Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

ALLAH'IN KUR'AN'INA; SIM SIKI SARILALIM!..

" Hep birlikte Allah'ı ipine ( İslam'a) sım sıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız." ( Âl-i İmrân sûresi, âyet 103 )

Dünkü Müslümanlar, İslam'a sımsıkı sarıldılar, birbirlerine kenetlendiler, ayrılığı, gayrılığı bırakıp yek vücud oldukları için, dünyanın fethine, insanlığı kurtarmaya kalkmışlardı.

Bu sebepledir ki, Resulullah (sav)'in, etrafındaki bir avuç sahabe öylesine büyüdü ki, tıpkı kar yuvarlağı gibi gittikçe büyüdü ve büyüdü Arz'a sığmaz olmuşlardı.

Kısa sürede, Ceziretül Arap baştan başa fethedilmiş, askerin bir kısmı Anadolu kapılarına dayanırken, bir kısmı da İran topraklarını tepe tepe tepeliyordu.

Her gidilen yerlere; hak, hukuk, adalet, insanlık, eşitlik, hoş görü, medeniyet, aileye özgürlük, kadınlara kurtuluş götürüyorlardı.

Put, putçuluk, batıl sistemler, sapkınca ideolojiler yerle bir edilip, İslam'ın hakimiyeti bütünü ile sağlanmış oluyordu. Onun içindir ki;

" Şunu hiç bir zaman unutmamalıyız ki, bizler Allah'ın emirlerine karşı duyarsız kalamayız. Allah'ın emirleri ve yasakları doğrultusunda gösterilen tepkiler o kişilerin Allah katında olumlu yönde değerlendirilmesine vesiledir.

Rabbimiz kişilerin yapıp ettiklerine göre onlara isimler vermiştir. Allah'a teslim olan bizler Müslümanız. Ve Müslüman olarak kalmak istiyorsak münafıkların ya da müşriklerin yaptığı gibi duyarsız davranışlar sergilememeliyiz.

İslam'da yeri olmadığı halde kardeşlerimizle aramıza ' cemaat' adı altında bir takım setler çekemeyiz. Allah'a vermiş olduğumuz bir söz var ve Rabbimizin kardeşlerimizle sürdürmemizi istediği ilişkiler var.

Hüsrana uğramak istemiyorsak ve içinde bulunduğumuz topluluk bu tarz ilişkilere engel teşkil ediyorsa o topluluk içerisinde yer almamalıyız.

" Onlar ki, Allah'a vermiş oldukları sözü kesin bir ahit haline getirdikten sonra bozarlar. Allah'ın sürdürülmesini emretmiş olduğu ilişkileri keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. İşte onlar hüsrana uğrayanlardır. "( Bakara-27 )

Görüldüğü gibi kardeşlerimizle ilişkilerimizi kesmek bize bırakılmış bir karar değil. Eğer ısrarla ilişkilerimizi kesmek istiyorsak üzerimizdeki İslam elbisesini çıkarmak zorunda kalabiliriz.

Çünkü ayette sözü edilen davranışları sergileyenler münafıklardır. Yapmamız gereken şey, bu ayeti işitmişken geçmişte böyle bir şeyin içerisinde yer almışsak bu kardeşlerimizi bulup helalleşmek ve yeniden Allah'ın izin verdiği süreye kadar kardeşlik ilişkilerimizi sürdürmek olmalıdır. Eğer zorunlu bir ayrılık yaşanacaksa bu yine Allah'ın hükmü çerçevesinde vuku bulmalıdır. " ( İktibas Dergisi, Temmuz 2009, sayfa 30, H. Ertürk)

Eminim ki, belirtilen bu müthiş kriterleri ifa ettiğimiz an görülecektir ki, toplum rahat, bireyler mutlu, aileler, köyler, kentler ve ülkeler mesud ve bahtiyar yaşayacaklardır.

Böylesi bir toplumda, hırsızlık, cinayet, gasp, kap kaççılık, tefecilik, fuhuş, ırsızlık ve arsızlık, faiz, rüşvet vb vak'alar olmayacaktır.

Yukarı satırlarda da ifade etmiş olduğum gibi, sahabe toplumu işte böyle bir toplum meydana getirdikleri için, yeryüzünün en bahtiyar, en mutlu dönemini yaşamışlardır.

Belki, günümüz dünyası gibi, aşırı tüketim, bolluk bulunmuyordu. Ama, ellerindeki ile kanaat ederek, Allah'a ubudiyette bulunuyorlar, hiç kimse, kimseden endişe ve korku duymuyordu. Hem lehte ve hem de aleyhde bir günah da vuku bulmuyordu.

Yani, baldırı çıplak oldukları halde, dünyaya meydan okuyorlar, karşılarında hiç bir güç, hiç bir millet duramıyordu. Ne İran'ın Rüstem'i, ne Bizans'ın kralı, ne de başka sahte ilah krallar duramıyorlardı.

" Bizleri kardeşlerimizden uzaklaştıran ve tek bir ümmet haline gelmemize engel teşkil eden tefrikadan uzak duralım. Şuna emin olun ki, eğer Hz. Ömer günümüzde yaşasaydı şu an ümmeti parçalara ayıran bütün oluşumları haram olarak görür ve bunları yasaklardı.

Ancak bu gün Hz. Ömer yok; bu sorumluluğu üstlenecek olan bizler varız. Ve Vahdet'i sağlayabilmemizin tek çaresi buna sebep olan her kim var ise onları büyüklenmeleri ve hırslarıyla yüz yüze bırakıp kendilerini terk etmektir.

Ayetleri hepimiz okuyup duruyoruz, fakat bu tek başına hiç bir anlam ifade etmiyor. Zira önemli olan uygulamadır ve Allah'ın ayetlerinin uygulama alanı ilkin kendi çevremizdir. Tek büyük bir ümmet olmak gibi yerine getirmemiz gereken önemli bir sorumluluğumuz var.

Artık Rabbimizin mesajlarına gerçekten inananlar gibi hayranlık ve saygıyla sorumluluğumuzu yerine getirelim. Siz kardeşlerimize yakışan da budur." ( a. g. d. sayfa 30)

Netice olarak;

21 Aralık 2017 tarihinde, sevginin, doğrunun yanında olmanın, hakkı söylemenin, haklıyı tutmanın alenen icra edildiği bir toplantı da görmüş olduk..

" Kudüs'ün; İsrail'in başkenti" olması oylamasında, 9 ret ve 35 çekimser oylamaya karşı, 123 ülkenin oyları, D. Trump'ın yüzüne yüzüne şaklamıştır.

Demek ki, insanları; para ile, dolar ile, madde ile. dünyevi şeylerle oyalamak mümkün olmamaktadır. Para, pul, şan şöhret değil de, Filistin'li mazlumların ahları, vahları, iniltileri insanlığı galeyana getirdi ve ekseriyat insanlık D. Trump'ı mahvı perişan etti.

D. Trump'ın, tek tehdidi dolar olmuştur!.. İnsanlık da buna rağmen, Trump'ın, ne dolarından korkmuş, ne silahından ürkmüştür.. Dolayısıyla,

Oylama gününü kutluyorum. Oylamaya katılan, bağrını sere sere oy veren 123 ülke mensuplarını da tebrik ediyorum. Var olsun, sağ olsunlar!.. Çünkü,

D. Trump'tan öncede dünyaya meydan okuyan krallar gelmiş gitmiş, Neron'lar, Stalin'ler, Hitler , Firavunlar, Neron'lar hep insanlığa tek başlarına meydan okumuşlardı.

Ama göründü ki, Nemrud; bir sinek karşısında aciz duruma düşmüş, kafasını dövdürmekten başka çare görememiştir. Ve nihayetinde de, kahrı perişan olmuş, herkesi kendisine güldürmüştür..

Rabbim!.. Haklı kitlelere, haktan yana olanlara yardım eylesin!.. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın