FİRAVUN ÖLDÜ DE FİRAVUNCA YAŞAMAK ÖLDÜ MÜ SİZCE?
" Siz ey iman edenler! Niçin söylemlerinizle eylemleriniz birbirine uymuyor?"
Ayetin yorumu şöyledir:
" Niçin yapmadığınız /yapamadığınız /yapamayacağınızşeyleri söylüyorsunuz ". Bu âyet, İbn Abbas'tan nakledilen, sûrenin iniş sebebine dair rivayetle birlikte düşünülmelidir. Rivayete göre, cihad farz kılınmadan önce mü'minlerden bazıları ( bir başka rivayete göre Abdullah b. Selam ve arkadaşları ) " Keşke Allah'ın en çok sevdiği ameli bilseydik de onu yapsaydık" demişler, fakat farz kılınınca da duraksamış ve zorlanmışlardı. Daha başka bir rivayete göre, bazılarının savaşta gösteremedikleri kaahramanlığı yapmış gibi anlatmaları üzerine inmiştir." ( Taberi) ( Kur'an-Meal-Tefsir)
Yazı başlığında sorulduğu gibi: " İbrahim (a.s) gibi kırdık mı putlarıı elimize baltayı alıp avaz avaz her darbede ' hayır!" haykırdık mı? Hayır deyip çıktık mıMusa ile Harun (a.s.) gibi Firavun'un karşısına, yalnız Allah'a dayanarak belki okyanus ortadan yarılırdı bizlere de... Bu sözü dava gibi benimsedik mi ? Dedik mi " bir elime ayı bir elime güneşi verseniz de ben bu davadan vazgeçmem" diye Muhammed (sav) gibi.
Peki, biz ne zaman ' hayır' dedik? Vaktin birinde atalardan kalan Müslüman sıfatıyla mı öncelerden sözümüz verildi, yoksa lailahe illallahıın anlamını anlamını bilmeyişiimiz mi bizim hayatımıza şahadeti hâkim kılmayı engelledi? Sebep her neyse, bize zarar verdi ve anlamını düşünmeyerek hala kendi nefislerimize zulüm ediyoruz. Ve zarar vermeye devam ediyoruz.
Her zaman dilimizdedir her zaman söyler dururuz ama teoride hatta teori bile olamadan daha diliiizde iken biter bu sözler. " ALLAH'A kulluk edin ve O'ndan başka hiçbir şeye ilâhlık yakıştırmayın; ana babaya ve akrabaya, yetimlere ve yoksullara, kendi çevrenizden olan komşulara ve yabancı komşulara, yanınızdaki dosta, yolcuya ve ve meşru şekilde bihakkın sahip olduklarınıza iyilik yapın!" ( Nisâ sûreii, âyet 36)
Yani Taberî'ye göre " yanınızdaki dost" ile eşler kastedilmiştir. Bu yorumu bağlamda desetekeler. Diiğer taraftan " kööleler ve cariyelere..." Onlaraa yapılacak en büyük iyilik özgürlüğe kavuşturmaktır.
İmanımız yalnız Allah'a olmalı. Yalnız Allah'ı ilah ve rab olarak tanıyıp tüm amellerimizi ona yapmalıyız. Dualarımız doğrudan aracısız O'na, korkularımız sığınmalarımız samimiyetle yalnız O'na olmalı.
Allah'ı biler Arap müşrikleri Allah'ın bazı sıfatlarını başka varlıklara vermekle Allah'a şirk koşmuş oldular. " Ve eğer onlara " Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye sorsan, kesinlikle " Allah'tır?" derler. Sor onlara: " Allah dışında yalvarıp yakardığınız varlıklara hiç baaktınız mı? Eğer Allah benim için bir zarar murad etse, O'ndan gelecek zararı def edebilirler mi? Veya bana bir rahmet dilese, onlar O'nun rahmetine engel olabilirler mi?" İlan et: " Allah bana yeter! Artık O'nun ( kuluna vereceğine) güvenen herkes, sadece O'na dayansın!" (Zümer sûresi, âyet 38)
Sözümüzü hayatımıa hakim kılmadan yalnız örtü, namaz , zekât gibi bazı ibadetleri yerine getirmekle Allah'a hakkıyla iman ve kulluk edemeyiz. " ( iktibas, a ralık 2010, E. Erol, say. 29)
Alıntı yazıdan da anlaşılacağı üzere, İslam alemi olarak ve bilhassa millet olarak İslam adına, Kur'an namına zor ve şirazeden sapma günler yaşamaktayız. Köşede bucakta bulunan bir kısım din tacirleri, sahte ve sapkın tarikat mensupları gün ve saat geçmiyor ki, acaip acaip düzmece bilgilerle, uydurmalarla milleti uyutmaktadırlar.
Bunların aziz Kur'an'la bir irtibat ve ilgileri bulunmamaktadır. Bunların hünerleri şeyhlerine pereştji etmek, onun abuk sabuk sözlerini keramet bilerek Kur'an'ın önüne geçirmektir.
Netice olarak;
Maalesef, dünün mendebur Fetosunun yerinee şimdilerde birileri hakim olmaya çalışmaktadırlar. Hatta Diyanette göreevli bir kısım vaizler bile " Kur'an Müslümanlıığını" sapıklık olarak ilan etmekte, her Kur'an okuyan, meal takip eden insanları İslam dışı olarak lanse etmektedirler.
Oysa, millet olarak aziz Kur'an'ı okumakla meşguluz. Mealini, anlamını bilmemekteyiz. Onun içindiri ki, bir kısım şeyh artıkları meal okumayı millete yasaklamakla meşgul, inadına okutmamak için bütün hünerlerini sergiliyorlar.
Bunların korkusu ellerindeki seermayenini gitmesi vee mileletin Kur'an'la tanışmalarına engel olmaktır. Engel olmak içinde bütün iftiraları, hücumları yaparak " Meaal okumak sapıklııktır" iftirasını yaymaktadırlar.. Yüce Rabbimiz, milletiimizi bunların şer ve musibeletrindene mahfuz eeylesin!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir

































Facebook Yorum
Yorum Yazın