Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

DUAMIZLA; GENÇLERİMİZ İÇİN GÖK KAPILARINI ÇALALIM!.. 

 " ( Mü'minlere) de ki: " Eğer duanız olmasaydı Rabbim size niçin değer verecekti ki?" ( Kafirlere) de ki): " Sonuçta siz de yaalanlamış bulunuyorsunuz; bundan böyle ( inkarınız) sizin yakanızı asla bırakmayacak!" ( Furkân sûresi, âyet 77) 

      Ayeti kerimeye kısa bir yorum: 

     Zikredilen bu ayeti kerime, çatısını değiştiren bir biçimde " De ki; ( Allah'tan başkasına) duanız olmasa Rabbim sizi niçin cezalandırsın?" şeklinde anlaşılabilir mi? Allah'u a'lem hayır. Bu yorumun tek yararı bir sonraki âyetle uyum sağlamasıdır. 

     Ama bu " uyum", uğruna ödenen bedelle mütenasip değildir. Zira kelimenin yük, değer, kıymet dışında ayrıca bir " ceza" manası yoktur. Buna ilaveten " Allah'tan başkasına " gibi metinde olmayan bir takdir gerektirir. 

     Dua insanın Allah karşısındaki esas duruşudur. Âyet duanın insanın varlık sebebi olduğunu söyler. Bu yüzden " dua ibadetin iliğidir." Dolayısıyla; dua etmek, bizatihi kabul olmuş bir duadır. 

     Ey insan! Duanın kabul olup olmadığına değil, dua edip etmediğine bak! Zira dua eden kalp, Allah'la diyalog halinderir. Dolayısıyla dua etmek O'nu tasdik etmenin, duadan kaçmak ise O'nu  yalanlamanın tezahürüdür. ( Kur'an Meali) 

      Yazımıza bu girişten sonra, gençliğin, gençlerimizin istikbali için, yaşam tarzları için, iyi birer örnek insan, mü'min olmaları için, duamızla, gök kapılarını çalmayı bir gerçek olarak düşünüyorum. 

      Gençlerimize duamızla destek olmazsak, onlara kim yardımcı olacak, kim ellerinden tutacaktır? Rabbimiz, tüm büyüklerimize, anne, babamıza feraset versin, gençlerimizi ihmal etttirmesin! 

      Çünkü, gençlerimiz ihmal edilmiş olursa, gençlerin kapısında bekleyen tüm şeytan, firaksiyonlar, ucubeler, solcular, mezhepçiler, sağcılar, terör ifritleri faaliyete geçecek, onlara insanlıklarını kaybettirip birer " insan azmanı" durumuna düşüreceklerdir. 

     Günümüz dünyasında, gençlerimizi bir hayli tehlikeler beklemektedir. Sigara, içki, esrar, afyon , kokain tehlikesinin yanı sıra ateizm ve deizm gençlerimizin her an kapılarını çalar, onları şuursuz, düşünemez, akledemez duruma düşürebilir. 

      Milletimiz için gençliğimiz önemli ve mukaddes emaneti yükleyecek kitlelerdir onlar. Çünkü, askerlik yapan, vatanı koruyan, çalışan, didinen, vatana göz diken her türlü düşmana karşı duracak gençlerimizdir. 

      Dolayısıyla, gençlerimizden sıratı müstekim yolundan sapanlar olursa, hemencecik, vaveyla koparmamak lazımdır. Dert ortağımız, dertleştiğimiz, problem ve sıkıntılarımızı kendisine arzettiğimiz, her sorunumuzu ona götürdüğümüz Rabbimiz olmalıdır. 

      Olabilir ki, zaman zaman evladımızla anlaşamaya biliriz. Böylesi hallerde ve durumlarda hemen, acilen bir pedagoga, hocana, bir bilene, abine, amcana gitmeden önce yüce Allah'ımıza çok çok dua etmeli, öncelikle  samimi duamıza sığınarak evladımızı kurtarma yoluna baş vurmalıyıs.  Çünkü, 

     " Dua, zorlukları aşmayı kolaylaştıran bir kudrettir. Dua, Rabbimize yakınlaştıran yardımını üzerimize sağanak sağanak indiren muhtaçlık hâlimizdir. 

     Dua küfre, şehvetlere, şüphelere karşı kendimizi koruduğumuz semavi bir  kalkan, silahtır. Dua, Müslim için yaşam kaynağıdır. Duası olmadığı zaman Müslim eksik kalır, hiçbir şeyi sonuca ulaştıramaz. Bu, evladını kendi safına çekmek, beraberce baba-evlat olarak yaşamak olsa bile!

     İşte bu şekilde evlatlarımızın değişmesi, hidayet bulması için duaya yapışacağız. Resûl'ümüzden (sav) böyle öğrendik. O, hayatını dua üzerine kurmuştu. 

     Bedir'de müşriklerle karşılaştığında aradaki sayı ve güç farkını dua ile tamamladı. Bedir'e beş bin meleği dua ile indirdi. Eşine acımasızca atılan zina iftirasını dua ile temizledi. Yahudilerin övünüp üstünlük tasladığı Mescid-i Aksa kıblesini, Mescid-i Haram'a dua ile çevirdi. "  ( Tevhid, E. Acar, sayı 88, say. 33-34) 

     Onunu içindir ki, Mü'minin Allah'a en yakın olduğu zamanları iyi takip etmesi, bilhassa geceler Yüce Allah'la dua dua buluşmak, dertleşmek için en kıymetli, sessiz, sakin saatlerdir. 

     " Bana dua edene icabet ederim. Benden isteyene veririm, benden bağışlanmayı dileyeni bağışlarım." ( Buhari). buyuran aziz peygamberimiz (sav), hayatı boyuna gençliğe büyük önem vermiş, en çok yardımı, himayeyi de gençlikten görmüştür. 

     Örneğin, etrafında toplanan, gençlere nazar edecek olursak, Bilal, Ammar, Mus'ab, Zeyd, Ali ve benzeri insanlar tamamen genç kitlelerdi. 

     Netice olarak;

      Gençliğin Kur'an'ın  emri üzere yaşamaları,  her türlü batıldan, sapkınlıktan uzak kalmaları , gök kapılarının onlar için açılması için dua dua, niyaz niyaz ellerimiz Allah'ımıza kalkmalı, ümid ediriz ki, kalkan bu elleri de inşallah Yüce Rabbimiz boş çevirmeyecektir.

     Yukarı satırlarda da, ifade edildiği gibi, çağımız, zamanımız, günümüz dünyası, engerek yılanı gibi ağzını açmış, ha bre gençliğimizi ufalamak için fırsat aramaktadır. 

      Terör, anarşizm, sarhoşluk, isyan, kindarlık, barbarlık, merhametsizlik, acımasızlık, kahvehane tuzağı, bar, pavyon çıkmazı gençlerimizin önüne tuzağını kurmuş onları beklemektedir. 

      İstanbul Beyoğlu caddesinde, yürüyen kitleler, aleni olarak dini mübini İslam'a küfrederken, inkarla meşgul olurken, kurmuş oldukları tuzağa gençlerimizi çağırmaktadırlar. 

       Örneğin, " Gezi Parkı" olaylarında, Ankara-İstanbul arası " Hak-hukuk-adalet" yürüyüşlerinde hep gördük ki, gençliğimiz istismar edilmiş, onların tertemiz , saf, arı, duru inançlarıyla istihza edilmiştir. 

     Bu sebepledir ki, bütün imkanlarımızı kullanarak, gençlerimize , gençliğimize sahip çıkmak zorundayız. Bizler,gençlere sahip olmazsak, sokakları kirletenler, " ezana hayır", " İslam'a inanmıyoruz" diye ağızlarını yaya yaya konuşanlar onları kapacaklardır. Veya Haşhaşilerin tuzağına düşmüş olacaktır. 

     Rabbimiz!.. Gençlerimizin yardımcısı olsun!.. Onları her türlü şer ve musibetten muhafaza buyursun!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın