Gurbetçilere domuz eziyeti

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
Hollanda ve Almanya temaslarını değerlendiren Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Manheim’daki toplantıda babası hapiste olan 9-10 yaşında bir çocuğu halası getirdi. Çocuğa, Almanya Gençlik Dairesi’ndeki görevliler kafası

Hollanda ve Almanya temaslarını değerlendiren Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Manheim’daki toplantıda babası hapiste olan 9-10 yaşında bir çocuğu halası getirdi. Çocuğa, Almanya Gençlik Dairesi’ndeki görevliler kafasını klozete sokmuş, zorla domuz eti yedirmişler” diyerek, “Batı’da Müslüman’a yapılan zulmün” geldiği boyutları gözler önüne serdi.

Başbakan Yardımcısı Prof.Dr. Numan Kurtulmuş, üç günlük Hollanda, Almanya programını tamamlarken beraberindeki gazetecilere açıklama ve değerlendirmelerde bulundu.

Kurtulmuş, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Müslümanların üzerinde büyük baskıların bulunduğunun, Türk ailelerinin ve çocuklarının büyük mağduriyetlere uğratıldığının hatırlatılması üzerine şunları söyledi: “Manheim’daki toplantıda 9-10 yaşında bir çocuğu getirdiler, babası cezaevindeymiş. Çocuğun annesi ile babası boşanmış… Halası getirdi, ağır psikolojik sorunlarla karşı karşıya çocuk… Almanya Gençlik Dairesi’ndeki görevli kafasını klozete sokmuş, zorla domuz eti yedirmişler. Gördüm ki, psikolojik sorunları oluşmuş çocuğun… Bir çocuğun vereceğinden daha zayıf, donuk tepkiler verdi. Bu konularla elbette yakından ilgileniyoruz. Almanya’da böyle uygulamalar var ne yazık ki… Bu konuda sivil toplum örgütlerimizin çok daha fazla çalışmaları lazım, Türkiye olarak da bu konuları takip ediyoruz, etmeye devam edeceğiz.”

DEMOKRATİK REFORM ŞART

Kurtulmuş, Başbakanlık Dış Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kudret Bülbül’ün de katıldığı basınla buluşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kazakistan programı dönüşünde Başkanlık sistemine ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine şunları söyledi: “Yeni Türkiye için dönüşüm olmazsa olmaz. İşin ekonomik boyutundan başlayacak olursak… 2008-2009’da Avrupa’daki krizle birlikte, bendeniz, üretime dayalı ekonomik modelin önemine dikkat çekmiştim. Dünya ekonomisinin yeni bir safhaya girdiğini ifade etmiştim. Pür neoliberal tezler kendi içinde sorgulanmaya başlandı. Reel ekonominin daha fazla güçlendirildiği bir ekonomik model arayışı Avrupa’da daha fazla tartışılmaya başlandı. Türkiye’nin, bugüne kadar yaptığı bütün reformları koruyarak, bütçe disiplinini koruyarak, daha çok üretimi esas alan, reel bir ekonomik modele geçmesi kaçınılmazdır. Daha çok üreteceğiz, daha çok ihracat yapacağız, Türkiye’nin ortadireğini oluşturan KOBİ’leri daha fazla destekleyeceğiz. 2023 hedeflerine ulaşabilmemiz için Türkiye’nin asgari yüzde 5’lik büyümeyi tutturması şarttır. Birileri bize ‘Büyü-me’ ekonomisini empoze ediyor, “kalkın-ma’ ekonomisini dayatıyor. Hayır, Türkiye daha çok üretime yönelmelidir. Bunu yapamazsak, orta gelir tuzağına düşmemiz kaçınılmazdır. Bunu da 10 senedir ifade ediyorum. Geçmişte ne kadar güzel işler yaparsak yapalım. Reformu gerçekleştirmezsek ortagelir tuzağına düşmemiz kaçınılmazdır. Sayın Cumhurbaşkanımız da sık sık bunu ifade etmektedir. Bunun için Türkiye’nin etkin bir yürütmeye ihtiyaç var. Türkiye’de 12 Eylül rejiminin çizdiği bugünkü sistem, yasama, yürütme ve yargıyı parçalamıştır. Bunların hepsinin üzerinde de bunları kontrol eden lâyüsel bir Cumhurbaşkanlığı makamı vardır. Birileri ‘Başkanlık’ dediğimizde ‘Diktatörlük mü istiyorsunuz?’ diyor. Diktatörlüğe elverişli Anayasa maddesi mevcut. Anayasamızın 104. Maddesi Cumhurbaşkanına çok büyük yetkiler veriyor. Ahmet Necdet Sezer zamanında hükümetin nasıl engellenmeye çalışıldığını gördük. Yüksek Yargı’nın yürütmenin aldığı kararlara açıkça müdahale ettiğini gördük. Merhum Özal’ın getirmek istediği başörtüsü serbestisinin Anayasa Mahkemesi tarafından nasıl engellenmeye çalışıldığını, Yargı’nın zulmün aracı haline getirilmek istendiğini gördük. Bugünkü Cumhurbaşkanlığı sisteminden çok daha etkili ve denetlenebilir olan bir Başkanlık Sistemi’ne ihtiyacımız var. Yine bu sistemin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için devletin bütün kurum ve kuruluşlarının denetlenebildiği mekanizmaları yerli yerine oturtmamız lazım.” 

PAPA BİR YANDAN, AP BİR YANDAN, FAİZ LOBİSİ BİR YANDAN…

Kurtulmuş, Papa’nın ve hemen ardından Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’yi “soykırımcılıkla” suçlaması, birçok dış ve iç saldırının eş ‘zamanlı’ olarak meydana gelmesi  hakkında şunları söyledi: “Ortada bir realite var. Türkiye tarihi boyunca ne zaman güçlendiyse, Türkiye’ye sağdan soldan çelme takmak isteyenlerin de işlerini hızlandırdıklarını hep beraber  gördük. Türkiye son 12, 13 yıllık kazanımları, demokratik gelişmeleri kalıcı hale getirmesi halinde perçinlemiş olacak.

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın doğrudan halk tarafından seçilmesiyle, artık irade ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin gelişmesi birilerini geriyor. 1.5 yılda bir koalisyon partileri ile yönetilen, 25 milyon dolar için IMF memurlarının önünde kırk takla atan, düğme ilikleyen maliye bakanları vardı. Medya patronlarının, gazete patronlarının önünde eğilen, teftiş edilen başbakanlar vardı. Bugünkü gelişmeler bizim nasıl hoşumuza gidiyorsa birilerini de endişelendiriyor, üzüyor. Öyle bir Türkiye olsun ki, ne Gençlik Merkezleri’ni düşünsün… Ne Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklarının bu güzel faaliyetleri olsun, ne TİKA üzerinden insani yardımları düşünsün Türkiye. Suriye’de mülteciler konusunda ne yapacağını bilemesin Türkiye, uluslararası camianın lütuflarına mahkûm olsun bunu istiyorlar. Bütün dünya seyrediyor, mazlumlara Türkiye kucak açıyor. Dünyanın her tarafına yardımda bulunuyorsunuz.Afrika, Asya dendiğinde sömürüden başka bir şey düşünmeyenler, Afrika ve Asya ile insani ilişkiler içindeki Türkiye’den rahatsız oluyorlar.”

BAŞKA PARTİLERE KAYDA DEĞER KAYMA OLMAZ

Kurtulmuş, “AK parti’den başka partilere oy kayması olur mu?” şeklindeki soruya da şu karşılığı verdi: “AK Parti’nin en büyük avantajı bütün sosyal kesimlerden, bütün coğrafi bölgelerden, illerden oy alan tek parti olmasıdır. Yüzde 50’den oy almayı başarabildik, demekki yüzde 50’lik potansiyelimiz daha var. Bizim her partiden oy almamız mümkündür. Veriler, AK Parti’den başka partilere pek oy kayması olmadığını gösteriyor.”

HDP’YE UYARILAR

Kurtulmuş, HDP ve Selahattin Demirtaş’a uyarılarını da şu ifadelerle dile getirdi: “Üslup, söylem meselesinin hayati öneme haiz olduğunu düşünüyorum. Nihayetinde bugün HDP olarak vatandaşın karşısına çıkmış olan siyasi organizasyon, terör örgütünün geçmiş bağlantıları olan, fiili desteği olan bir siyasi yapıdır. Çözüm Süreci konusunda da parti çevrelerinde çok farklı kanaatler var. Barışa yaklaştıkça, elinde silah olanların gücü azalır, demokrasiden yana olanların gücü artar. Silahla, terörle, bombayla arasına mesafeyi koymalıdır. 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi hâlâ bu işin çözümünü sokaklarda aramaya kalkarlarsa kendileri kaybederler.”

Kurtulmuş, “Doğan medyasının” HDP ve CHP’ye desteğine ilişkin soruya da şu karşılığı verdi:

“Türkiye’de olan bir şey var. Maalesef, AK Parti dışında bir özellikle anamuhalefet siyasi güç, siyasi gelecek ümidi gösteremediği için, proje üretmek isteyenler başka projelere yöneliyor. Sayın Baykal da ‘Biz Kızılay değiliz’ diyor… O kadar umutsuz bırakılmış bir anamuhalefet çizgisi var ki… CHP ile HDP arasında adeta anamuhalefet mücadelesi yaşanıyor. Kendimi CHP’li vatandaş yerine koyuyorum; Onlar açısından üzücü bir durum var ortada. CHP’nin adayı diye koyduğunuz Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu şimdi MHP’nin adayı oluyor. Bir proje devam ediyor, 30 Mart seçimlerinden bu yana devam ediyor. Paralel yapıya bakın. Sadece AK Parti karşıtlığı üzerinden bir takım projeler oluşturuldu. Paralel yapı ile bazı yerlerde HDP’yi, bazı yerlerde MHP’yi bazı yerlerde CHP’yi bir araya getiren hangi güçtür? Ekmeleddin İhsanoğlu üzerinden 13 partinin birleşmesi bir projedir. Devşirme meraklıları proje yapacaklarına milletin desteğini, gönlünü nasıl kazanabiliriz… Ona bakmaları lazım…”

Yeni Akit

Kaynak Yeni Akit [ Okunma Sayısı: 180 ]

Anahtar Kelimeler:

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Nitelikli insanlar yetistiriyoruzÖnceki Haber

Nitelikli insanlar yetistiriyoruz

Kuranı Kerimi en güzel o okuduSonraki Haber

Kuranı Kerimi en güzel o okudu

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!