Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

AHİRETTE İLK ŞAHİTLER: KOMŞULARIMIZ!.. 

     " Allah'a ibadet edin ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmayın! Ana babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara , yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, sağ ellerinizin sahip olduklarına iyilik ( edin)! Şüphesiz ki Allah, kendini beğenmiş, övünüp duranı sevmez." ( Nisâ sûresi, âyet 36 ) 

     Zikredilen bu ayeti celileden yola çıkarak, gündemimiz, makalemizin ana teması komşuluk, iyi komşu, zararlı komşu hakkında olacaktır!.. 

     Ne yazık ki, bu günkü komşuluk ilişkilerimiz sıfır noktasındadır. Kimse kimseyi tanımıyor, tanımak istemiyor ve komşularının varlığından rahatsız olarak, onların yardımlarından uzak, ölüsünden, hastasından, propleminden. cenazesinden bile uzak bir yaşam tarzı tercih edilmektedir. 

     Diğer taraftan, komşunun malına, mülküne, sınırına mütecavizlik yapmak, kendi bağını, bahçesini gözü gibi korur iken,komşusunun ğayri menkulünden geçinmek, barınmak gibi çirkinlikleri uyanıklık, açık gözlük sanmaktadırlar. 

      Dünkü komşuluk adabı ölmüş, yerine, uyanık, cimri, aç gözlü komşuluk almıştır. Kendi bahçesini gözü gibi korur iken, kimseleri bahçesine adım attırmazken, komşunun avlusunu, bahçesini kendi malı gibi, haksızca, utanmadan, iblisçe kullanmaktadır. 

     Yukarıda arzedilen ayette, yakın ve uzak komşuya iyilik yapılması emredilmektedir. Dinimiz aziz İslam, böylelikle hayatımızın vaz geçilmez bir parçası olan komşuluğun önemi üzerinde ciddi şekiloe durmuş ve komşuluk ilişkilerine dair hayati ilkeler getirmiştir. 

     Kitabımız Kur'an; Yüce Yaratan'a kullukla birlikte başta ana- baba olmak üzere toplumun diğer katmanlarıyla birlikte komşularla da iyi ilişkiler kurulmasını insani bir yükümlülük olarak emretmektedir. 

    Komşuya güler yüz göstermek, cennetin vesilesi olduğuna göre, komşuların sevinç ve üzüntülerini paylaşmak, ondan gelebilecek bazı sıkıntılara sabredebilmek, onları olgunlukla, müsümaha ile karşılamak dinimizin emridir. 

      Onun içindir ki, komşuluk ilişkilerine dikkatli davranmalı, birbirimizin hak ve hukukuna saygı duymalı ve göstermeliyiz.  Onun içindir ki, hadis-i şerifte:

     " Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona hainlik etmez, ona yalan söylemez , onu yüz üstü bırakmaz." ( Tirmizi, Birr , 18)

    Tabii ki, en mutlu olduğumuz anlar, komşuyu ziyaret etmek, hastasına geçmiş olsun demek, cenazesine iştirak etmek, düğün ve dernek günlerinde sevince katılarak bizim de mutlu olmamızdır. 

     Ama, en yakın komşudan korkulmamalıdır!.. " Acaba bana bir varar verir mi, şerri bana dokunur mu?" endişesinden azade olmaktır. Ama, bir komşu düşünmeliyiz ki, kendi bahçe kapısını sım sıkı kapatıp, senin kapına yönelirse,, seni rahatsız edecek tarzda girip çıkarsa bu da komşuluk değildir!,, Şu ayete dikkat çekmek istiyorum:

     " Hani biz, İsrailoğulları'ndan " Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz; ana babaya güzel davranacaksınız; yakınlara, yetimlere ve yoksullara ( iyilik yapacaksınız)" diye söz almıştık. ( Ayrıca) " İnsanlara güzel söz söyleyin; namazı kılın ve zekâtı verin!" Sonunda azınız hariç, yüz çevirerek dönüp gitmiştiniz." ( Bakara sûresi, âyet 83)

     Diğer bir ayeti kerimede: " De ki: " Gelin Rabbinizin size neleri saygın kıldığını  tilâvet edeyim. ( okuyup aktarayım): O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın ve ana babaya iyilik ( edin)! Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; ( çünkü) sizi de onları da biz rızıklandırmayız. Çirkinliklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın! Allah'ın saygın kıldığı ( öldürülmesini yasakladığı) canı haksız yere öldürmeyin! İşte bunlar ( Allah'ın) size emrettikleridir. Umulur ki akıl edersiniz." ( En'âm sûresi, âyet 151) 

      Bu ayeti kerimelerden şunu anlamalıyız! Komşularımız kimler olursa olsun; sakın onu herhangi bir sebepten dolayı küçük görmeyin. Komşuların kusurlarını, kabahatlarını araştırmamak, tecessüs etmemek komşuya düşen en güzel bir davranıştır. Çünkü;

     Yüce Allah ayıpları " settarul-uyup" sıfatı ile kapatır. Onun içindir ki, her müslüman birey, komşusunun ayıbını kapatsın ki, Allah'ın sıfatını yaşayın. Böyle davranırsanız, Allah da sizin ayıplarınızı kapatır ve örter. Onun içindir ki, siz bu kurallara uyarsanız, mahşer gününde Allah da sizin ayıplarınızı suratınıza vurmaz İnşallah!.. 

     Netice olarak;

     Hayatımız boyunca, her an, her dem Allah'ı çok çok severiz.  Sonrada Allah Rasulü'nü sever ve sayarız.  Çünkü, Allah'ın yüce emirlerini bizlere tebliğ eden Hz. Muhammed (sav)' dir.

     O Rasulullah (sav)'dir ki, ümmetine komşu haklarını, komşuluk ilişkilerini emretmiş, öğretmiş, sürekli iyi olmamızı teşvik etmiştir. 

       Öylesi, iyi komşular, iyi komşuluklar bulunmaktadır ki, dünde iyiler vardı, bu günde iyi komşular bulunmaktadır. Bizler, iyi olmaz isek, komşuyu sevmez isek, komşularımızda bizleri sevmezler, saymazlar ve bizleri komşu olarak göz önüne almazlar!.. 

      Çünkü, tüm bunlardan anlıyoruz ki, komşumuzun acıları, önce komşusuna ulaşır, biz hasta olur isek komşumuz acımıza muttali olur. Dolayısıyla, hiç komşumuzun dini, imanı, mezhebi, milliyeti, görüşü, partisi, pırtısı sorulmaz. Sadece insan olup olmadığı nazari dikkate alınır. 

     Olabilir ki, komşumuzun kimi fakir, kimileri zengin olabilir. Müslüman için ölçü iyi insan olmak, bu şekil mutlu yaşamak, mutlu olmaktır. 

       Yapacağımız iş, Allah'ın selamından uzak kalmayıp, herkese, her komşuya selam vermektir. Komşularımızın mutlu günlerinde, onları bir küçücük hediye ile  anlamak ve anmaktır.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın