Mustafa SOLMAZ

Mustafa SOLMAZ

Mail: mustafa_solmaz0002@hotmail.com

İslam Aleminin Mültecilerle imtihani

Türkiye'nin göçmenlere sınır kapılarını açmasının ardından binlerce göçmen daha düne kadar yaşadıkları ülkemizi olanca hızlarıyla terk edip arkalarına dahi bakmıyorlar. Ne uğruna? Sözde daha iyi bir hayat standardına kavuşmak için. Günümüz dünyasının en önemli sorunlarından ve insanlığın imtihanlarından birisi şüphesiz mülteci ve göç sorunu. Özellikle Müslüman coğrafyada yer alan devletler gerek iç savaş ve karışıklıklar gerekse hayat standartları nedeniyle göç verme ve Batı dünyasına doğru mülteci akınına sebep olma bakımından bu konuda en büyük sorun yaşayan kesim olarak karşımızda durmaktadır. Her ne kadar önlenmeye çalışılsa da önüne geçmek şimdilik zor gibi görülüyor.
İslam coğrafyası mülteci sorunu ile boğuşurken bir başka husus karşımıza çıkıyor. Müslüman ülkeler neden mültecileri kabul etmiyorlar da onlar Batı ülkelerine kaçmak zorunda kalıyor? Daha çok para için mi? Refah için mi? ... Hani nerde kanaatkârlık? Müslüman göçmenlerin refah seviyesi yüksek İslam ülkelerini tercih etmeyip genelde Avrupa’ya gitmek istemeleri düşündürücü olsa gerek.
Arap müftülerin önemli kesimi iç savaşı kışkırtan fetva ve yazılarıyla halkı tahrik etti ama hiçbiri mültecileri ülkesinde istemiyor yani Ensar olmak istemiyor. Fetva verdikten sonra olacak olayların sonuçlarını da düşünmeleri gerekirdi. AB ve Batılı devletlerin mültecileri kabul etmesi, sonuçta yüzbinlerce Müslüman çocuk veya gencin o ülkelerdeki yabancı misyon okullarına gidip din değiştirmelerine sebep olmaz mı? O zaman bu vebal kimin sırtında olur? Peki, Müslüman ülkeler canı derdine düşmüş mültecilere neden kapılarını kapatıyor? Bırakın Müslüman olmayı, insanlığa sığar mı bu? Özellikle refah seviyesi yüksek Müslüman ülkeler ve Körfez ülkeleri en ufak bir mülteci sorunuyla karşılaşmak istemiyor. Keşke Müslüman Körfez ülkeleri de sadece mültecileri kabul etmemekle kalsaydı… Halbuki onlar mültecilerin ülkelerine müdahale ediyor, bu ülkeleri yok etmek için ya doğrudan silah ve para gönderiyor veya Müslüman ülkelerde karışıklık çıkaran yabancı devletlerle bir şekilde ortak hareket ediyor.
Mültecilerin genel yönelimlerinin Müslüman ülkelere değil de Batı ülkelerine doğru olması, üzerinde durulması gereken bir husustur. Dindarı veya dindar olmayanı hiçbiri güven verici bulunmuyor, mülteci ve göçmen halk hepsinden kaçıyor. Bu demektir ki; ister dini denilen örgütler ister Esed veya PYD olsun, hiçbiri insanların canlarını ve mallarını korumuyor. Korusalardı o insanlar mücadele etmek yerine kendi Özvatanlarından kaçarlar mıydı?
Kirli, acımasız, savaşçıl; adalet ve merhametten yoksun bir dünyada yaşıyoruz ve maalesef Müslüman halk da Müslüman devletler de bundan nasibini almış bulunuyor. Bu böyle gitmez ve bu gidiş rejim müftülerinin ‘göç edin, kendinizi kurtarın’ fetvalarıyla da değişmez. Başka yol bulmak lazım. Siyaset, politika ve çıkar düşünmeden sorun çözücü bir yol...

Facebook Yorum

Yorum Yazın