Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

Günümüzde Umre Seferleri

" Allah için haccı ve umreyi tamamlayın. Eğer engellenmiş olursanız size kolay olan kurbanı gönderin..." ( Bakara sûresi, âyet 196 )

Malum olduğu üzere, Umre'nin lügatte anlamı ziyaret demektir. Yani, ihrama girmek, tavaf yapmak, say yaparak tıraş olup ihramdan çıkmaktan ibarettir.

Umre, küçük bir hac olduğuna göre, bunun belli bir zamanı bulunmamakta, her zaman umre yapılabilmektedir.

Yukarı da arzetmiş olduğumuz Bakara 196 ncı ayeti kerime, Hudeybiye olayı üzerine nazil olmuştur. Müslümanlar, hicretin altıncı yılında umre yapmak için yola çıkmışlar, ama Hudeybiye'de müşrikler tarafından engellenmişlerdi.

Nazil olan bu ayeti kerimede, " Onlara başladıkları hac ve umreyi tamamlamalarını emretmektedir. Bunun için " tamamlayın" sözünü kendi asıl anlamında anlamak, daha doğru olacaktır. Nitekim Hudeybiye yolculuğundan bir yıl sonra yapılan Umre'ye ' Umretu'l- kaza' yani, ( kaza umresi) denmiştir.

Resulullah (sav); Umre'nin, farz olup olmadığı hususunda sorulan bir soruya; " Hayır, farz değil ama umre yaparsanız sizin için iyi olur." " Hac, cihaddır, umre nafiledir." buyurmuştur.

Tüm bu fıkhı hükümlerden sonra, şunları ifade etmek istiyorum:

Aziz milletimiz, küçükten büyüğe varıncaya kadar, Kutsal Topraklara aşık, meftun, o diyarların hasretini çeken bir millettir.

Bilhassa, Osmanlı imparatorluğundaki hac seferleri unutulmaz hayırlarla, hayri hizmetlerle anlatılamayacak kadar çoktur.

Cumhuriyet döneminde, hac ve umre seferleri bir ara inkıtaya uğramasına rağmen, l950'lerden sonra, milletimiz, huzur ve rahatlığa kavuşmuş, bir bakıma her türlü baskıdan kurtulunca, yeniden hac ve umre seferlerini başlatmıştır.

Ancak, son yıllarda, hac kotası yüzünden, kutsal toprakların hasretiyle, arzusuyla, aşkıyla yanıp tutuşan insanlarımız, " Hac Kurası" engeli yüzünden, çok az sayıda Müslüman millet fertleri hacca gidebilmekte, gidemeyenlerin ise, moral dünyaları alt üst olmaktadır.

Dolayısıyla, son zamanlarda şahit olmaktayız ki, milletimiz, bir bakıma hac yapmayı kura yüzünden unutmuş, kendilerini " umre seferlerine" adamışlardır.

Zengin insanlarımızda, zengin olmayanlarımız da herkes, her kesim yemiyor, içmiyor, hatta özel harcamalarını bile kısıtlayıp " Umre seferine" çıktığı bilinmektedir.

Hatta, bir kere umre'ye yolculuk yapan millet bireylerimiz, bununla yetinmemekte, ikinci defa, üçüncü defa tekrar biriktirip, derleyip, toparlayıp umre yapmak üzere yola çıkmaktadır.

Bunları izah ederken, umre seferine gidenlere hayırlı yolculuk diler iken, bir hususu unutmamak lazımdır. Millet içerisinde bulunan, fakirleri, fukaraları, yetimleri, öksüzleri, asker eşlerini, dulları, evine ekmek parası bulamayanları unutmamak lazımdır.

" Ben kutsal toprakların hasretine dayanamıyorum" düşüncesi, Umre seferlerini alet ederek, Mekke çarşılarında, Medine sokaklarında alış veriş yapmak için yollara düşenleri kınıyorum.

Çünkü, ülkemiz de, her köşe başında bir " Hac ve umre bürosu"nun icrai faaliyette bulunması dikkat çekmektedir. Diğer bir dini maruzatım da şu olmaktadır:

Umre seferini yapan bir kardeşimiz, " ben, o toprakları gördüm, umremi yaptım" düşüncesiyle, yapılmayan Allah'ın farz emri olan hac görevini umursamamakta, boş vermekte, yapmış olduğu umre seferi ile yetinmektedir.

Netice olarak;

Yani, millet olarak, zenginler olarak, hacca gitmeliyiz.. Hac kurasını bekleyerek, sıramızı bekler isek, gitmiş olduğumuz zaman, hem haccı ikmal etmiş olur, hem de umreyi de beraberinde ifa etmi oluruz.

Yukarıda da ifade etmiş olduğum gibi," umre seferini yaptım, hacca gidemem" sözünden daha abes, daha çirkin bir söz bilmiyorum.

Diğer taraftan, umre seferlerini ticarete dönüştürmeyelim. Hayatımızda; hacla birlikte umre yaptıktan sonra, iki de bir, umre yolculuğuna çıkarak, yollara düşmeyelim.

Umreyi, umre yolculuğunu ticarete, alış verişe, gösterişe alet etmeyelim. Her halimiz Allah rızası olduğu için, ülkemizde bulunun garibanları, şehit çocuklarını, okuma imkanı bulamayan yavrularımızı unutmayalım.

Devletimiz, milletimiz bizden hizmet bekler iken, yolumuz, köprümüz , Kur'an Kurslarımız, İHL.lerimiz ve benzeri yardım kuruluşları terk edilmemelidir. Ölmüşlerimizin ruhları, söz konusu hizmetlerimizle müstefid olacak, umre seferleri ferdi kalacaktır.. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın