Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

Hoca Nasrullah Efendi ve Zuhr-i Ahir Namazı

Hoca Nasrullah efendiyi bilenler bilir!.. Kendi İlçem Afşin halkı, Osmaniye ve Adana bölgesi, merhum hocamızı tanır, ismini duydukları zaman da Fatiha okumadan geçmezler!..

Ben yaştaki insanlar daha terü taze iken, temyiz çağına bile girmemiş iken, hoca Nasrullah Efendi, Afşin İlçesi merkez Vaizliği yapmış, direnç sahibi, korkusuz, hurafelere karşı mücadele vermiş bir hoca efendi idi!..

Yıllar yılları kovaladıktan sonra, bendeniz yetişerek, hafızlık yaparak Afşin Müftülüğünde görev yapmaya başladım.. Emin olun ki, kafamda ve beynimde bir ukde gibi duruyordu.. Hoca Nasrullah Efendi sevgi ve saygısı!..

Zaten, Afşin İlçesini dini alanlarda gündeme taşıyan iki müthiş alim, hoca efendi olmuştur!.. Bunlardan birisi Afşin Müftüsü Durdu Mehmet Güneşli ( Çakıroğlu), diğeri de merhum hoca Nasrullah Efendidir!..

Afşin Müftülük dosyalarını, klasörlerini inceler, araştırır, takip ederdim ki, bu güzide insanlara ait bir bilgi elde edemez miyim!.. Çocuk olduğum için çağlarına yetişememiş, vaaz ve sohbetlerinden istifade edememiştim!..

Ama, Nasrullah Efendi'nin namını, ününü, şanını yakinen dinlemiş ve duymuştum. Hani, şu sıralar bile, Cuma namazlarından sonra kılmış olduğumuz " Zühr-i Ahir", isimli uydurma namaza karşı, o günün şartlarında vermiş olduğu mücadeleyi!.. Dolayısıyla,

1982 yılında Ankara'dayım. Misafiri olduğum merhum Mustafa Şahin bey, ( Başçavuş), bana: Nasrullah Efendi'yi ziyaret edip etmeyeceğimi sordu. Emin olun ki, çocuklar gibi sevindim. Ve yola koyulduk.

Küçükesat'taki, evine ulaştık hoca efendinin!.. İleri yaşına rağmen, hasta yatağından kalkarak bizi karşıladı. Ve tanışmış olduk.. Hoş beşten sonra, Afşin İlçe halkından sorular sormaya başladı.

Bana sorusu şu olmuştur: " Afşin halkı hâlâ Zühr-i Ahir namazı kılıyor mu?" oldu. Dedim ki: " Hocam, sizin ulaştığınızı, sizi dinleyen insanlar kılmıyorlar, sizi dinlemeyenler, kılıyorlar!" dedim.

Hoca Nasrullah Efendi müthiş bir alim idi!.. Mükemmel tahsil yapmış, ictihad yapacak derecede bir alim idi!..

Kütüphanesine baktım ki, bir tane bile Türkçe eser yok!.. Evet, " Zühr-ii Ahir" konusunda muhterem hocam Nasrullah Efendi haklı idi!.. Ne yazık ki, " Zühr-i Ahinr" uydurma, çarpık namazı halen kılınmakta, bir kısım sufiler, gelenekçi, atalarcı insanlar o namazı kılmadıklarında, sanki Cuma Namazını kılmıyormuş gibi bir düşünceye kapılmaktadırlar. Halbuki;

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 14,10.2002 tarihli kararına göre kılınmaması gerekiyordu. Çünkü, o kararda, kılınması ve kılınmaması ile ilgili şu hususlar bizleri uyarmaya, aydınlatmaya yeter ve artar bile.

" Zuhr-i ahir namazının gerekliliğini ileri sürenlerin hareket noktası, bir yerleşim biriminde birden fazla camide cuma namazının sahih olmaması ihtimalidir. Bunlara göre, bir zorunluluk bulunmadıkça, bir yerleşim yerinde sadece bir yerde Cuma namazı kılınır. İhtiyaç yokken, birden fazla yerde kılınması halinde, namaza ilk başlayanların cuma namazları sahih olur, diğerlerinki olmaz. Bu durumda diğerlerinin öğle namazını kılmaları gerekir."

" Zuhr-i ehiur namazının kılınmasına karşı çıkanlar, şüpheyle yapılan ibadetin geçerli olmayacağı düşüncesinden hareketle, bu namazın kılınmaması gerektiğini söylemişlerdir. Bunlara göre, şüpheyle ibadet makbul değildir.

Bu itibarla, " belki Cuma namazı sahih olmamıştır." diye zuhr-i ahir kılmak doğru olmaz." " Bir kısım âlimler ise, Hz. Peygamber, Sahabe ve Tabiîn döneminde böyle bir namaz bulunmadığından hareketle, Zuhr-i ahir kılmayı bid'at kabul etmişlerdir."

" Diğer taraftan zuhr-i ahir namazının ihtiyat sebebiyle kılındığını ileri sürmek, sağlam bir temele dayanmamaktadır."

Durum ve kararlar ortada iken, Müftü, Vaiz ve İmamlarımızın konuyu ört bas etmeleri, " Neme lazım" " gününü gün et" gibi davranışları, günden güne değişen hayat şartlarını, entellektüeli , çağımızdan ziyade, çağlara ışık olacak, damga vuracak olan İslam'ın, Kur'an'ın önünü tıkamaktadır.

Dolayısıyla, merhum Nasrullah hoca bilginimizi, Kur'an erini bir kere daha rahmetle anar, genç hocalarımızın korkmadan, ürkmeden gerçek İslam yolunu göstermelerini ümid ederiz.

Netice olarak;

Günümüz hocalarına büyük işler, mükellefiyetler düşmektedir. Hale peşlerinde " Zuhr-i Ahir" uyduruk namazını kılmak için debelenen insanları uyarmak, her hangi bir didişmeye, tartışmaya girmeden aydınlatmak görevleri olmalıdır.

Çünkü, ben bunu Hollanda ülkesinde görmekte ve şahit olmaktayım. Nice atalarcı Müslüman kardeş bulunmaktadır ki, "Vay sen misin zuhr-ı ahir namazına karşı çıkan hoca" hücumlarından, sitemlerinden geçilmemektedir.

Çünkü, alışılmış, Kur'an dışı öylesi eylemler bulunmaktadır ki, farz olmuş, vacib olmuş, sünneti sollamış durumdadır..

Son söz olarak, " Zuhr-i ahir" gibi uyduruk namazlar, İslami gelişmenin önünü tıkamakta, Kur'an'ın anlaşılmasına engel olmaktadır.. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın