EZAN DİNMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR
Şiir okumak, destani vakıalara, mazideki kahramanlıkları, güncel yiğitlikleri hesap ederek yaşamak bizlere mutluluk vermektedir!..
Minarelerde okunan günlük beş vakit ezan, bizim imanımız, onurumuz ve heyecanımızdır. Bu hususlarda yapılan besteler, güfteler ve alkış alkış söylenen marş türü edebi deyişler , bu aziz milleti devirden devire, dönemden döneme taşımakta, Feth-i mübini yaşatmakta, Mohaç'a götürmekte, Malazgirt'ten muştulu haber getirmektedir!..
1974 Kıbrıs harekatımızın bizlere vermiş olduğu heyecan, hissiyat aynen gün gibi yaşanmaktadır. Bu vesile ile bendeniz Kıbrıs bölgemizi gezmeye gitmiştim. Misafir kalmış olduğum yakınlarım beni önceleri görkemli bir Kilise iken, askerimizin demir dipçiği sayesinde ezan okunmaya tahvil edilmiştir. Türkiye'den gönderilen yetişmiş, bilgin din görevlisi sayesinde bölge İslam'ın nuru ile aydınlanmaktadır.
Onun içindir ki, bu hususta şairlerimiz bile boş vakit geçirmemişler, kalemlerini, ruh dünyalarını çalıştırarak; " Ezan dinmez diyen birileri var" anlam dolu deyişlere, beyitlere ilham olmuştur.
Sağ olsun, nur olsun M. Yıldızdoğan üstad bizlere sesiyle, soluğuyla, musikisi ile bu aziz millet evlatlarına neş'e, manevi huzur ve heyecan vermektedir. Merhum Hayati beye rahmet diliyorum, unutulmaz şair A. Karakoç ağabeye her dem duadayım.
Binaenaleyh, bu aziz millet evlaları heyecanlı, milli duygularla mücehhez bir millettir. Okunan ezan karşısında, güzel şekilde dile getirilen bir gazel sebebiyle, bayrağın dalgalanışıyla kendinden geçer, çağlayan olur diyardan diyara, devirden devire kanat açarak uçup gider!..
Hac dönüşü sebebiyle, Habur'a yaklaşmıştık. Daha Irak topraklarını terketmeden önce bizim bayrağımızın gönderde nazlı nazlı dalgalanışı karşısında heyecan fırtınasına yenik düşen bir hacımızın haykırışı, sayha sayha ses çıkarması karşısında irkilmiş oldum: " Bayrağımız göründü,. bayrağımız göründü" narası ile bendeniz de milli duygumun esiri olmuştum.
İşte, bu aziz millet evlatları böyledir!.. Yaşına, başına bakmaz!.. Çocuklaşır, gençleştikçe gençleşir ve kendini tamamen bırakarak, askerle beraber devleşir, Hatay topraklarından, Kilis toprağımızdan sınırı geçerek Halep'e doğru rüzgar almış olur.
Söz konusu sınır kapılarından girerek, orada, burada fitne, fücur çıkaran serserileri hizaya getirir, tarümar edilen insan haysiyetleri böylelikle normale dönmüş olur. Çünkü, yanı başımızda, huzur, barış, düzen ve intizam bulunmamaktadır. Mezhebi serüvenlere kurban gitmiş insanlar, İsrail karşısında sus pus iken, mezhebi fraksiyonlar sebebiyle neredeyse arslan (!) kesilmektedir!.. Yazıklar olsun!..
Netice olarak;
Hamdü sena olsun ki, millet olarak, asker-millet olarak dim dik ayaktayız!..Ezanlarımız ; kıyamete kadar okunacak, bayrağımız, yine ahir zamana kadar gönderi süsleyecektir.
Yeter ki, millet olarak bir olalım, birliğimizi koruyalım!.. Şairlerimiz, ellerinde kalemleri ile besteler dizsinler, beyitler okusunlar,, Arif Nihat Asya olsunlar, Yavuz Bülent Bakiler gibi ileri yaşlarına rağmen korkmadan, ürkmeden hakkı söylemeye devam etsinler.
Bu aziz milletin ne denlü kahraman bir millet olduğunu bilen dış mihraklar, içten içe çürütmek için, ipini, sapını, yularını (!) koparmış biçarelere destek vermektedir!..Ellerine tutuşturulan silahları bile kullanmasını bilmeyen sergüzeştlere " yürü" demektedirler.
Onun içindir ki, bizlerde millet evlatları olarak diyoruz ki, " EZAN DİNMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR" haykırışı, ülke semalarımızda uçaklarımız uçacak, bayrağımız dalgalanacak, minberde ve mihrabta İslam'ın gür sadası yükselmeye devam edecektir!.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın