Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

FETİH SÛRESİNİN TÜRKÇE AÇIKLAMASI!.. -2

" Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir." ( Fetih sûresi, âyet 10 )

Zikredilen bu ayeti kerimeye kısa bir açıklama yapalım:

Ayeti kerime, putçu, puta tapan Kureyş ile Müslümanlar arasında yapılan on yıl süreli Hudeybiye antlaşmasına ve bu antlaşma sırasındaki biata işaret etmektedir.

Şöyle ki, hicretin altıncı yılında Resulullah (sav) umre yapmak için 1400 Müslümanla Mekke'ye doğru yola çıkmıştı. Fakat Kureyş, Müslümanları Mekke'ye sokmak istemediğinden önlerine bir birlik çıkarmış, Hz. Peygamber de vâdilerden sapıp Hudeeybiye'ye gelmişti. Savaşmak niyetinde değildi.

Anlaşmak için Hz. Osman'ı Kureyş'e elçi göndermiş, Hs. Osman'ın dönüşü gecikince, Resulullah (sav) bir ağacın altına oturarak ashabından, Osman öldürülmüş ise ölünceye kadar savaşacaklarına dair söz almıştı. Onlar da Hz. Peygamber'e biat edip bu sözü vermişler, sonunda Hz. Osman gelmişti.

" Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: " Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile." Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmemizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır." ( Fetih sûresi, âyet 11 )

Burada, Kureyş'in taarruzundan korktukları için sefere çıkmayan, Medine civarında oturan Eslem, Cüheyne, Müzeyne ve Gıfar kabilelerine işaret edilmektedir. Bunlar Hudeybiye dönüşünde Resulullah (sav)'den özür dilemişlerdi.

" Aslında siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz." ( Fetih sûresi, âyet 12 )

" Kim Allah ve Resûlüne iman etmezse bilsin ki biz, kâfirler için çılgın bir ateş hatırlamışızdır." ( Fetih sûresi, âyet 12 )

" Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar , dilediğine ceza verir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. " ( Fetih sûresi, âyet 14 )

" Siz ganimetleri almak için gittiğinizde seferden geri kalanlar: Bırakın, biz de arkanıza düşelim, diyeceklerdir. Onlar, Allah'ın sözünü değiştirmek isterler . De ki: " Siz asla bizim peşimize düşmeyeceksiniz! Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur. " Onlar size: Hayır, bizi kıskanıyorsunuz, diyeceklerdir. Bilâkis onlar, pek az anlayan kimselerdir. " ( Fetih sûresi, âyet 15)

Bu ayete bir yorum getirecek olursak;

Resulullah (sav), hicretin 6 ncı yılında Hudeybiye'den döndükten sonra ertesi yılın başlarında Hudeybiye'ye iştirak edenlerle birlikte Hayber seferine çıkmış, orayı fethetmişti.

Bu fetihten Müslümanlara, çokça ganimet düşmüş, buna iştirak etmeyenler, ganimet hırsına kapılarak talepte bulunmuşlardı. Ayette bu duruma işaret edilmiş, Hz. Peygamber Hudeybiye'de bulunanlarla Hayber'e gitmiş, geri kalanlara ganimet verilmeyeceğine, ganimete özellikle Hudeybiye'ye katılanların ortak olacaklarına dair ilahi hükmü uygulamıştı.

Netice olarak;

1 nci bölümde izah etmiş olduğumuz gibi, askerlerimiz " Afrin" harekatını başarı ile devam ettirmektedirler. Allah; yâr ve yardımcıları olsun, zafer ve muvaffakiyet nasip eylesin!..

Bu vesile ile, camilerimizde, sabah namazlarında ve değişik zamanlarında okunmakta olan, Fetih ve diğer surelerin, Arapça metinden okunmasının yanı sıra, Türkçe meallerinin de anlatılmasıdır.

Bu tür okumalardan, hem Arapça metinlerden sevap almış oluruz, hem de, Türkçe anlamlarını işiterek, kendimize bir hisse çıkarmış oluruz.

Kur'an'ın Türkçe izahlarından öyle hisseler alacağız ki, miras ayetlerini ölülerine okuyan insanlarımız bir daha okumayacak, kısas ayetlerini, şahitlik ayetlerini dünyada yaşar iken tatbik edeceklerdir.

Ama, ölülere okunan dua türü ayetler, dualar okunursa, çok çok faydalı bir iş yepilmiş olurur.. Rabbim!.. ibadet, taat ve niyazlarımızı kabul buyursun!.. ^Amin!.. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın