Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

BU DEVLETİ YIKMAMIZ LAZIM!

  Ne demek " Bu devleti yıkmamız lazım"?  Bu devletin, ülkenin, milletin maaşını alıp, özgür bir şekilde içindeki kusmuğu dışarı vurması ne anlama gelmektedir? 

      Bunu söyleyen, yüksek tahsil yapmış, değişik gazetelerde çalışmış ve nihayetinde milletvekili seçilerek, en tepe noktaya kadar yükselmiş bir kişidir!.. 

      Sormamız lazım, bu şahıs " bu devleti yıkmamız lasım" derken neyi, neleri kasdetmiş, bu devleti yıkarak, hangi devletin var olmasını, hangi düzenin bu devletin yerini almasını istemiştir acaba?

     Bu kişi, " Şer'î bir devlet" istemiş olsa, sanmıyorum böyle bir düşünce taşıyacağını!.. Laik sistemi kastedmiş olsa, zaten devletimiz laiklik sistemi ile idare edilmektedir!..

     Sosyalist bir idare şekli istiyorsa ki, böyle bir sistem zaten dünyada miadını doldurmuş, sosyalizm, hiç bir ülkeye, millete veya tüm insanlığa refah, huzur, selamet getirmemiştir!..

      Bu adam, bu devleti istemediğine binaen, neyi, neleri, ne tür bir sistemi arzu ettiğini anlamış, bilmiş değilim. 

       Böylesi bir söz, düşünülmeden, arkası ve önü hesap edilmeden söylenmiş bir sözdür. Çünkü, bu sözü söyleyen, kimse, bu topraklar, bu devlet için binlerce şühedanın kara toprağın bağrına düşmüş olduğunu hissetseydi, böylesi bir sözü bilerek veya bilmeyerek söylememiş olurdu.

      Tabii ki, sistem içinde bir takım yanlışlar, hatalar söz konusu olabilir!.. Ama, " Bu devleti yıkmamız lazım" diyebilen bu zat, noksanlıklardan, eksikliklerden, hatalardan dolayı bu "absürt" sözü söylemiş değildir. 

      Bu sözü söyleyen kişinin, zikzaklı bir hayatının olduğu, sık sık mahkeme olduğu bilinen  bir gerçektir. 

     Laiklik sistemini yaşayan bu aziz millet, bundan sonraki hayatında, geleceğinde, imansız sosyalizmi, Allahsız  komünizmi yaşamayacağına göre, o halde ne istediğini, neleri görmek, yaşamak istediğini açık açık belirtmesi lazımdır. 

     Çünkü, böyle bir kişinin vekillik maaşı alması demek, en zirve noktada görev almış olması demektir. Diğer taraftan, bu ülke topraklarınıda yaşayıp da, havasını teneffüs edip, suyunu içip, ekmeğini de yiyerek, yıkmadan, yok etmeden bahsetmesi abesin abesi, sui edebin taa kendisidir. 

       Hiç bir ehl-i vicdanın bu sözü söylerken, tüylerinin dik dik, kalbinin pır pır atması gerekirdi. Maksadını aşmış bir söz, ne istediği, ne arzu ettiği bilinmeyen bir sözdür. 

      Şayet, bu ülkeden, bu topraklardan memnun değilse, adı geçen kimse, Barzani'ye gidebilir, Sisi'ye gidebilir, Beşşar Esed'in demokrat ülkesine (!) iltica etmiş olabilirdi. 

       Yoksa, bunun dıışında, her önüne gelen " bu devleti yıkmamız lazım" derse, tabii ki, bu topraklarda  millet efradının yaşaması mümkün olmaz, ezanlar okinmaz, salalar verilmez, Cumalar kılınmaz ve hutbelerde okunmaz olur. 

     Netice olarak;

     " Bu devleti yıkmamız lazım" diyen zat, bu millet evlatları ile helalleşmesi, özür dilemis, " ben hata ettim, yanlış konuştum" demesi lazımdır.

     Gerek Osmanlı, gerekse Cuumhuriylet döneminde, bu ülke topraklarında zaman zaman kimileri çıkmış ama, bu topraklarda yaşama imkanı bulamamıştır. 

     Ya Rusya'ya iltica etmiş, " Vatanım" demiş, ya, Mao düzenini arzulamış, bunun için kavga vermiş, öldürmüş ve her şeyi göze almıştır. 

     Bunun dıışında, Feto canavarı gibi hödük, ABD'ye sığınarak vatansızlığı, vatansız yaşamayı tercih etmiştir. Ama, buna rağmen, iltica ettiği ülke, kendisine bir ekmek parası bile vermediğinden dolayı, yine çömezlerine el açarak, ekmek parası, sair gider masraflarını Türkiye'den kaçak-göçek istemek, talep etmek zorunda kalmıştır. 

     " Bu devleti yıkmamız lazım" diyen kişinin aklını başına alması, ne istediğini bilmesi, ona göre konuşup, fikir beyan etmesi gerekir. 

     Rabbimiz!.. Bu milletin yar ve yardımcısı olsun!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın