, medyada haber değeri taşımaz. Bu tür objektif ve adil atama sisteminin bir faydası da genç işsiz akademisyen adayları, şehir şehir sınav koşuşturması yapmaz, olmayan paralarını ve zamanlarını boşa harcamamış olurlar.
Yök, halkın “gazını almayı” adaletsizliğe karşı duruyormuş gibi yapmayı bırakmalı, bu gayri adil personel alımı sistemini kökten değiştirmeli, objektif ve şeffaf sistemi ivedilikle oluşturmalıdır.
Facebook Yorum
Yorum Yazın