Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

 AYNAROZ ADASI VE KADIN !..

     " Meryem oğlu Mesih, yalnızca bir elçidir; ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. Onun annesi iffetliydi; her ikisi de bildik yiyeceklerle beslenen ( ölümlü insanlardı). Bak, biz mesajları onlara nasıl açıklıyoruz; ve yine bak, onlar hakikati nasıl ters yüz ediyorlar!" ( Mâide sûresi, âyet 75) 

     Bu ayeti kerimenin maksadı, cahil, perişan, inançsız, geri kalmış muhatapları benzer bir sapmaya karşı uyarmaktır. İşte Resul'ün uyarısı : " Hristiyanların Meryem oğlu İsa'yı yücelttikleri gibi siz de beni aşırı yüceltmeyin; ben sadece bir kulum. Benim için ' Allah'ın kulu ve elçisi'  deyin." ( Enbiya 48, Buhârî)

     Bu günkü yazım, ilginç bir isimle bilinen, insanlığın pek bilmediği, ilgilenmediği ama, detayına inildiği zaman görülecektir ki, dikkat çeken bir adadır. Aynoroz yarım adası!.. 

     Belirtilen bu adaya 1045 yılından buyana her hangi bir kadın veya dişi bir varlık ayak basamamış, girememiş veya girdirilmemiştir. 

     Yunanistan'ın Atos dağı eteğindeki bu ada, politik olarak İstanbul Fener Rum Patrikliğine bağlı bir adadır.  İşin garibi veya tuhaf tarafı, Ortodoks mezhebine bağlı, 335 kilometrelik bir alan içerisinde yaşayan yüzlerce erkek Keşişin yaşadığı, oraya hizmet ettikleri bir alandır. 

      Aynoroz yarım adası!..

     " Tapınmaya adanmış kutsal dağ", veya " Keşişler diyarı" olarak bilinen, tanınan bu dağ, coğrafî açıdan en görkemli, en turistik, Ortodoksluk mezhebinin en kıymetli bölgesidir.  Adanın kutsallığı nereden gelmektedir? 

     " Azize Meryem Kıbrıs'a gitmek isterken gemisinin yoldan çıkması nedeniyle Aynoroz adasına gelmiş. Adayı öyle sevmiş ki oğluna dua ederek , adanın kendisine verilmesini istemiş. 

     Oğlu İsa Mesih ise bunu kabul etmiş. Aynoroz bu gün bile hala " Tanrı'nın annesinin bahçesi" olarak adlandırılıyor. Bu nedenle bu adada kadın cinsini yalnızca Azize Meryem'in temsil etmek gerektiğine inanılır. "

      Benim dikkatimi çeken husus şu olmuştur: Bu adaya neden ve niçin kadınlar giremez, veya her hangi dişi varlık bile ayak atamazlar? sorusu olmuştur. 

     Mes'eleyi; aziz Kur'an'a taşımış olduğumuz zaman görmüş oluruz ki, bir hayli ayeti kerime de, Hz. İsa'ınn annesi Hz. Meryem görmekte, ondan bahsedilmektedir. Hatta;

     Kur'an'ı Kerim'in 19 ncu suresi ve 98 ayetten müteşekkil Meryem Sûresi olarak bilinen bir sure bulunmaktadır. Hatta, bu sure-i celile, Müslümanların Habeşistan'a hicret ettiklerinde Resulullah (sav)'in amcası oğlu Cafer bin Ebi Talip tarafından kralın huzurunda okunmuştur. 

     Mes'elenin ilginç ve tuhaf tarafı şudur: Neden ve niçin Ortodoks mezhebine göre, bu adaya kadın vesair dişi varlıklar sokulmaz, pasaportla bile girişleri kabul edilmemektedir? 

     Sanırım,  Putin, Rusya Devlet Başkanı bu adayı ziyaret ettiklerinde mes'eleyi öğrenmiş, İnşallah, 1045 yılından bu yana devam etmekte yasağın içeriği öğrenilmiştir? 

      Yani, bu hususta şunu arzetmek istiyorum: " Kadın hakları!, mevzuunda mangalda kül bırakmayan Batı dünyası bu hususta niçin suskundur veya bu anlayış Kadın haklarına aykırı değil midir? İster, istemez sorusu akla gelmektedir? 

     Netice olarak;

     Yunanistan, Ortodoksluk mezhebi veya Fener Rum Patrikliği bu mevzuda sınıfta kalmaktadır. 21 nci çağda, halen bu rivayetlerle, hikayelerle kadınlara yasak uygulanıyorsa,  Kur'an'ın; kadına vermiş olduğu değer, yücelik, kıymet, anne olarak el üstünde tutulması alkışlanacak, övünülecek bir haldir.

     Ne demek, kadın giremez, sair dişi varlıklar da giremez? handikapı!.. İsevilik, muharref bir din olsa da, Musevilik ve İslamiyet gibi semavi bir dindir. Semavi bir dinin içerisinde, sokmalar, sokuşturmalar yanlışın taa kendisidir. 

     Hani, İslam'a da, sonradan ilave edilen ekler, eklentiler; Mehdilik ve Mesihlik düşüncesi gibi, kadınların; Muaviye'den sonra günümüz dünyasına gelinceye kadar camilerden, cumalardan kovulmasına benzemektedir. 

       Halbu ki, Aynoroz adasına kadınlar giremez derken, diğer dişi varlıkların, hayvanların suçu nedir ki, adı geçen adaya sokulmuyor, girmelerine müsaade edilmiyor? 

     Demek ki, mes'ele, kaynağından koptumu bu haller gelmektedir dinlerin başlarına!.. Nasıl ki, İslam, arı, duru, ayan beyan bir din iken, sonradan sokulan, mistisizm, tarikat, pir, keramet, evliya, veli, ermişlik, erişmişlik tamamı Peygamberi sollamak onu ikincil duruma düşürmektir.. Rabbim!.. İnsanlığa akıl, basiret lütfetsin!.. Selam ve dua iile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın