Hedef, Bayrağımızı Şam'ın Beyaz Minaresine Asmaktır...

HEDEF; BAYRAĞIMIZI ŞAM'IN BEYAZ MİNARESİNE ASMAKTIR!.. 

     Dört milyon Suriye'li gariban insanları barındırdığımız, yedirdiğimiz, giydirdiğimizle kalınmamaktadır!.. Dört milyonun geride bırakmış olduğu cıfıtlar, ifritler, çıbanbaşları, ülkemize yönelik zalimce atışlarına devam etmektedirler!.. 

     Her saldırılarında, üç beş tane yiğidiğimiz, Mehmed'imiz şehidi-şüheda olmakta, evlerine figan düşmektedir. Kendi evlerinde feryatların yükseldiği gibi kalmamaktadır. 83 milyon nüfus kitlemiz kara yasa girmekte, her defasında dizlerimizi döğerek isyan etmekteyiz. 

     Daha ne zamana kadar sabır edeceğiz?

     Sabır!.. Yine sabır!.. La havle vela kuvvete illa billah!.. diyerek, gerilen sinirlerimizi teskin etmeye, öfkemizi frenlemeye çalışıyoruz. 

     Oysa, karşımızda, güçlü, kuvvetli bir düşman bulunmamaktadır!.. Viranelere dönmüş şehirler, yıkılan camiler ve mescidler bulunmaktadır. 

      Yüz binlerce biçare, masum, günahsız Suriye'li insanlar; oraya buraya kaçışır iken, kaçamayanlar da, zalim, teres, mezhepçi Esed'in bombalarına hedef olmaktadır. 

     Tabii ki, şer güçler, karşımızda kudurmuş bulunan haydutlar sadece Suriye'li yamuklar değildir. Sadece, Suriye'li askerler değildir. Rus'mu dersiniz, İran milisleri mi dersiniz, Mısır, Hafter artıklarımı dersiniz, ne derseniz deyiniz, bunların hedefinde Türkiye ve Türk insanı bulunmaktadır. 

     Allah aşkına sormadan edemiyorum; Şam'ın; meşhur beyaz minaresi nerededir?..

     Sayın Devlet beyin gündemine taşıdığı gibi, öfkemiz kabarırsa, meselenin sonuna gelmiş olursak, Vallahi de, Billahi de, Mehmetçikler, soluklarını Şam'ın beyaz minaresinde alacaklardır!.. 

     Öfke ile, Türk haykırışı ile sınırı geçerse isek, ( zaten geçmişiz), hiç bir gücü, hiç bir ülke askerini dinlemeden, tanımadan, Şam'ın engin, asude sokaklarına dalarız, Şam'da ikamet etmekte olan zalim Esed'in tacını, tahtını başına yıkar, çile çekmekte olan Suriye'li mazlumları da kurtarmış oluruz!.. 

      Dört asır o topraklardaydık!.. 

     Rahmetli Yavuz hanın emaneti olan, o topraklar, bu aziz milletin hasretini çekmekte, minberinde; "Hakim'ül-Harameyn,"  sözü karşısında, " Hayır!.. Hadim'ül-Harameyn" kutlu haykırışını yeniden duyacağız.. 

     Vallahi!.. Mes'ele Şam'ın beyaz minaresi ile bitmeyecek, akın akın akarak, Tih sahrasını aşarak, yeniden hasretini çekmiş olduğumuz, kutsal topraklara ulaşacağız!.. 

      Bu gün görmekteyiz ki, tüm Orta Doğu ülkeleri Türk'ün idaresi ile, hasreti ile yanıp tutuşmaktadır. Çünkü, tam olarak dört asır, bu insanları rahat ettirmişiz, askerliği unutmuşlar, disiplin nedir bilmiyorlar!,,

     Artık, Müslümanlar uyanmışlardır. Rus'un manevralarını, ABD'nin sinsiliğini, İngiliz'in iki yüzlülüğünü artık belleklerine kazımış durumdadırlar, 

     Sonuç yerine;

     "Petrolü seviyorum" diyen sarı kafalı adam, ne kadar kan akarsa, o kadar keyif edecek, boksörle baş başa verip, göbeklerini kaşıyacaklardır. 

     Onun içindir ki, o güzelim şehirler hak ile yeksan olmuş.. Halid Bin Velid'in makberesi bile bombalanmış, ne kadar İslam büyüğü Şam topraklarında medfun ise, tamamı delik deşik edilmiş, Neron'un bile, Mussolin'in bile, Hitler'in  bile yapmayacağını akılsız ve insafsız Esed yapabilmiştir!.. Allah; belasını versin!..

      Dolayısıyla, aziz milletimizi öfkelendirmesinler, sinir uçlarıyla uğraşmasınlar!.. Aksi halde, yönümüzü, harekat halimizi o tarafa çevirir isek, hiç bir güç, hiç bir kuvvet karşımızda duramayacak, tamamını ezip, tepeleyip geçeriz!..

     Bu harekattan, Feto'da nasibini alacak, YPG. YPD'de Daeş'de yeterince nasibini alacaktır!.. Rabbim!.. Bu aziz millete güç ve kuvvet ihsan buyursun!.. Birini bin yapsın!.. Zalimin karşısındabükülmeyi, el ayak öfelemeyi göstermesin!.. Şehidlerimizin makamları cennet olsun.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir