Mustafa SOLMAZ

Mustafa SOLMAZ

Mail: mustafa_solmaz0002@hotmail.com

Vuslat (Allah’a Kavuşma) Zamanı, Üç Aylar

Mübarek üç aylar mevsimi her bir Müslüman için adeta ‘ruhu dinleme zamanı’. Yani ruhumuzu manen besleme, ibadette derinleşme zamanı. Nasıl ki günümüz seküler dünyasında anneler, babalar günü vb. dönemlerde kampanyalar düzenlenerek indirimli ürünler satışa çıkarılıp bu günler değerlendirilmeye çalışılıyorsa işte ‘Allah’ın (c.c.) kampanya ayları’ diyebileceğimiz bu dönemde Allah-ü Teâlâ da ibadetlerimize kat be kat sevap vererek günahlarımızı affederek bizlere hesabımızı kolay ettirip cenneti kazandırmak istiyor. Tabiri caizce bu kampanya dönemini kazançlı geçirmek lazım.

Bu mübarek aylar; ibadetlerimize titizlik gösterip artırarak, hayatımıza çeki düzen verip Allah’a yükselme ve yaklaşmaya vesile olacak aylardır. Üç aylar; müminler için manen yükseliş merdivenlerini çıkmaya vesiledir.

Maddi varlıklarımızı en zorlu dönemler için ‘yastık altı yatırımı’ diyerek saklayıp koruyoruz. Zorlu dönemlerde kullanıyoruz. İşte müminler de zorlu dönem olan ahiret, kabir ve mahşer için en karlı yatırımı bu mübarek üç aylar da yapacaktır. Zira yapılan ibadet ve hayırlara verilen sevaplar diğer aylardan daha çok, affedilen kul sayısı da daha çoktur.

Hissetmek için fark etmek gerekir! Yani kazandığımız sevapları, günahımızın affedildiğini hissedebilmek için günahımızın farkında olarak ağlamalı, secdeye kapanmalı ve Rabbimize yalvarıp dua etmeliyiz. Vuslat (rahmet) yağmurlarına gözyaşı pınarları eşlik etmeli ki içte ve dışta maddi manevi tam temizlenme ve arınma yaşansın. Günahının farkında olmayan kimse elbette secdeye, duaya ve ağlamaya da vakit ayıramayacaktır. Oturup günahlarımızı düşünelim ve hemen harekete geçelim. Şayet ibadet ediyor ama lezzet alamıyorsak, tevbe ediyor ama günahlarımızın silindiğini hissedemiyorsak, kulluğumuzdan manevi lezzet duyamıyorsak kendimizi sorgulamalı, üç ayları yeni bir başlangıç için fırsat bilmeliyiz. Ve Mesnevi’de geçen şu kıssa üzerinde düşünmemiz gerekir;

Ambar ve Fare

Bizler şu dünya denilen ambarda buğday toplayan kişiler gibiyiz. Ambarımıza buğdayları dolduruyoruz, ama topladığımız buğdayın bir yandan eksildiğinin farkında değiliz.

Buğdayımızın böyle azalmasının sebebinin, ambara giren fare olduğunu hiç düşünmüyoruz. Bu farenin çeşitli hile ve tuzaklarla ambarımızdaki buğdayı boşalttığını göremiyoruz. Fare bizim ambarın altına delikler açmış. Koyduğumuz buğdayı sürekli yiyor. Emeğimiz boşa gidiyor.

Hikmeti

Ey Hakk’ı talep eden kişi! Önce fareden kurtulmanın çaresini bulmak gerekir. Fareyi uzaklaştırdıktan sonra, ancak ambarını istediğin gibi doldurursun.

Yaptığımız bütün güzel ameller, işler, ibadetler, insani davranışlar, yardımlar bizim için Ahiret ambarına attığımız birer sevap buğdayıdır. Bu manevi ambarın hırsızı olan fare nefsimiz ve onun arzularıdır. Yaptığımız amellerin boşa gitmemesi için, nefis faresini gönül ambarından kovmalıyız.

Haccı turistik ziyaretten ayıran, namazı fiziksel spordan ayıran, orucu perhizden ayırıp ibadet yapan niyet ve samimiyettir. Niyetimiz iyi olur ve gayretimiz de samimi olursa üç aylar hayatımızın geri kalanı için güzel bir başlangıç olabilir. Geç kalmadan başlayalım.

Yaşantımızda günlük, haftalık, aylık, yıllık temizlik günleri vardır. İşte bunun gibi manevi ve dini hayatımızda da günlük temizlik namazdır, haftalık temizlik cuma vaazları/hutbeleri ve pazartesi-perşembe oruçları, aylık temizlik verdiğimiz bir öğrenci bursu veya bir fakir aileye yaptığımız yardım ya da kameri ayların 13-14-15.gün oruçlarıdır. Yıllık temizlik ise üç aylardır. Bu aylarda günahlarımızı temizleyip ibadetlerimizi arttıralım ve düzenli bir ibadet hayatına alışkanlık kazanalım.

Otomobillerin nasıl ki bakım zamanı ve dönemleri ile muayene yılları varsa kullukta ve insani ilişkilerimizde tamirat mevsimi, kendimize çekidüzen verme mevsimi de işte üç aylardır.

Bizler namazı dünyamıza taşıyan değil dünyamızı namaza taşıyanlar olmuşuz. Namazlarımızı gözden geçirip eksiklerimizi düzeltmeliyiz.

İman ile amel aynı rahim yatağında neşet bulur. Bu yüzden sadece ‘inandık’ diyerek ahirette kurtulacağımızı düşünmemeli imanımızı salih amel ile korumalıyız. İmanı korumak ve ayakta tutmak amellerle mümkündür.

Recep ayı istiğfar ayıdır. Her gün ESTAĞFİRULLAH EL AZİM, EL KERİM, EL RAHİM ELLEZİ LA İLAHE İLLA HU, EL HAYYUL KAYYUM VE ETÜBÜ İLEYH istiğfarını bolca yaparak günahlarımıza tevbe etmeliyiz. Çünkü Allah’ın ayı olan Recep ayında Yüce Rabbimiz kendisinden af isteyeni affedeceğini söylemektedir.

Üç aylar, vücudumuzu madden ve manen Ramazanın kutsiyetine hazırlamaktır. Nasıl ki final yarışmalarının antrenmanları var ise, final sınavlarına son gece hazırlanarak başarılı olunmuyorsa; otomobiller birden beşinci vitese geçip hızlanmıyorsa aşama aşama vites yükseltiliyorsa işte Kadir Gecesi gibi bir final gecesine de üç aylar boyunca yapacağımız ibadet, tevbe ve amellerle aşama aşama hazırlanmalıyız ki Kadir Gecesi finalinde affa mazhar olalım.

Üç aylar ömrümüzce sürdüreceğimiz düzenli ibadete başlamak için büyük fırsattır; ibadetlerimiz az ise çoğaltmak için fırsattır. Ve ibadetlerimizde sebat ederek ömür boyu sürdürmek için büyük bir imkân mevsimidir.

Allah’ın ayı Recep de ibadette ve kullukta diğer aylardan farkımız yoksa demek ki (Allah korusun) ciddiye almıyoruz demektir ki bu ayları ciddiye almamak insan ömrü için büyük kayıptır.

Üç aylar tevbe, pişmanlık, muhabbet, kurbet, nimet aylarıdır. Zaman geçiyor, ölüm yaklaşıyor. Öyleyse hiçbir anı hele ki üç ayları asla boş geçirmemeliyiz ki sonra pişman olmayalım. Belki bir daha ki üç aylara erişemeyeceğiz ve tövbeye ibadete fırsatımız olmayacak. Bu yüzden ulaştığımız her üç ayları son idrak edeceğimiz aylar gibi ibadet ve salih amel ile geçirelim.

Allah (cc)’ı anlatan sure olan İHLAS suresi Allah’ın ayında çokça okunmalı. Bir rivayete göre ‘halis bir niyet ve samimi yaşantıyla bir kere okunan ihlas kişinin elli senelik günahını silmektedir.’

Hiçbir sınava çalışılmadan girilmez. O halde hakiki kulluk için çalışalım, namazlaşabilmek için çalışalım, dua edebilmeye çalışalım, infak kahramanı olabilmek adına yarışalım. İbadetlerimizde hissedebilmeye çalışalım, çetin bir sınav var Allah rızası için çalışalım.

Mustafa Solmaz

Facebook Yorum

Yorum Yazın