Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

AKİF, BU MİLLETİN HAYKIRAN İMANIDIR!..

Bilindiği üzere, Mekke müşrikleri Kur'an'ı anladılar. Ama onun yaşanması gereken emirlerine inanmadılar. Günümüz müslümanları ise, aziz Kur'an'a inandılar, onu öpüp öpüp başlarına koydular, evlerinin en yüksek yerlerine taşıdılar, astılar ama,  onu anlamadılar. 

      İşte, her 27 Aralık günlerinde sevgiyle saygıyla, coşkuyla, dualarla anmış olduğumuz, böylece iman etmiş Mehmed Akif'in vefat yıl dönümüdür. 

      Akif, istiyordu ki, bu aziz millet, çilekeş millet, Kur'an'ı okusun, anlasın ve emirlerini yaşasın istiyordu. Lakin, gözü kör olasıca gelenekçilik, atalarcılık, "biz böyle gördük, böyle inandık" yanlış, ilkel anlayışı  Kur'an'ın anlaşılmasının önünde en büyük engel idi!..

      Büyük Akif, bir vatansever, milliyetçi, iman eri olarak, şiiirleriyle, yazılarıyla bu aziz milleti savundu, vatanımızı savundu, emperyal güçlerin Müslüman Türkiye topraklarını çiğnememesi için muhit muhit gezerek, camii kürsülerine çıkarak, milleti emperyalizme karşı dirençli olmaya, kıyam etmeye çağırdı. 

       724 şair  arasında, birinci görülün, seçilen " İstiklal Marşı" şiiri , bu gün bile sanki yeni yazılmış gibi, yüreklerimize sup serpmekte, imanımızı coşturmaktadır. 

     Eminim ki, Akif'in safahatı içerisinde bulunan şiirleri, heyecanla, imanla okunacağı, okunduğu gibi, İstiklal Marşımız da gönderi süsleyecek, bayrağımıza güç ve destek olacaktır. 

      Merhum Akif, yaşamış olduğu dünyada, zamanda gün yüzü görmemiş, rahatlık nedir. mutluluk nedir tatmamış bir mümindi.  Dertli insandı, derdi dağlardan büyük, gam çeken, çektiği gamın altında ses ve seda veren insandı.  Merhum A. Karakoç üstadın vurguladığı gibi:

      " İtler kaçarsan itler saldırır emmi
         Dik duran insan, İti yıldırır emmi
         Hele yiğitçe bir hücum eyle de gör
         İtlerde, sahibi de çıldırır emmi!" 
                              ......
       Karakoç üstada rahmet diliyorum. Her sözünde, her beyitinde, her şiirinde hakkı söylemiş, haktan yana olmuş, hiç bir zaman bükülmemiş, dünya kaygısı için yılmamış bir şairimzdir. 

       Çünkü, bizler, 21 nci asrın insanları , Müslümanları olarak, din adına aldanmak istemiyorsak, aziz Kur'an  bize, bana ne diyor sorgusuyla aklederek onu  okumalıyz.  Bilhassa din tüccarlarının alayını bile kenara iterek, Kur'an istikametinde yola revan olmalı, gelecek her türlü sıkıntıyı, hamleyi, salvoları kucaklamaıyız.

     Akif merhum, bunu yapmıştır. Sürgünden sürgüne gitmiş, on yıllarca vatan cüda bir şekilde yaşayarak, ömrünün sonunda ana vatanına dönmüş, vefat ettiği zamanda, ne bir tören yapılmış, ne şaşalı şekilde omuzlanmış, hamalların taşımasıyla, sonunda imanlı gençlik ona sahip çıkmıştır. 

     Akif merhum söz adamı idi, sadık bir insandı, Vermiş olduğu sözden kat'iyyen rücu etmemiş, mehma imkan onu yerine getirmeye çalışmıştır. Dünyanın zorluğuna katlanmış, göğüs germiş, ama, hiç bir zaman da dünya malına tenezzül etmemiştir. 

      Kendisine verilen " İstiklal Marşı" ödülünü  bile kabul etmeyerek, fakirler yurduna verilmesini istemiş ve verilmiştir. Sırtında paltosu bile yokken, görkemli bir takım elbiseye bile sahip değilken, yine, dünyanının şatafatını elinin tersi ile iterek, hasbi şekilde, isar üzere yaşamayı tercih etmiştir. 

     Sonuç yerine; 

     Akif, " bağımsızlık Allah'a ibadet eden milletindir" ilke ve düsturuyla hareket etmiş, " Devletin dini, din-i İslâm'dır! " ilkesi için çırpınmış, bunu haykırmış, ama sözleri sürekli muallakta kalmış, bunun içinde bedbin bir halde yaşamıştır. 

      Çüünkü, " kökü mazide olan, ati olan millet" bu tasavvurla yaşamış, bunun böyle olmasını istemiştir. Hiç bir zaman, ard fikirlerin, emperyal düşünce ve görüşlerin bu millete "efendiik" yapmasını istememiştir. 

     Zaten, buna hizde gerek yoktu. Bizim fikrimiz, düşüncemiz, irfanımız, kültürümüz, dinimiz, bayrağımız, özgürlüğümüz bize kafi gelmektedir. Sonradan devşirme, türedi saçma sapan fikirlere, uyduruk şeylere gereksinim yoktu. 

      Hele bilhassa, 21 nci asrın çocukları, bu ideallere sahip çıkarak, her türlü mezhepçilik, bölücülük, firaksiyoner emel ve arzulardan uzak durarak,  dini, imanı, milleti, bayrağı ve özgürlüğü için sayü gayret göstermelidir. 

     Rabbimiz!.. Akif'e rahmet eylesin, makamını cennet, arkadaşlarını Rasulullah (sav) ve sahabe-i kiram eylesin!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın