Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

GELENEK SORUNSUZ DEMEK, TARİHİ BİLMEMEKTİR!..

" Ve onlara " Allah'ın indirdiğine ve Peygamber'e gelin!" denildiğinde, " Atalarımızı üzerinde bulduğumuz inanç bize yeter!" diyorlar.  Ya ataları hiçbir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyse de mi?" ( Mâide sûresi, âyet 104 )

     Yani, dolayısıyla; hakikat sabık olanın değil sadık olanındır. Atalar yoluna karşı tavır, körü körüne taklide karşı bir tavırdır. Öncekilerin yanlışı sonrakilerin mazereti olamaz.

     Maalesef, geleneğin çirkinliği, vermiş olduğu zarar ve tahribat sebebiyle, ümmet ve milletimiz bir türlü Kur'an'a yönelmemekte, okuyor ama, onu anlamak ve emirlerini  yaşamak için gayret göstermemektedir. 

     " Ey örtünüp bürünen, kalk ve uyar. Rabbi'ni yücelt. Elbiseni temiz tut, şirkten uzak dur. İyiliği daha fazlasını beklemek için yapma." ( Müzzemmil sûresi, âyetler 1-6)

     Gelenekçilerin işi, " Kıl beşi kurtar başı".

     Pragmatizm, menfaatçilik, gelenekçiliği öylesine sık boğaz etmiştir ki, bu kesim; bir türlü menfaat, çıkar sebebiyle, Kur'an'a dönememekte, onu anlamak istememektedir. 

     Yani, gelenekçi kesimler, ölüleri olduğu zaman onlara iskat ve devir yaptırır, mezarının başında telkin verdirir, 7'sini, 40'nı, ve 52'nci gününde de, ölmüşün ruhu için bir mevlit tilavet ettirilerek ölenin işi bitirilmiş olur. 

     Ölüye devir yapma törenleri, işlemleri eskiye nazaran kısmen azalsa da, hala; millet arasında yer yer yapıldığını, fakir-fukaraya üçer-beşer lira verilerek, ölmüşün, namaz borcu, hac borcu, zekat borcu, oruç borcu, yemin borcu, kul hakları borcu vesaire ödenmekte, fakir-fukara almış olduğu üç-beş liraya sevinir iken, yaptıranlarda, ölülerini borçsuz, harçsız cennete gönderdikleri için memnun olmaktadırlar: 

     Onun içindir ki, gelenekçi kesimler; Kur'an'ın anlaşılmasını istemezler, duvarlardan, raflardan aşağıya, beyinlere, kalplere şifa olmaya fırsat vermezler. İsterseniz, şu ayetleri bir güzelce teati ederek, tüm bu yapılanların ne demek olduğunu oradan öğrenelim:

     "Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa size ait bir kitabınız var da ( bu batıl hükümleri ) ondan mı okuyorsunuz? Yahut bizden, her ne hükmederseniz mutlaka öyle olacağına dair Kıyamete kadar sürecek kesin sözler mi aldınız? Sor onlara: " Onların hangisi bu ( iddianın doğruluğu)na kefildir. " Yoksa onların ortakları mı var? Doğru söyleyenler iseler, haydi getirsinler ortaklarını! Baldırların açılacağı ( işlerin zorlaşacağı) ve kafirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir halde buna güç yetiremeyecekleri günü ( Kıyamet gününü) düşün. Halbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar ( ve buna yanaşmıyorlar) dı. Bu sözü ( Kur'an'ı) yalanlayanlarla beni başbaşa bırak. Biz onları bilemeyecekleri biçimde adım adım helaka yaklaştıracağız. Onlara mühlet veriyorum. Şüphesiz benim tuzağım sağlamdır." ( 67/36-45) 

     Dolayısıyla, zamanımız, 21 nci çağın insanı Müslümanları bilhassa mletimiz; Kur'an'a karşı yükümlülüğünü, görevini artık yapmak zorundadır. 

     Netice olarak;

     Günümüz dünyasında, hâlâ milletimiz arasında " ölü ruhuna mevlit" okunuyorsa, okutan var ise, devir işleri ile iştigal edenler bulunuyorsa, bunları ikaz etmeli, bunların kafalarına aziz Kur'an'ı çarparak, bunları, bu kesimleri vahiy ile dövmeliyiz!.. 

     Maşallah!.. Ülkmi genelinde, her an, her dem, büyük mabedler inşa edilmekte, kordelalar kesilerek ibadete açılmaktadır..

    Söz konusu mabedlerin, ibadethaneliren daha verimli, daha faydalı olmaları için, ne yapılması lazımsa, Başkanlık; bunları düşünmeli, bir plan, bir proğram dahilinde milletimeze fydalı olma yolları ve çareleri aranmalıdır.

     Yoksa, geleneğin yaşaması için, bir kısım hurafi yaramazlıkların, din dışı amellerin devamı için, bu mabedlerin yapılması, açılış törenleri icra edilmesi hiç bir faydalı işe yaramayacaktır!.. 

     Ölüsüne mevlit kıraat ettirmek isteyen biçare, yarım akıllı insan, gitsin bu töreni kendi hanesinde yaptırsın, ölüsünü kurtarmış (!) olsun!..

     Kos koca mabed; vahyin emrine verilmeli, Kur'an okunmalı, Kur'an konuşulmalı, vahyi düşünce teatilerinde bulunulmalıdır. Yoksa, tesbih çekmek, tesbih çekmenin sevaplı olduğundan söz etmek yapılan mabedin r köşesine tesbih askıları yaptırarak, tomar tomar tesbih dizmek, bu millete, günümüz Müslümanlarına yakışmamaktadır!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın