Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

ALLAH İLE ALDATMAK !..

     " Siz ey insanlar! İyi bilin ki Allah'ın vaadi gerçekleşecektir! Şu halde dünya hayatı sizi asla ayartmasın! Dahası aldatıcının hiç bir türü sizi Allah ( hakkındaki asılsız düşünceler) ile aldatmasın!" ( Fâtır sûresi, âyet 5 ) 

     " Şeytanın sizin düşmanınız olduğu kesin; o halde siz de onu düşman  olarak bilin! O kendi yoldaşlarını, çılgın ateşin sakinleri olacakları bir akibete çağırır." ( Fâtır sûresi, âyet 6 ) 

      Şeytanın vesvesesi ile, kandırmasıyla, iğvasıyla zaman geçirmek, vakti boşa harcamak, insanları Allah ile aldatmak, çok kötü, temelsiz  hallerdir. 

     Şeytan; insanoğlunun varoluşundan, yollarını ayırmasından bu yana  düşmanlığını, aldatmasını göstermekte, hile, hurda, yalan, dolan, sahtecilik, bütün eğri yolları cici göstererek insanları doğru yoldan uzaklaştırmakta ve şaşırtmaktadır. 

     " Maksadın doğru anlaşılması için surenin dördüncü ayetinden altıncı ayetine kadar birlikte okuyup düşünmek gerekir. Sure Mekke'de peygamberin (as) yalanlandığı bir ortamda inmiştir. 

     Peygamber toplum tarafından yalanlanmaya devam edildiği için, Allah tarafından sünnetullah hatırlatılarak, Peygamber teselli ediliyor. (35/3) . Sonra da insanlara yönelerek onların nelerle karşı karşıya bulundukları bu durumda ne yapmaları gerektiği  bildiriliyor. 

     Bu minval üzere olayı zihnimizde canlandırdığımız da şunu görüyoruz. Allah'ın dinini insanlara anlatan ve onun ilkelerine çağıran bir peygamber ve karşısında ise ona inanmayan ve onun getirdiği dini ve değerleri yalanlayan , alaya alan, hakaret eden bir toplum var. Peygamber (as)'ın söylediklerini boşa çıkarmak için ellerinden geleni ardına koymadan çalışanlar var. 

     Bu faaliyeti gösterenler sadece kuru bir inkarla kalmayıp peygamberin getirdiklerini ve söylediklerini etkisiz hale getirmek için de bir faaliyet yürütüyorlar. Bu nedenle" Allah'ın vaadi haktır" buyruğuyla inkarları cevaplandırdığı gibi, şeytani bir planın peşinde olanlara da hüsranlarını bildiriyor." ( Müs. Sorunları, H. Bülbül, sayfa 79)

     Ne acı ki, Allah ile aldatmak hiyaneti, edepsizliği, gün geçtikçe daha çok dozajını artırmakta, günün Müslümanları çıkar için, menfaat için bu yolu tercih etmektedirler..

     Ticari hayatta bile  bu çirkin yola baş vurularak, " Maşallah", " İnşallah", " Tekbir giyim", Zemzem ticaret",  Hacer-i Esved pazar", " Mina pazarlama", " İslami tesettür" ve benzeri bir hayli sahtekarlıkla din ticarete alet edilmekte, insanları Allah ile aldatmanın kârlı, bereketli yollarını aramaktadırlar. 

     Hani, Mekke sokaklarını, çarşılarını gezer iken görmüşsünüzdür. Dükkan sahibi, Tv.nunu açar, Teybini çalıştırır, son frekansına kadar bağırtarak Kur'an okutur iken, öğle saati, ezanlar okunduğu zaman, kendisi dükkanının perdesini kapatır, namazsız, niyazsız olarak, arka tarafa çekilip istirahat eder. 

     Tıpkı, bunun gibi, " Yanmaz kefen", " Çürümez kefen", " Peygamberin nalini" zırvalarıyla, nice üç kağıtçı, sahtekar insan görmekteyiz ki, dini ticari faaliyetine alet etmekte, hatta daha olmadı, " Şeyhim, Allah ile görüşüyor" hezeyanıyla insanların arı duru, tertemiz duygularını istismar etmektedirler. 

     Sonuç yerine;

     Çağın Müslümanlarının daha atik, daha duyarlı olmaları gerekir. Söz konusu dindar görünen ama, dinle her hangi bir bağı bulunmayan şarlatanlara inanmamaları, onları ellerinin tersi ile itmeleri Müslümanca bir davranıştır. 

     Aksi, halde, bir dönem ülkemizde ve Avrupa memleketlerinde yaşamış ve şahit  olduk. İhlas holdingciler, Kombassanlar, Yimpaşlar, Gülaplar, ve onların paralı simsarları yine sokağa çıkacaklar, milletin, mazlumun helal mallarını  Allah ile aldat arak gasbedeceklerdir. 

      Daha dün, " Tosuncuk" diye bir tıfıl ortaya fırladı, dindar gözüktü, dinden taraf oldu ve ne yaptı?  Saf, masum, hilesiz, hurdasız Müslümanların alın terlerini cep ederek, iç ederek, milyonlarla beraber kayıplara karıştı, söz konusu toplamış olduğu paralar bitinceye kadar ülkesine dönmeyecektir. 

     Maalesef, Batı da çok insandan duymuşumdur. Helal paralarını, alın terlerini yukarıda isimleri geçen paravana kuruluşlara kaptırıp, kefen parası bulamayan insanlara şahit olmuşumdur. Keşke, Devletimiz, devlet ricali bu tür yolsuzlukların üzerine üzerine gitmiş olsalar da, " Allah ile aldatma"işinde mahir olan elleri  ve bilekleri bükmüş olsalardı. 

      Rabbim!.. Müslümanlara, akıl iz'an, idrak ve eğriyi, doğruyu kavrayış melekesi nasip eylesin!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın