Farklı ülkelerin mizah kültürü

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
Toplumların kültür zenginliklerinden biri olan mizah, modern dünyada sözlü ifadeden basılı yayına kadar geniş kitlelere ulaşma imkânı buldu.

Yunanistan'da mizah bitik

Siyasi karikatürlerin her dönem ilgi gördüğü Yunanistan'da çizgi roman alanında, çeviri eserler revaçtaydı. Ancak günümüzde Yunan çizerlerin sayısında artış gözlemleniyor. Bir çizgi roman kütüphanesine sahip olan Yunanistan'da; bu yayınlar eğitim alanında da kullanılıyor. Ancak ülkenin mizah dergisi kültürü çok zayıf. Ülkede herhangi bir mizah dergisi bulunmuyor. Kısıtlı sayıda çıkan çizgi romanlar ise yaygın değil. Atina'da bulunan, ülkenin tek çizgi roman kütüphanesi'nde bulunan eserlerin birçoğu yurt dışı kaynaklı, çeviri eserler.


Arnavutluk'da fıkra çok yaygın

Farklı halkların bir arada yaşadığı Balkan coğrafyasında en gelişen mizah türlerinden biri de fıkradır. Arnavutluk'un en ünlü karikatüristlerinden Buyar Kapeciu bunun sebebini, ülkede yarım asır boyunca egemen olan komünist rejime bağlıyor. "O dönemlerde eleştiri yapmanız imkânsızdı" diyor. Bugün Arnavutluk'da çok sayıda karikatür dergisi yayınlanmıyorsa da günlük gazetelerin baş sayfalarında eleştirel karikatürlere rastlamak mümkün. 60 yıllık meslek hayatında farklı rejimlere şahitlik eden Buyar Kapeciu da siyasi bir gazetede çiziyor. Bu dönemde komik bir şeyler bulmanın kolay olduğunu söyleyen sanatçı, "Bazı siyasiler kendilerini karikatürlerimde görmedikleri zaman üzülüyorlar, çünkü karikatür aslında güncel olma ve öne çıkma durumudur" diyor.

Geçen aylarda 'U Dönüşü’ adlı bir kitabı yayımlanan Buyar Kapeciu'nun 'İki Kere Mat', 'Hem Şöyle Hem Böyle’ ve ‘Keman İçin Az Kullanılmış Tel’ isimli kitapları da mevcut. Dünyanın farklı ülkelerinde sergiler açan Kapeciu çocuklar için çizgi film çalışmalarıyla da biliniyor.


Rusya'da diktatoryal baskı, mizah için de geçerli

Rusya'da mizah, tarihi boyunca hep baskılara direnerek varlık mücadelesini sürdürdü. Avrupa'dan gelen karikatür sanatıysa, Ekim Devrimi'yle birlikte farklı bir boyuta geçti. Ülkede "karikatür" denince akla ilk gelenler, Ekim Devrimi'nin ardından 1922'de kurulan Krokodil Dergisi ve Komünist Parti'nin halkın giderek ilgisinin çeken karikatür sanatını kontrol altında geliştirebilmek için 1936'de kurdurduğu Soyuz Multfilm.

1960'larla birlikte karikatürde yaşanan patlama sürecinde ise ünlü Çeburaşka figürü ortaya çıktı. Ünü bütün dünyaya yayılan bu sevimli kahraman 1980'de Moskova'da yapılan olimpiyatların da simgesi oldu. Bugünse Rusya'da karikatür gazete sayfalarına hapsolmuş durumda. Krokodil'in bir zamanlar bir milyona yakın sattığı ülkede mizah konusunda tam bir sessizlik hâkim. Buna bağlı olarak da karikatüristler sadece sokakta çalışarak hayatlarını idame ettirebiliyorlar.

Karikatürist Vasili Potapov bugünkü durumla alakalı olarak "Sovyetler'i baskılar ve mizaha dönük yaklaşımı açısından eleştirmek mümkün. Fakat teknik olarak karikatürle ilgili konuşmamız gerekecek olursa o dönemin seviyesini tekrar yakalamamız zor" diyor. Rus karikatürü için o eski ihtişamlı günlere geri dönüş ihtimali çok zayıf. Yeni nesil gençler de karikatüre karşı ilgisizler.


Orta Oyunu yoksa Türkiye'de mizah da yok

Türkiye'de tiyatro, piyes, orta oyunu gibi sahne sanatlarındaki dallar, süreç içinde Batı'daki benzerlerinden farklı bir şekilde gelişti. Batıda dram örnekleri ağırlık kazanırken, Türkiye’de verilen eserlerde mizah kendisini gösterir biçimde ağırlık kazandı. İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rıdvan Şentürk "mizah, drama kadar, trajedi kadar düşündürücüdür. İnsanın dünyada ne şekilde, hangi şartlarda var olduğunu anlamlandırmada bize yeni perspektifler sunar, yeni bir dünya görüşü sunar. Trajediden çok daha fazla metafizik ilişkileri vardır; varlıkla, zamanla, mekânla..."

Yaklaşık beş asırlık orta oyun geleneği trajediden daha çok komediye yönelirken bu türde de çok sayıda eser verildi. Özellikle Tanzimat Dönemi’nde Türk mizahının çehresi geniş bir çerçeve kazandı. Modern tiyatroda ise komedi; Teodor Kasap ve Direktör Ali Bey’in Fransız edebiyatının etkisiyle yazdıkları eserlerler ile gelişti. Bu tiyatro eserlerini Şinasi’nin Şair Evlenmesi, Ziya Paşa’nın Zafername Şerhi, Namık Kemal’in imzasız fıkra ve yergileri izledi. 2. meşrutiyet’le birlikte Türk mizah edebiyatı büyük gelişme gösterdi.

Baha Tevfik, Peyami Safa, Ömer Seyfettin, Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon gibi birçok yazar da mizah türünde yazılar kaleme aldı. Sinema'nın Türkiye'ye gelişiyle birlikte komedi türü beyazperdeye de yansıdı. Çok partili dönemde mizah kapsam ve mevzu bakımından büyük zenginlik kazandı. Hicvin ilk figürleri olan Hacivat – Karagöz’den günümüze gelinceye kadar komedi Türkiye’de gördüğü ilgiyle yaşama fırsatı buldu.

Doç. Dr. Şentürk "bizde mizah için; basitlik, sadece eğlenceye yarayan, güldürmeye yarayan, düşündürmeyen, toplumsal ilişkilerde yapıcı özellikleri olmayan, daha çok tahrip edici bir anlatım türüymüş gibi bir yargı var. Hacivat ve Karagöz oyunlarını, orta oyunlarını düşünün. Bize orada nasıl çok kültürlü, çok kimlikli, etnik aidiyetin küçümsenmediği, daha çok birlikteliğin, birlikte olmanın, toplumun bütününün önem kazandığı çok renkli bir dünya sunulduğunu görebiliriz" diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: Kuzey Haber Ajansı

Anahtar Kelimeler:

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Komiser Yardımcılığı Sınavı sonuçları açıklandıÖnceki Haber

Komiser Yardımcılığı Sınavı sonuçları aç...

Abbasi Müzesi'ndeki İranSonraki Haber

Abbasi Müzesi'ndeki İran

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!