Şeref ŞEN

Şeref ŞEN

Mail: serefsen4848@gmail.com

Mehdi Gelecek mi?

Mehdi; Sözlükte “doğru yolu bulmak; yol göstermek, rehberlik etmek” anlamındaki hüdâ (hedy, hidâyet) kökünden türemiş bir sıfat olup “hidayete erdirilmiş, kendisine doğru yol gösterilmiş kişi” demektir.( https://islamansiklopedisi.org.tr/mehdi)

İslam tarihinde "ahir zamanda ortaya çıkacak ve dünyayı adaletle dolduracak bir kurtarıcı" anlamında “Mehdi inancı” yaygın şekilde kabul görmüştür. Ancak bu inanışın, Kur’an’ın temel ilkeleriyle, tevhid anlayışıyla  ne derece uyumlu olduğu tartışmalıdır. 

Kur’an, İslam’ın ana kaynağıdır. Fakat Kur’an’ın hiçbir yerinde,  açıkça "Mehdi" den bahsedilmez.  Kur’an’da peygamberlik zincirinin, Hz. Muhammed (sav) ile sona erdiği belirtilmiştir:  "Muhammed, içinizden herhangi bir erkeğin babası değildir; fakat Allah’ın resûlü ve nebîlerin sonuncusudur." (Ahzâb 33/40)  Buna göre, son peygamberden sonra yeni bir kurtarıcı figür beklentisi, Kur’an’ın ortaya koyduğu ilkeye ters düşmektedir.

  "Bir topluluk kendilerinde olanı değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez." (Ra’d 13/11)  Bu ayet, kurtuluşun dışarıdan gelecek bir destekle değil, “toplumun kendi çalışması ve gayretiyle” olacağını açıkça ortaya koyar. Eğer insanlar zulüm ve haksızlık içinde ise, onları kurtaracak olan bir "Mehdi" değil, kendi iradeleriyle yapacakları ıslah çabalarıdır.

  Öte yandan Mehdi beklentisi, Müslüman toplumlarda “pasif bir kaderciliğe” yol açmıştır. "Nasıl olsa Mehdi gelecek ve her şeyi düzeltecek" anlayışı, çalışmayı ve sorumluluk almayı geri plana iter. İslam ise sürekli çalışmayı, adaletle hükmetmeyi, bireysel ve toplumsal sorumluluk üstlenmeyi emreder. Bu açıdan bakıldığında Mehdi inancı, İslam’ın ruhuna aykırıdır.

 Tarihte  pek çok kişi "Mehdi" olduğunu iddia etmiş, bu durum fitnelere, savaşlara, hatta ümmetin parçalanmasına sebep olmuştur. 

Mehdiye ilişkin hadislerinin sıhhati tartışmalıdır Mehdi inancının kaynağı olarak kabul edilen hadislerin çoğu “zayıf veya uydurma”  kabul edilmiştir. 

Sahih hadislerde daha çok "Hz. İsa’nın nüzûlü" zikredilir; Mehdi’nin ismi ise genellikle sonradan eklenmiş veya şii-sünni siyasal mücadelelerinin bir ürünü olarak öne çıkmıştır.

İslam, bütün zamanlara ve bütün insanlara hitap eden evrensel bir dindir.

Eğer İslam’ın yaşatılması için ahir zamanda özel bir "kurtarıcı"ya ihtiyaç olsaydı, bu Kur’an’da açıkça belirtilirdi.

Oysa Kur’an, insanlara sürekli “akıl, irade, sorumluluk ve adalet”  ilkelerini hatırlatır; kurtarıcı beklentisini değil,  aklı kullanma ve çalışma öğütlenir, 

Sonuç olarak, Mehdi inancı, İslam  tarihinde önemli bir yer edinmiş olsa da: Kur’an’da dayanağı yoktur. Bireysel ve toplumsal sorumluluğa aykırıdır. Tarihi süreçte birçok istismara yol açmıştır. Binlerce sahte mehdi ortaya çıkmıştır.

Dolayısıyla İslam açısından beklenen kurtuluş, dışarıdan gelecek bir "Mehdi" değil, Kur’an’a ve Peygamber’in sünnetine bağlı kalarak her bireyin ve toplumun kendi gayretiyle gerçekleştireceği ıslah hareketidir. Hakiki Mehdi, Allah’ın kitabı Kur’an’dır. O, her çağda insanları hidayete yönelten tek rehberdir.

Facebook Yorum

Yorum Yazın