Reklamı Geç
KURBAN PAYLAŞMAKTIR
Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

Ebu Leheb Ölür, Ebu Leheb'lik Ölmez!

     " Kahrolsun Ebu Leheb'in çifte gücü, zaten kendisi de kahroldu-kahrolacak!" ( Tebbet sûresi, âyet 1 ) 

     "Malı da kazancı da ona hiçbir yarar sağlamayacak!" ( Tebbet sûresi, âyet 2 =

     " Zamanı gelince tarifsiz bir alevli ateşe ( yakıt) olacak!" ( Tebbet sûresi, âyet 3)

     " Karısı da onun ( onun ateşine) odun hamallığı yapacak." ( Tebbet sûresi, âyet 4 ) 

      " Gerdanında ( takı yerine sanki) çelikten bir halat ( bulunacak)" ( Tebbet sûresi, âyet 5 ) 

     Küfrün prototipi!.. 

       Her ne zamanki, bu sureyi okusam, incelemiş olsam, hemen aklıma, zihnime, hayalime Ebu Lehep laini gelir, onun şekli, şemaili, Resulullah (sav)'e yapmış olduğu eziyet, işkence, küfür ve küfranlığı gelir. 

      Yazı başlığından da anlaşılacağı üzere, maalesef, her zaman, her çağda ve zamanda "  Ebu Lehep ölür, ebu leheplik ölmez" çirkinliği zihin dünyamı alt üst eder. 

     Hakikaten, tüm çağları, geçmiş zaman dilimlerini şöyle bir göz önüne getiriniz, hemen belleğinize Ebu Lehep ölmüş, ama Ebu Lehep'lik ölmemiş gerçeği yansıyacak, düşünen, tefekkür eden her Müslümanı buna göre tavır almaya zorlayacaktır. 

      Kendi ülkemizde de, dün olduğu gibi, elanda,  bu günde küfür artıkları cirit atmakta, İslam'ın izzet ve şerefine halel getirmek, zayıflatmak, küçük düşürmek için her mel'un yolu denemektedirler!.. 

      " Artık aşiretini ve akrabalarını uyar." ( Şuara sûresi, âyet 214)

      İki cihanın efendisi Resulullah (sav); bu ilahi emri aldıktan sonra, hemen tebliğ görevine başlayarak, tüm yakınlarını Mekke'nin en yakın tepesinde toplanmaya davet eder. Tabii ki, gelenlerin arasında Resulullah (sav)'in  en yakını ve amcası, sarı benizli, inatçı, küfür artığı, pazarlıkçı insan Ebu Lehep'te bulunmakta idi. 

       Abduluzza lakaplı yani put babası isimli küfür artığı Ebu Lehep soruyor: " Ben Müslüman olursam bana ne var?"  der. Hz. Peygamber " Herkese ne varsa sana da o var"  der.  Ebu Lehep: " Beni herkesle bir tutan din olmaz olsun" der.

      Onun içindir ki, Ebu Leheb'in çıkarcı, menfaatçi tabiatı Bedir savaşında da görülmüş, harbe giderek mertçe, erkekçe çarpışmak yerine,  kendi yerine parayla, ücretle tuttuğu asker göndermiştir.  Hanımı da öyledir. Onunda eli korusun!.. Dolayısıyla;

     " Kur'an'ın zikrettiği eşler dört kategoride tasnif edilebilir: 1- İyi-iyi: İbrahim ve eşi, 2) Kötü-kötü: Ebu Lehep ve eşi, 3- İyi-kötü; Hz. Nûh ile ile Lût ve eşleri; 4) Kötü- iyi: Firavun ve eşi. Bu dört  eşleştirme tüm eş durumlarını kapsar. Benzer bir sınavı veren her mümin için örnek veya ibret olur." ( Kur'an Meali) 

      Ebu Lehep'lik, çağlar boyunca aramızda yaşamakta, bundan sonraki çağlarda dayaşayacak, galiz küfür, inat ve bencilliğini yaşayarak gösterecektir. Böylesi, bir durum ister ülkemizde olsun, isterse, Suriye, Mısır, Irak, Arabistan vesair muhitlerde de yaşanmış olsun. 

       Ama, şuna inanmalıyız ki, küfür, her ne kadar inatçılığını, zulmunü icra ederse etsin, hak galip gelecek, küfrü hezimete uğratacak, onların ölüsünü bile, tıpkı Ebu Leheb'in leşinin  ortada kaldığı gibi, ortada kalacak, tıpkı " it ölüsü" gibi, bir kenara, bir köşeye atılacaktır. 

      Hatta, kimse o ölüye elini sürmemiş , onu ahirette de taşlanacağı, eza ve cefa göreceği gibi, dünyada da taşlanmış, atılan taş yığınlarının arasında koymuşlardır.  Hanımı da öyle olmuş ve olacaktır.

      Sonuç yerine;

     Ebu Leheb'in ne zenginliği, ne malı, ne mülkü ona bir fayda sağlamadı. Kahroldu gitti ve kahrolasıca!.. Ebu Lehep'ten sonraki gelecek küfür artıkları da öyle olacaklardır...

       Onların ne malları, ne ünleri, ne krallıkları,ne şanları, ne şöhretleri onlara bir fayda sağlamayacak, " Küfrün prototipi"  Ebu Lehep ve hanımı gibi yok olacaklar, unutulacaklar, anıldıkları zaman, lanetle, kahırla, yok olasıcalar" bedduasıyla anılacaklardır. 

      Çünkü, yüce İslam ve onun peygamberi Resulullah (sav), onlardan, onların eziyetlerinden, kötülüklerinden, İslam'a vermiş oldukları zarardan çok çekmişlerdir. 

     Bizler, onların son hallerine nazar ettiğimiz an, görmüş oluruz ki, bir hüsran, bir hezimet, bir perişanlık ve kahırdır. İsterseniz, Firavun'un haline, Nemrud'un devranına, Ebu Cehil'in Bedir'deki perişanlığına, As İbni Vail' in, ve benzeri küfürbaşlarının son akibetlerine nazar ediniz.. Tamamında yok oluş, rüsvaylık ve kepazeliktir. 

     Demek ki, Ebu Lehep  ölmüş ama, Ebu Lehep'lik yaşayacağına, hakla, İslam'la karşı karşıya geleceğine, sırtlan gibi dişlerini göstereceğine göre, her mü'minin bunu bilmesi, uyanık olması ve bilgili, bilgin, donanımlı bir Müslüman olarak, batılın karşısında dip diri durmasını bilmesi lazımdır..  Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın