Hastanelerde manevi destek dönemi başlıyor

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
Hastanelerde din adamı projesi başlıyor

Hastanelerde din adamı projesi başlıyor

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, inanç değerlerinin, moral ve motivasyondaki yerini ve desteğini hisseden, arayan tüm hastalara ve yakınlarına bu konuda eğitim alan din adamlarınca manevi destek verileceğini bildirdi.

sağlık bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında hastanelerde manevi destek sunulmasına ilişkin protokol imzalandı. Müezzinoğlu, imza töreninde yaptığı konuşmada, protokolün, talep eden hastalara manevi destek uzmanlarınca destek verilmesini kapsadığını söyledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı ile bu konu üzerinde 2012’den beri çalışıldığını, Avrupa ve ABD’deki örneklerin incelendiğini, din adamlarına gerekli eğitimler verildikten sonra bu aşamaya gelindiğini kaydeden Müezzinoğlu, bazı illerde başlatılacak pilot uygulamayla talep eden hastalara ve yakınlarına manevi destek verileceğini bildirdi.

Sağlığın, “Ruhen, fiziken ve sosyal yönden sağlıklı olma hali” şeklinde tarif edildiğini, bireyin fiziken, sosyal açıdan ve ruhen sağlıklı olması için vatandaşlara her türlü desteği verme gayreti içinde olduklarını vurgulayan Müezzinoğlu, moral, motivasyon ve hayat değerleri açısından inanç değerlerinin de önemli yeri bulunduğunu belirtti.

HASTANELERDE DİN ADAMLARI OLACAK

Müezzinoğlu, “İnanç değerlerinin de moral motivasyondaki yerini ve desteğini hisseden, arayan tüm hastalarımıza, hasta yakınlarımıza bu desteği önümüzdeki süreçte kademeli olarak ve bu anlamdaki eğitimi almış din adamlarımızın sayısını artırarak yaygınlaştırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Protokolün, sunulan sağlık hizmetinin kalitesini artıracağını ifade eden Müezzinoğlu, uzun süredir vatandaşların talep ve arzu ettiği sürecin protokol vesilesiyle başlatılacağını, gecikmiş bir görevin yerine getirilmesine vesile olacağını belirtti.

“30-40 YIL GECİKMİŞ BİR HİZMETE BAŞLIYOR OLMANIN HEYECANI”

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de Başkanlık olarak Sağlık Bakanlığının desteği ve himayesiyle 30-40 yıl gecikmiş bir hizmete başlıyor olmanın heyecanını yaşadıklarını söyledi.

Diyanet İşleri Başkanlığının son 10 yıl içinde “Sosyal İçerikli Din Hizmetleri Projesi” çerçevesinde Adalet Bakanlığı ile hastanelere, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile birlikte huzurevlerine, yetimhanelere, sokak çocuklarına, Gençlik ve Spor Bakanlığıyla gençlere yönelik çok çeşitli hizmetler başlattığını anlatan Görmez, şunları kaydetti:

“MANEVİ DESTEK, DİNİ DANIŞMANLIK VE REHBERLİK VERECEĞİZ”

“Ama eksik kalan bir ayağı vardı o da sağlık hizmetlerinde talep ve istekler doğrultusunda manevi destek, dini danışmanlık ve rehberlik hizmetini ilk defa vermeye başlayacağız. 30-40 yıl geriden takip ediyoruz. Çağdaş dünyada bütün din kurumları, dünyada sağlık bakanlıklarıyla, hastanelerle işbirliği içinde hastalara her türlü tedavinin yanında moral ve manevi destek vermek üzere onların bilhassa acılarına ortak olmak, onların acılarını hafifletmek, onların hayata bağımlılığını güçlendirmek, hayata bakışını özellikle karamsar zamanlarda olumlu hale getirmek için bu manevi destek programlarının çok önemli olduğunu, batı dünyasında pek çok ilahiyat fakültesinde artık bunun bir ihtisas alanı haline geldiğini ve pek çok ülkede din hizmeti yürüten kurumların bu hizmetleri 50-60 sene önce vermeye başladığını biliyoruz.”

“2012’DE İLAHİYAT ÖĞRENCİLERİ BU İŞ İÇİN AMERİKA’YA GÖNDERİLDİ”

Görmez, bu hizmetin dünyada ilk olarak 1930’da verilmeye başlandığını, özellikle dünya savaşlarından sonra önemli gelişmeler yaşandığını, bu konuda literatür ile uzmanların ortaya çıktığını, ancak bunun uzun süre Türkiye’de gündeme getirilemediğini ifade etti.

Bu hizmetin DSÖ tarafından da kabul edilen Evrensel Hasta Hakları’nın bir parçası olarak kabul edildiğine işaret eden Görmez, aynı zamanda 1981’de Lizbon Dünya Tabipler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi’nde de bu hizmetin maddeler arasında yer aldığını kaydetti.

Mehmet Görmez, Türkiye’de bu hizmetin 2012’de gündeme gelmesinin ardından Başkanlık olarak çalışmalara başladıklarını ve 10 kişiyi Avrupa ve Amerika’da bu hizmetin nasıl verildiğine ilişkin doktora ve master yapmaya gönderdiklerini anlatarak, Ankara İlahiyat Fakültesinde de çalışma yapıldığını, YÖK’e de özellikle ilahiyat fakültelerinin müfredatına hastalara manevi destek, dini danışmanlık ve rehberlik hizmetinin bir ders olarak verilmesi yönünde bir teklifte bulunduklarını söyledi.

Başkan Görmez, “Pilot bölgelerde hastanelerde arkadaşlarımızın kısa sürede başlatacağı çalışmaların talebi artıracağını, çünkü bu sadece talep doğrultusunda ihtiyari bir tercihtir, herhangi bir hastamız böyle bir talepte bulunmayabilir ama bulunan kardeşlerimize bu hizmeti vermeyi görev kabul ediyorum” şeklinde konuştu.

“ORGAN BAĞIŞI EN BÜYÜK SADAKADIR”

Konuşmasında, organ nakli için de çağrıda bulunan Görmez, “Biz bir kişiye hayat vermeyi bütün insanlığa hayat vermek olarak değerlendiren bir kitabın müminleriyiz. Organ bağışlamak candan cana yapılan en büyük sadakadır. Binlerce kardeşimiz hastane köşelerinde bizlerden hayat bekliyor. Özellikle bütün vatandaşlarımızın organ bağışında daha çok cömert olmalarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Bakan Müezzinoğlu, bu sözleri üzerine Görmez’e, organ bağışıyla ilgili yeni bir kampanya sürecini başlatma hazırlığı içinde iken gösterdiği duyarlılık için teşekkür etti.

Müezzinoğlu, “Gerçekten candan cana sadakadır veya ölümden ömre vesile olabilmek yani kendi ölümünden bir başkasının ömrüne katkı sağlayabilmek gibi bir hayırlı işe vesile olabilmek ve bu anlamda toplumsal duyarlılığı artırabilmek, buna verdiğiniz destek için de ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.

Konuşmaların ardından Müezzinoğlu ve Görmez hastanelerde manevi destek verilmesine ilişkin protokolü imzaladı.

“AZINLIK MENSUPLARINA DA BU HİZMET VERİLEBİLİR”

Bakan Müezzinoğlu ve Görmez, daha sonra gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

“Manevi bakımı verecek din görevlilerinin hastanelerdeki mevcut imamlardan farkının ne olacağı, bu hizmetin nasıl sunulacağı ve başka inanç mensuplarına da bu hizmetin verilip verilmeyeceği?” sorusu üzerine, Müezzinoğlu, hastanelerdeki imamların daha çok cenaze merasimi veya namaz vakitlerinde ibadetle ilgili görev yaptığını, hastalara veya yakınlarına bu anlamda bir hizmet verme görev ve sorumlulukları bulunmadığını anımsattı.

Müezzinoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Dolayısıyla bundan sonraki süreçte hasta ve yakınlarına manevi destek verecek arkadaşlarımız, din adamlarımız, görevlilerimiz bu anlamda eğitim görmüş, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından görevlendirilmiş arkadaşlarımız olacak. Bu arkadaşlarımız Diyanet İşleri Başkanlığımızın kadrosunda olacaklar, görevli oldukları hastanelerde biz onlara fiziki mekan sağlayacağız, hasta ve yakınlarından yoğun bakım, ameliyat sonrası, ölüm esnası, bir talep olduğunda, bu talebe, aldıkları eğitimin de ve dini anlamdaki zaten birikimleriyle destek olma görevlerini yerine getirmeye çalışacaklar.”

BAŞKA İNANÇ MENSUPLARINA DA SUNULACAK

Başka inanç mensuplarına sunulacak manevi destekle ilgili de bilgi veren Müezzinoğlu, “Özellikle azınlık mensuplarına, onların dini sorumlularıyla, temsilcileriyle görüşerek, o anlamda görevlendirme yaptıklarında onların da en tabii hakkı bu. Zaten az önce değerli başkanımız insan hakları anlamındaki şeyi okudu. Dolayısıyla bu bir insan hakkıdır, hasta hakkıdır. Hasta ve hasta yakını haklarını her boyutuyla bizim bundan sonraki süreçte ama her halükarda yalnız din adamı olması değil, bu anlamda bir sertifikasyonu veya eğitimi de almış olmasını da talep edeceğiz” dedi.

PİLOT BÖLGE 15 GÜNDE NETLEŞECEK

Müezzinoğlu, bir başka soru üzerine de uygulamanın başlatılacağı pilot bölgelerin 15 gün içinde netleşeceğini, eldeki uzman sayısını da göz önüne alarak en uygun yerlerin tespit edileceğini belirtti.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez de kendi verdikleri eğitimlerin yeterli olmadığını belirterek, Sağlık Bakanlığı ile birlikte hizmet içi eğitim programları da yapacaklarını söyledi.

Görmez, “Daha önceki hizmet, vatandaşlarımızın orada vefattan sonraki hizmetleridir ama şimdi bu hayata yönelik hizmettir. Dolayısıyla aynı hizmet değil. Bunlar, aynı şekilde ben de Diyanet İşleri Başkanı olarak bu konuda herhangi bir inanç farkı gözetmeksizin her türü inanç sahibine bu hakkın verilmesi gerektiğini ifade etmek isterim” görüşüne yer verdi.

Sağlık Bakanlığınca hastalara ve yakınlarına manevi destek hizmetinin ilk olarak Ankara’da, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Ulus Devlet Hastanesinde başlatılacağı öğrenildi. (Hürriyet)

Hastanelerde manevi destek dönemi

Diyanet İşleri Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında, hastanelerde manevi destek ve dini rehberlik kapsamında “Hastanelerde Manevi Destek Sunmaya Yönelik İşbirliği Protokolü”  imzalandı.

Sağlık Bakanlığı toplantı salonunda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımıyla gerçekleşen protokol töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, 30-40 yıl gecikmiş bir hizmete başlıyor olmanın heyecanını yaşadıklarını söyledi.

Diyanet İşleri Başkanlığının son yıllarda sosyal içerikli din hizmetleri projesi çerçevesinde Adalet Bakanlığıyla cezaevlerindeki mahkumlara, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla huzurevleri sakinlerine, yetimhanelerdeki çocuklara, sokak çocuklarına, Gençlik ve Spor Bakanlığıyla gençlere yönelik çok çeşitli hizmetleri başlattığını ifade eden Başkan Görmez, Batı dünyasında, dini kurumlar ile sağlık kurumlarının işbirliği ile öteden beri hastalara yönelik manevi hizmet verildiğini ve Türkiye’de bu hizmetlerin ilk defa başlatıldığını söyledi.

Hastalara yönelik manevi destek hizmetinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından da evrensel bir hak olarak kabul edildiğini ifade eden Başkan Görmez, protokol töreninde yaptığı konuşmada şu hususlara değindi:

“Hastaların manevi destek almaları, evrensel bir haktır…”

Hastalara yönelik manevi destek hizmeti, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da kabul edilen Evrensel Hasta Haklarının bir parçası olarak kabul edilmiştir. Bu hakların 11. maddesince hastaların dini destek alması, dini vecibelerini yerine getirme hakkı, evrensel bir hak olarak kabul edilmiştir.  Aynı şekilde 1981 yılında Lizbon’da, dünyadaki bütün tabipler odaları toplanmış ve Dünya Tabipler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi yayınlanmıştır.  O bildirgenin 6. maddesinde “Dini yardım hakkı başlığı altında yer alır. Hasta uygun bir dini temsilcinin yardımı da dahil, ruhî ve manevi teselliyi kabul ve reddetme hakkına sahiptir.” ifadesi yer almaktadır. Dolayısıyla hem dünya sağlık örgütleri hem de dünyadaki bütün gelişmeler, artık hastalara manevi rehberlik, destek ve danışmanlık konusunun önemine inanmış, bu konuda önemli çalışmalar başlatmıştır. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, otuz kırk yıl gecikmiş de olsak, bu imkana kavuşuyor olmaktan, Sağlık Bakanlığımızın öncülüğünden duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek istiyorum.

“Hastanelerde bu hizmeti uzman ve eğitimli personel verecek…”

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak her konuyu, bilimsel kriterler çerçevesinde ele almayı prensip olarak kabul ediyoruz. Bu nedenle 2012 yılında hastanelerde moral ve manevi destek hizmeti gündeme geldiğinde, önce Başkanlık olarak hazırlıklar yapmaya başladık. 10 arkadaşımızı Avrupa ve Amerika’da bu alanda yüksek lisans ve doktora yapmaya gönderdik. Çağdaş dünyada bu hizmetin nasıl verildiğini yerinde inceleyerek çalışmalar yaptılar.  Bu konuda Ankara İlahiyat Fakültesinde de bir çalışma yapıldı. Ayraca Yüksek Öğretim Kurumumuza da ilahiyat fakültelerinin müfredatına bu konuda bir ders konulması, ilahiyat fakültelerimizdeki öğrencilerin bu hizmetlere yönelik literatürle tanışması,  Diyanet İşleri Başkanlığında hizmete başlamadan önce bu konuda bilgi sahibi olmalarını sağlamak amacıyla bir teklifimiz oldu.

“Organ bağışı, candan cana en büyük sadakadır”

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, organ bağışı konusunda yaptığı çağrısını da yineleyerek  “Biz, bir kişiye hayat vermeyi, bütün insanlığa hayat vermek olarak değerlendiren bir kitabın müminleriyiz. Din İşleri Yüksek Kurulumuzun belirlediği çerçevede,  organ bağışı, candan cana en büyük sadakadır. Binlerce kardeşimiz, hastane köşelerinde bizlerden hayat bekliyor. Bütün vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin daha cömert olmalarını ve bu cömertliğin her türlü cömertlikten fevkinde olduğunu, candan bir cömertlik olduğunu da ifade ederek, bu çağrımı da yenilemek istiyorum.” diye konuştu.

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’ndan Diyanet’e teşekkür…

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu da protokolün ülkemizin sağlık hizmetleri anlayışına, hasta ve hasta yakınlarına hayırlı olmasını diledi.  2012 yılından beri Diyanet İşleri Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle hasta ve hasta yakınlarına yönelik manevi hizmetleri sağlayabilmek için yoğun bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Müezzinoğlu, bu kapsamda Avrupa ve Amerika’daki örnekler ve uygulamaların incelendiğini ve din adamlarına yönelik eğitimlerin gerçekleştirildiğini söyledi. Talep eden hasta ve hasta yakınlarına destek verecek manevi destek uzmanlarınca destek verileceğini ifade eden Bakan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:

“Sağlık dünyası olarak sağlığı ruhen, fizîken ve sosyal yönden sağlıklı olma hali diye tarif ederiz. Dolayısıyla bireyin hem fiziken hem ruhen hem de sosyal yönden sağlıklı olması için tıbbın her türlü imkanlarını kullanıyor ve her türlü desteğimizi insanlarımıza verme gayreti içinde oluyoruz.  İnançların insanların moral motivasyonu açısından, hayat değerleri açısından ciddi bir yeri var. O nedenle inanç değerlerinin de moral motivasyondaki yerini ve desteğini hisseden, arayan tüm hastalarımıza ve hasta yakınlarımıza önümüzdeki süreçte kademeli olarak ve bu alandaki eğitimi almış din adamlarımızın sayısını artırarak yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Ben bu protokolün, ülke insanımıza sağlık hizmetleri sunumundaki kalitemize daha çok katkı sağlayacağını ümit ediyorum. Diyanet İşleri Başkanımızın şahsında tüm Diyanet camiamıza teşekkür ediyorum.”

Basın mensuplarının hastanelerde yapılacak hizmetin türü ve farklı inanç mensuplarına yönelik hizmetin olup olmayacağı sorusu üzerine Başkan Görmez şunları söyledi:

“Hastalara manevi destek vermek, hayata yönelik bir hizmettir…”

Hasta ve hasta yakınlarına yönelik manevi hizmetlerin, hastanelerde bugüne kadar din görevlileri tarafından verilen hizmetlerden farklı bir yanı var. Hastanelerde görevlilerimiz, imamlarımız tarafından verilen hizmet vatandaşlarımızın vefatından sonraki hizmetlerle ilgilidir. Ancak hastalara yönelik manevi hizmet,  hayata yönelik bir hizmettir. Pilot bölgelerde, hastanelerde başlatacağı çalışmaların talebi artıracağını tahmin ediyorum. Bu talep, ihtiyarî bir tercihtir. Herhangi bir hastamız böyle bir talepte bulunmayabilir elbette. Ancak bulunan kardeşlerimize de bu hizmeti vermeyi görev kabul ediyoruz.

“Farklı inanca mensup hastaların da bu hizmetten yararlanmaya hakkı var…”

Diyanet İşleri Başkanı olarak, herhangi bir inanç farkı gözetmeksizin, her türlü inancın sahibine bu hakkın verilmesi gerektiğini ifade etmek isterim.

Diyanet İşleri Başkanlığı

Kaynak Hürriyet/Diyanet İşleri Başkanlığı [ Okunma Sayısı: 356 ]

Anahtar Kelimeler:

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
İstanbul Valiliği'nden kar tatili kararıÖnceki Haber

İstanbul Valiliği'nden kar tatili ka...

Peygamber Efendimiz'e hakaret eden dergiye saldırı, 12 ölüSonraki Haber

Peygamber Efendimiz'e hakaret eden d...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!